Cuma 14.06.2019

Ursula’nın son vuruşu!

Geçen yıl hayatını kaybeden, edebiyatın önemli isimlerinden Amerikalı yazar Ursula K. Le Guin’in son kitabı Boşa Geçirecek Vakit Yok raflardaki yerini aldı

Ursula K. Le Guin denildiğinde aklımıza ilk olarak bilim kurgu kitapları gelse de o; şiir, tiyatro, çocuk ve genç edebiyatında birçok eser ortaya koydu. 89 yaşında yaşamını yitiren değerli yazarın, ölümünden birkaç ay önce yayımlanan kitabı Boşa Geçirecek Vakit Yok, Hep Kitap aracılığıyla Türkiye'deki okurlarıyla buluştu. Le Guin'in blog yazılarından derlenen kitap, bizleri sevimli bir sohbetin dinleyicisi yapıyor. Kimi vakit bir sorgulayış, kimi vakit bir iç geçiriş, kimi vakit bir başkaldırış, kimi vakitse öylece, dümdüz bir iç döküş... Boşa Geçirecek Vakit Yok'ta Ursula Le Guin'den sadece edebiyatı, düşünceyi, hayatın yazılı olmayan kurallarını dinlemiyoruz... Subaru arabasını, kedisi Pard'ı, okur mektuplarına verdiği tepkileri de dinliyoruz. Hele ki ihtiyarlığını anlattığı esnalarda, ona biraz daha yaklaşıyorum hissine kapılıyorum. Yaşlılığıyla ilgili muazzam bir şey söyleyiveriyor Eksilmiş Bir Şey isimli yazısında, "Bana yaşlılığımın var olmadığını söylemek aslında benim de var olmadığımı söylemek demek. Yaşımı sildiğinizde, hayatımı da siliyorsunuz - beni siliyorsunuz." Bilim kurgu kitaplarıyla kurduğu dünyaları düşünüyorum aynı anda... Shevek'in gümüşi eliyle Takver'in gümüşi koluna dokunarak demesi gibi: "Dünyanın ne kadar güzel olduğunu görmenin yolu, onu ay gibi görmekten geçiyor. Yaşamın ne güzel olduğunu görmenin yolu ölümün bakış açısından bakmaktan geçiyor." (Mülksüzler-1974)
BOŞA GEÇİRECEK VAKTİM YOK!
Sokakları kaplayan koca yapıları çağrıştıran blog kelimesine de, interaktifliğe de mesafeli olan Le Guin'e, bu mecrada var olmakla ilgili ilham veren de Josè Saramago'nun 85-86 yaşlarında yayınladığı blog yazıları olmuş. Adeta insan ruhunun anatomisini çıkardığı Körlük'te, "Zamana zaman tanıyın, her şeyi çözümlesin" diyen Josè... "Böyle bir işe kalkışmak için fazla içe dönük biriyim" dese de Ursula, bunu sevmiş olmalı, yoksa bu kadar içten olamazdı. Josè'nin 'zaman'ından söz açılmışken Le Guin'e Harvard Üniversitesi'nin yolladığı anketteki bir soru, derlenen bu kitaba ismini vermiş belli ki. Soru şu: "Boş vakitlerinizde neler yaparsınız?" "Bu sorunlu bir soru, acaba Ursula ne diyecek bu işe?" diye düşünürken cevabı gecikmiyor: "Zamanım uykuyla, gündüz düşleriyle, iş yapmakla, dostlarıma ve aileme e-posta yazmakla, okumakla, şiir yazmakla, film izlemekle, nakış işlemekle, düşünmekle, unutmakla, yemek pişirip mideye indirmekle, mutfağı toplamakla, yürüyebiliyorsam yürümekle, seyahat edebiliyorsam seyahat etmekle geçiyor." Boşa geçirecek vaktim yok! Kibirden uzak bir cevap olarak geliyor bana bu; çünkü sen o kadar şiir yaz, roman yaz, bilim kurgu alanında hayal gücünü sürekli şarj et, sonra kalk yemek pişirmekten, mutfak toparlamaktan, alışverişe çıkmaktan bahset. Yaptığı her işi sevmek, işte bu...
SANAT BİR İZAHAT DEĞİLDİR
Yazılarında, yazın sektöründen ve kendi edebiyat anlayışından da sık sık bahseden Le Guin, kendisine gelen mektuplar hakkındaki fikirlerini paylaşırken de bizi yeni bir boyuta taşıyor. Eserlerine yönelik 'anlayış-kavrayış' hususları üzerine yorum yapanlarla bloğu aracılığıyla iletişim kuran yazar, bir bakıma yıllardır tartışması bitmeyen "Sanat sanat için mi, toplum için mi?" sorusuna bence kısmen cevap veriyor: "Sanat bir izahat değildir. Sanat bir sanatçının yaptığı şeydir, sanatçının açıkladığı şey değil."
KANAYAN YARA İNTERNET
Okumaya ve araştırmaya ayıramadığımız vaktin bedelini, internetle beraber kolayca ulaşabildiğimiz bilgilerin gerçekliğinden sürekli şüphe duyarak ve konuşup/yazdıklarımızdan tatmin olmayarak çekiyoruz bence. Le Guin yüzleştiriyor bizi bu aymazlıkla bir güzel! Sosyal medyaya yetişmiş olan bir yazar, böylesi iletişim çağına yetişememiş olan nice yazarların okuyucuları için kanayan bir yaraya da parmak basıyor İçimizdeki Çocuk ve Çıplak Siyasetçi adlı yazısında. Edebiyat temalı tişörtler yapan bir firma, kendisine ait olduğunu düşündükleri bir cümlesini kullanmak için izin istiyor ve cümle şu: Yaratıcı olan bir yetişkin, sağ kalabilmiş bir çocuktur.' Ursula şaşırıyor tabi bu işe, var mı ki böyle bir cümlesi? Aslında yok ama sosyal paylaşım sitelerince var! Le Guin'i asıl kaşıyan şey şu, cümlede, yalnızca çocuğun canlı ve yaratıcı olduğunu ifade etmesi, büyümenin değerinin düşürülmesi. Blog yazıları sayesinde derlenen Boşa Geçirecek Vakit Yok için web dünyasına müteşekkiriz; ancak Ursula Le Guin vesilesiyle de internet aleminin manipülasyon olan eleştirimiz de baki.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.