Cuma 01.11.2019

Hayata kadınca bir bakış

İngiliz yazar Jessie Greengrass farklı bir romanla Türk okuruyla buluşuyor. Karşımızda zor sorulara yanıt arayan cesur bir yazar var. Bakış adlı roman Timaş Yayınları tarafından basıldı

Timaş Yayınları tarafından basılan Bakış, İngiliz yazar Jessie Greengrass tarafından kaleme alındı. Baştan söyleyelim elimizde cesur, sorgulayan, okuru kendisiyle ve hayatla sorgulamaya yönlendiren/iten bir metin var. Öyle ki tüm insanlığın çok da kurcalamadığı anne, evlat olma durumunu ince ince, tel tel ayırıp tekrar birleştiriyor Greengrass.
Bunu yaparken çok cesur/ gözü kara/samimi bir yöntem kullanıp, hakiki sonuçlara ulaşıyor.
Farklı bir yöntem izliyor yazar, bir yandan kahramanını usul usul okurun özleri önünde soyarken bir yandan da bilim tarihinin dolambaçlı koridorlarında dolaşıyor.
Kah Wilhelm Röntgen'in laboratuvarına giriyor kah Freud'un terapi divanını merkeze alıyor.
Tüm bunları yaparken sakin ama kararlı bir yazım tutturuyor.
Etkileyici bir yöntem.
İsimsiz bir anlatıcımız var. Kendi annelik serüvenini anlatırken, annesi ve psikanalist olan anneannesinin hayatlarına dalıyor.
Greengrass'ın romanında erkekler var elbette ama başrol kadınların. Kahramanımızla birlikte üç anne var yani merkezde.
Kısacası Bakış evlat, anne, anneanne olmayı sorguluyor...
Evlat olmak, anne olmak, kadın olmak... Ve her durumun getirdiği sorumluklar, sorumsuzluklar, kadın olmanın getirdiği acılar ve keyifler... Ayrıca yaşam ve ölüm, kayıplar Bakış'ın ana eksenini oluşturuyor.
ÇÖZÜMÜ ZOR DENKLEMLER
Anlatıcımız anne olmak isteyip istemediğine karar vermeye çalışıyor uzun zaman.
Delice korkuyor bir çocuğun sorumluluğunu almaktan, kendi hayatını koruyamamaktan, hata yapmaktan. Ve elbette günün birinde çocuğunun kendisinden uzaklaşmasından...
Birinin evladı olmak hiçbirimizin seçebileceği bir durum değil. Ama anne olmak tamamen bir tercih. İşte isimsiz kahramanımız ilişkisini hırpalamak pahasına bu tercihi kullanıp kullanmamak arasında tabir uygunsa kıvranıyor... İşin ilginç yanı aslında anne olmanın ondaki boşluğu dolduracağını çok iyi biliyor. Ama evlat olarak yaşadıkları aklını, kalbini karıştırıyor.
Ve tam bu noktada derin sorular sorup, çözümü zor denklemler koyuyor okuyucunun önüne...
Annesini kaybettiğinde, evden henüz yeni ayrılmış, kendi hayatına doğru kanat açmış, ergenlikten yetişkinliğe giden yolda hevesli bir genç kızdır kahramanımız.
Kısa bir süre sonra anne hastalanır. Zor bir hastalık sözkonusu olan, anne adım adım ölüme yaklaşırken, çok yorulduğunu fark ediyor romanın kahramanı. Yıllardır varolan, doğal roller tersine dönüyor, bakanla bakılan arasında...
Utanıyor ona yıllarca sevgiyle bakan, şefkatini esirgemeyen annesine yabancılaşmaktan.
Ama yabancılaşıyor gün geçtikçe... Elbette fiziksel görevlerinin hepsini yapıyor hep annesinin yanında ama duygusal olarak yaşadığı bambaşka... Hastalık süresince annesine, evine tüm hayata yabancılaşıyor kahraman, git gide içine çekiliyor.
Fakat bir şeyler tükenirken o bir kadın olarak kendini oluşturuyor, çektiği acı yeni hayatının yolunu döşüyor... Annesi ölürken kahramanımız yeni hayatına doğru yol alıyor...
İnsan hiç annesinden yorulur mu? Hasta, adım adım ölüme yaklaşan bir beden mi karışındaki yoksa annesi mi? Bir annenin ölümü kızını tamamlar mı, yetişkinliğe giden yolda keskin bir adım mı?
Bunlar elbette çok ama çok zor sorular...
PSİKANALİST ANNEANNE
Kahramanın anneannesi Doktor K farklı bir büyükanne...
Bir psikanalist...
Kitaplarla ve danışanlarıyla yaşıyor, otoriter... Ama o da bir anne. Her yaz matruşka gibi diziliyorlar Doktor K'nın evinde. Kahramanımız, annesi ve anneannesi... İki anne, iki evlat... İki farklı tarz.
Tüm bunlar olurken kahramanımız kendisini okuyarak iyileştiriyor, ne bulursa o gün Allah ne verdiyse okuyor, okuyor... Ta ki kendince şifa bulana kadar...
Felsefe eğitimi alan yazar Jessie Greengrass, zor sorular soruyor ve yanıtlıyor... Bunu cesur bir tavırla yapıyor. Kuşkusuz, bu kadar ayrıntılarla uğraşmasının, insanların kaçındığı alanlara balıklama dalmasının ardında; yazar merakının, gözü karalığının yanı sıra aldığı felsefe eğitiminin verdiği sakinlik de vardır... Ki bu etkiyi, ustalıkla kurgulanmış katmanlı metinde hissetmemek mümkün değil.
Sonuç olarak karşımızda okuyanın zihnini açan, zor sorulara yanıt arayan iyi yazılmış bir metin var...
FELSEFE EĞİTİMİ ALDI
Yazar Jessie Greengrass 1982 yılında dünyaya geldi. Yazar, yaşadığı Cambridge ve Londra'da felsefe okudu. 2015'te yayımlanan öyküleriyle Somerset Maugham Ödülü ve Edge Hill Kısa Öykü Ödülü'nü kazandı. 2018'de Bakış adlı ilk romanını yayımladı ve Women's Prize for Fiction ödülü finalistleri arasına girdi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.