Giriş Tarihi: 5.04.2019

Kavuşamamanın cazibesi

Sanat tarihçisi, yazar Prof. Dr. Gül İrepoğlu yeni romanı Kavuşmak’ta, içinden rengârenk müzikler taşan, gizli kalmış bir müzik kutusunu açıyor ve iki ayrı zaman diliminde yaşanan, pürüzsüz olmasa da görkemli iki aşkı birden anlatıyor

Yüzyıllardır edebiyatın en güçlü hikayeleri tamamlanamayan aşkları anlatır. Aşk, vuslata eremediği, karşılık bulamadığı, karşılık bulsa bile kavuşulamadığı ölçüde güçlüdür. Ve her dilde, her toplumda edebiyatçılar bu tür bir aşktan sonuna kadar beslenebilir. Aşk yaşanamadığı ölçüde edebiyat adına cezbedicidir. İşte bu yüzden Gül İrepoğlu'nun kaleme aldığı, Hep Kitap tarafından yayımlanan Kavuşmak isimli roman, insanın içinin kıpır kıpır olduğu bu bahar günlerinde ilaç gibi gelebilir okura. Eğer, tarihe merakınız varsa, yaşanmış hikayelerin kurguyla süslenmiş hallerini seviyorsanız, bir aşk hikayesi okumayı özlediyseniz Kavuşmak tam size göre olabilir. Kavuşmak, Tanburi Cemil Bey'in oğlu Mesut Cemil Bey ile ölene kadar ona olan aşkından vazgeçmeyen Dürdane Hanım'ı eksenine alan, gerçek kişilerden yola çıksa da kurgusal bir roman. Genç bir kadın yazar bir huzurevinde kalmakta olan Dürdane Hanım'ın ziyaretine gider. Dürdane Hanım ömrünün son demlerinde, yazardan hayat hikâyesini yazmasını ister. Dürdane Hanım 1940'ların sonunda konservatuvarın seramik bölümüne girdiğinde, Türk musikisi bölümünde ders veren Mesut Cemil Bey'le tanışır. Çocukluğunun radyo günlerinden sesine aşina ve hayran olduğu Mesut Cemil'in de derslerine girmeye başlar. İleride kendisi de konservatuvarda halk müziği hocası olacaktır. Aralarında çok yaş farkı olmasına ve Mesut Cemil Bey'in de evli olmasına rağmen genç Dürdane hocasına âşık olur. Bu 'kavuşma'sız aşkı romanlaştıran kadın yazar ise, geçmişte yaşanmış ya da yaşanamamış bu hikâyenin içine girdikçe, kendi aşkını hatırlar. Gül İrepoğlu, Kavuşmak ile sanki gizli kalmış bir müzik kutusunu açıyor, içinden rengârenk müzikler taşan. İki ayrı zaman diliminde yaşanan, pürüzsüz olmasa da görkemli iki aşkı birden anlatıyor.
İLHAM VERMEYE HAZIRIM
Roman boyunca Dürdane Hanım ve Mesut Cemil Bey arasındaki iletişim dili öylesine özenli ve naifçe aktarılmış ki, insan eski zaman aşklarına özenmeden edemiyor. Birbirleriyle ilgili duygularının ortaya döküldüğü anlar sıkça yer alıyor romanda. O anlardan birinde Mesut Cemil Bey, Dürdane Hanım'ın yazdığı şiirlerden övgüyle bahsediyor:
"Şiirlerinizde kullandığınız Dildade mahlası nasıl da gönlüme işler bilseniz! 'Gönül vermiş...' Ne kadar zekice bulmuşsunuz bu sözü, isminizle de tam bir ahenk içinde. Ve de kelimelere hükmetmekteki maharetiniz... Bunca genç bir dimağda ne hazineler saklı demek."
Dürdane Hanım'sa bu iltifalar karşısında cesaretini topluyor ve ilgisini belli etmeye karar veriyor şu cümlelerle:
"Size layık olacak şiirler yazılmadı henüz. Ben sadece gayretli bir talebeyim. O şiirleri bana sizden akseden kuvvet, sizden aldığım ilham yazdırıyor. Buna muhtaç olduğumu biliniz, daima. Daima..."
Bu itiraf karşılıksız kalmıyor elbette. Cemil Mesut Bey, incelikle bu aşka karşılık veriyor:
"Ben de size ilham vermeye hazırım benim nadide incim, daima..."
Romanın atmosferi işte böyle diyaloglarla süslü... Roman yazarın yaşlı kadınla görüşmelerinde dinlediklerini kurgulamasıyla sürer. Anılar birbirine yaslanır, dallanıp budaklanır, inişli çıkışlı aşkın hikayesi, ateşli mektuplarıyla ve incelikleriyle, hüznüyle, sevinciyle ortaya dökülür. Dürdane Hanım, sevgilisini anlatmayı hevesle sürdürür, onun tamburda ve viyolonseldeki olağanüstü yeteneğini, müziğe getirdiği yenilikleri ve aralarında geçen küçük anekdotları aktarır. Bir de kedileri çok sevdiğini, onlar hakkında öyküler yazdığını. Yazara Mesut Bey'in kedi öykülerinden pasajlar okur. Bu sırada yazarın adama hayranlığı giderek artar. Kedileri birer kişilik olarak görüp dünyalarına saygı gösteren bir adamdır o. Etrafından şefkati esirgemeyen bir adam. Dürdane Hanım anlatımlarını eski şarkılarla, o şarkıların sözlerinden yansıyan aşk ve özlemlerle süsler. Yazar bu şarkıları dinlemek ister, daha önce kendisine yabancı olan klasik Türk müziğini tanımaya ve sevmeye başlar bu yolla... Mesut Bey'in çocukluğunun geçtiği eski İstanbul semtlerinden söz ederler, yazar da bunlardan birinde oturmaktadır. Aralarındaki paralellikler giderek çoğalır.
Kokular unutulmaz
Geçmişte yaşanmış bu büyük aşkı konu eden, kitabın kahramanı yazarsa ayrı bir duygu dünyasına sürüklüyor insanı. Özellikle aşka dair tespitleri, tanımlamaları son derece çarpıcı. İşte aşka ve kokuya dair o cümleler:
"Yazar kokuların aşkla ilişkisini çok iyi tanıyor, hatırlamakla ilişkisini de öyle. Kişiyi kanatlandırıp hayallerin ötesine sürükleyen kokular... Sonra da olmayan ülkelerin orta yerinde bırakıveren.
Birlikte yapılacak kahvaltının başlangıcındaki kızarmış ekmek kokusu.
Çocukluktaki sinema günlerinde ek ödül olarak yenen sosisli sandviç sosunun durmuş beklemiş kokusu.
Eski sandıktan çıkan tığ işi örtülerin kokusu.
Çocukluk denizinin kenarındaki kumlara vurup kurumuş yosun kokusu.
İlk kez gidilen bir şehrin havaalanı kokusu.
Sevişme sonrasındaki çarşaf kokusu.
Ayrılıp giderken parfümünü sıkmamış mıydı onun yastığına gizlice? Ve bornozuna. Kokunun bir gün uçup gideceğini bile bile. Bir kez orada olunca artık taşıdığı anılar uçmaz diye ummak. Aşıkların kokuları eskir mi?"

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.