Cuma 14.06.2019

Bir ulus böyle doğdu

19 Mayıs 1919’un üzerinden bir asır geçti. Milli Mücadele ile ilgili anlatılara kimi zaman ideolojik kimi zaman arkaik, kimi zaman da hamasi yaklaşımların gölgesi düştü. Peki gerçek neydi? Ali Satan 100 soruda belgeler, hatıratlar üzerinden bu süreci anlatıyor

Mustafa Kemal Atatürk, Milli Mücadele'nin nasıl verildiğini anlattığı Nutuk'a "1919 senesi Mayısı'nın 19'uncu günü Samsun'a çıktım" cümlesiyle başlar. Boşuna değildir bu güne vurgu yapılması. Çünkü o gün tarihimizin çok önemli kırılma noktalarından biridir. Kurtuluşa ve bağımsız bir ülkeye giden yolun başlangıcıdır 19 Mayıs. Bunun için Kurtuluş Savaşı'nın miladı kabul edilir. Ve bu tarihin üzerinden tam bir asır geçti... Bir asır, uzun soluklu, ilham verici bir bağımsızlık mücadelesinin toplum ve ülke olarak tam anlaşılması için aslında çok uzun bir süre. Peki bunu başardık mı? İşte orası tartışmalı... Milli Mücadele'nin 100. yılında Türkiye İş Bankası Müzesi'nde açılan İstiklal sergisini görünce Kurtuluş Savaşı'nın ne zorluklarla verildiğini ama her şeye rağmen nasıl bir kararlılıkla yürütüldüğünü anlıyorsunuz. Bine yakın belge, fotoğraf, film ve objenin yer aldığı serginin iddiası bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak değil, bilineni bağlamından kopartmadan, kendi gerçekliğinde daha derinlikli anlatmak. Belki de Milli Mücadele'yi tam anlamak için yapılması gereken bu... Ki son zamanlarda çıkan kitapların, bu konuyu ele alan tarih dergilerinin, tarihçilerle yapılan söyleşilerdeki eğilimlerin bu yönde olduğu söylenebilir. (Bu da gelecek için açıkçası umut verici...) Ali Satan'ın 100 Soruda Milli Mücadele kitabı da temelde bunu yapıyor. Milli Mücadele'yi dönemin şartları içerisinden anlatıyor. Bunu yaparken de soru kalıplarını kullanarak ilerliyor. Bu soruların meraklandırıcı ve yer yer şaşırtıcı olduğu söylenebilir. Mesela Mustafa Kemal'in 13 Kasım 1918- 16 Mayıs 1919 arasında İstanbul'da bulunduğu süreci anlatırken "Mustafa Kemal Paşa İstanbul'da neden tutuklanmadı?" diye soruyor. İlk planda sert, ezber bozan bir soru gibi gelebilir. Ama Satan dediğimiz gibi dönemin şartları içerisinde İstanbul'da o zaman yaşanan tutuklamaların neden kaynaklandığını (İttihatçıların ileri gelenlerinden olmak, savaş sırasında İngiliz askerlere kötü muamelede bulunmak) anlatıp Mustafa Kemal'in tutuklanma gerekçesinin bulunmadığını kaynak göstererek anlamamızı sağlıyor.
OKUDUKÇA SAYGINIZ ARTAR
Milli Mücadele kendi içinde tutarlı, fedakarlıklarla dolu, örgütlü, meşru ve bu meşruluğu sayesinde birçok başka ulusa da örnek olmuş bir süreç. İster iyi niyetli ister art niyetli ne tür soru sorarsanız sorun, gelecek cevaplar hep bu gerçeği işaret ediyor. Sapan da bunun farkında olsa gerek. Çünkü dediğimiz gibi ne kadar ezber bozan sorular sorsa da nihayetinde cevaplarda hep bu gerçekle karşılaşıyor ve Kurtuluş Savaşı'nda verilen mücadeleye saygınız katbekat artıyor. Burada sorudan ziyade cevapların niteliği önemli. Satan sorulara cevap verirken, hatıratlardan, akademik çalışmalardan, raporlardan, arşiv belgelerinden yararlanıyor her cevabında mutlaka kaynak gösteriyor. Böylece yazdığı Milli Mücadele sürecini hem hamasetin meselenin içini boşaltan dilinden hem kimi ideolojik bağnazlıktan korumuş oluyor... Ki bu yaklaşımın kıymetli olduğu artık anlaşılmış durumda... Bu yaklaşımının neden kıymetli olduğunu bir örnekle açıklamak en doğrusu galiba. Yıllar önce bir gazetede "Samsun'a İngiliz vizesi" diye manşet atmıştı. Bu aslında konuya vakıf olanların bildiği bir gerçekti ve şaşıracak da bir şey yoktu. Çünkü Mondros Ateşkesi'nden sonra Boğazların kontrolü İngilizlerdeydi ve onların izni ile gemiler hareket edebiliyordu. Hatta Mustafa Kemal Atatürk yıllar sonra Falih Rıfkı Atay'a verdiği söyleşide bu sürecin nasıl gerçekleştiğini de bizzat anlatmıştı. Fakat tabii gazetenin niyeti farklıydı, ideolojik bağnazlık devreye girmiş, bilinen bir gerçek bağlamından kopartılarak Milli Mücadele ile ilgili kara propaganda malzemesi haline getirilmişti. Başa dönersek belki Milli Mücadele üzerindeki tartışmalar bitmiş değil ama 100 yıl sonra kimi ideolojik ve arkeik yaklaşımlardan vazgeçildiği, en azında bu yaklaşımların artık bir işe yaramadığı anlaşılmış durumda. Bir asır sonra Kurtuluş Savaşı'na kendi gerçekliği üzerinden bakmak da herhalde önemli bir aşama, ne dersiniz?

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.