Cuma 14.06.2019

Yoksa Trump’ın zaman makinesi mi var?

Avukat Ingersoll Lockwood’un 1893 senesinde 1900 ya da Son Başkan ismiyle yayımlanan romanındaki kahramanın, ABD Başkanı Donald Trump ile benzerliği dikkat çekiyor. Baron Trump ve köpeği Bulger’in birbirinden ilginç fütüristik göndermeler içeren maceraları Minas Kitap etiketiyle artık Türkçede...

Amerika Birleşik Devletleri'nin 45'inci başkanı Donald Trump tamamen bir proje olabilir mi? Hillary Clinton'ı oldukça tartışmalı bir seçimde alt edip Amerika'nın başına geçen Trump ve ailesi aslında büyük bir planın parçası mı? Ya da Trump ve ailesi bir zaman makinesi ya da bir kara delikten günümüze mi geldi? Üst üste sorulardan sıkılıp ya da komplo teorilerini sevmediğiniz için yazıyı okumayı bırakmayın, sizi heyecan verici bir yazarla tanıştırmak istiyorum. Adı Ingersoll Lockwood, 1841 yılında New York'ta dünyaya geldi. Avukat ve roman yazarı olan Lockwood'u günümüze taşıyan sebep ise ilk kez 1893 yılında yayımlanan eserlerinin yeniden gündeme gelmesi... Minas Kitap tarafından Türkçeye de çevrilen üç kitabında Lockwood, kimi zaman hayranlık uyandırırken kimi zamanda ürperten öngörülerde bulunuyor. 1900 ya da Son Başkan isimli üçlemenin ilkinde yazar, Amerika kıtasının 1800'lerin sonunda yaşadığı buhranı kurguluyor. Kuzey ve Güney'in savaşı, işsizlik, tarımdaki sıkıntılar derken yaşanan ekonomik çöküntüde sahneye Baron Trump ya da kitaba verilen isimle 'Son Başkan' çıkıyor. Game of Thrones'un sonunu ilan edenlerin 'linç' edildiği bir dönemde serinin kısacık ilk kitabının sonunu söylemeyelim ama şunların da altını çizelim: Baron Trump'ın eyaletlerde oluşan birliğin başına gelirken faizcilere yüklenmesi, Amerikan milliyetçiliğini körüklemesi, sürekli işsizliğe vurgu yapması ve iddialı gelecek senaryoları; günümüzdeki Trump'ın seçim propagandasıyla şaşırtıcı derecede örtüşüyor. İlk kitabın sonunda aklıma Netflix'ten izleyebileceğiniz Dark dizisi geldi. Dizide zaman makinesiyle başka bir zamana geçmek mümkün olabiliyordu ama bu gerçeği herkes bilmiyordu. Trump da zamanımıza böyle gelmiş olabilir mi? Serinin ikinci ve üçüncü kitaplarında ise bu kez siyaset dışında anlatılan hikayeler yaşanıyor. Yazarın "Dünya, Dünya İçinde" sözüyle yine zaman düzlemlerinin içine giriyorsunuz. Zengin aristokrat bir ailenin çocuğu olan küçük Trump ve -herkesin arkadaş/yoldaş olmak isteyeceği- köpeği Bulger'ın hikayelerine dalıyorsunuz. Kuzey Rusya'da Ural Dağları batı yamaçlarından bir kapıdan girip başka alemlere yolculuk ediyorsunuz. Baron'un Rusya'ya yaptığı seyahatte yanında olan akıl hocası Don'a da (mevcut başkan Trump'ın ön adı Donald'ın kısaltması) bir atıfta bulunalım. Kitapta geçen "Hayvanlar ve bitkilerin bizim duymadığımız dilleri vardır" sözlerine dikkat çekelim. Son iki yıl içerisinde ağaç ve bitkilerin aralarında haberleştiklerine dair Türkçeye de çevrilen bilimsel kitaplar yayımlandı. Bu noktada kitabın 1900'lerin başında yayımlandığını bir kez daha vurgulayalım. Kitaplarda ilgi çekici bir detay da görme engelli topluluğun, yerlere yaptıkları kabartmalarla iletişim kurması... Bu topluluk yalın ayak dolaşıyor ve ayakları da elleri gibi vücutlarına oranla çok daha büyük. Soodiseler denen bu insanlar, kaldırımlarda yazarlarının eserlerini ayaklarıyla okuyarak yürüyorlar. Kimi kaldırımlar filozofların kimileri ise şairlerin dizeleriyle kaplı... Bugün Kadıköy'de kaldırımları süsleyen şairlerin dizelerini ise yine şair Gülten Akın'ın dediği "Ah, kimselerin vakti yok; durup ince şeyleri anlamaya..." diyerek es geçiyoruz. Hayatın bir başka katmanında ise buz ülkesi var. Herkes soğuk havada yaşadığı için mikroplar barınmıyor ve kimse hasta olmuyor. Kahramanımız buraya gelince topluluk onun vücut ısısından dolayı buzul ülkelerinin erimesinden endişe ediyor. Ve olaylar gelişiyor. Bir de Mika İnsanları var. "Gülmeyi öğrendikleri gün, insanlık için kara bir gündü" deniyor. Bu topluluk ise kahkaha düşmanı. Ancak buradaki insanların saydam olmak gibi bir özelliği var. Birbirlerinin kalplerini görebiliyorlar ama kimse karşısındaki izin vermeden diğerinin kalbine bakamıyor. Kitapta seyahat ettiğimiz yerlerden birinde 'yavaş' yaşayan insanlar var. Hiç hasta olmayan bu canlıların sırrı ise kavga, çatışma yaşamamak... "Biz hiç hasta olmayız, çünkü öldürmemiz gereken insanlar yok, uğruna kavga etmek için altınımız yok, Majeste Gelidus çok iyi ve adil bir kral, fetih ya da güç savaşlarını düşünmüyor." Günümüzde artık çok sık rastlanan otoimmün hastalıkların sebebi olarak gösterilen bağışıklık sisteminin zayıflaması için doktorlar stresten kaçınmayı, rahat ve yavaş bir yaşamı öğütlemiyor mu? Ezcümle üç kitap da okuru şaşırtıyor. 1893 yılında yazılan bir kitapta bugünün dünyasıyla büyük benzerlikler görmek insanı hayret ettiriyor. Kitapları resimleyen Charles Howard Johnson'ın adını da anmadan geçmeyelim ve sizi Ingersoll Lockwood'un üç eseriyle baş başa bırakalım. Bu arada yazarın kitaplarını D&R'ın internet sitesinden e-kitap olarak da satın alabileceğinizi hatırlatalım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.