Cuma 13.12.2019

Bir Amerikan trajedisi

Theodore Dreiser’in klasik sayılan romanı İnsanlık Suçu, Birinci Dünya Savaşı sonrası Amerikan toplumuna ışık tutarken bir yandan da katmanlı bir trajediyle bizi baş başa bırakıyor

19 yaşında bir giysi fabrikasında çalışan genç bir kız olan Grace Brown günün birinde fabrika sahibinin yeğenini görüp ona âşık olur. Grace, Chester Gillette adındaki delikanlıya tutkulu bir aşk hissederken genç adamın ise tek amacı onunla öylesine zaman geçirmektir.
Günün birinde Grace'in hamile kalması ise Chester'ın planlarını bozar ve 'sevgilisi'ni bir tekne gezintisine davet eder. Amacı bu gezintide Grace'ten kurtulmaktır ki öyle de olur.
İki gün sonra genç sevgililerin akıbetini araştıran polis, gölde Grace'in cesedini bulur. İlk başta olaya intihar olarak yaklaşılsa da kısa sürede işin aslı ortaya çıkar ve Chester kasten insan öldürme suçundan idama mahkûm edilir.
Theodore Dreiser'in üç ciltlik İnsanlık Suçu romanı, işte 1906 yılında New York'ta yaşanmış bu trajik olaydan kökünü alıyor. Fakat şüphesiz ki romanın bugün bile çok kıymetli görünmesi ne sadece gerçek bir olaydan yola çıkarak kurgulanmasından ne de trajik bir tutku cinayetini anlatmasından kaynaklanıyor...
Bu durumu biraz açalım...
Amerikan Rüyası kavramı genel olarak çok çalışarak şöhrete, refaha, iyi bir eve, aileye, arabaya kısacası 'başarı'ya ulaşılacağını ifade eder. Birleşik Devletler'de özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında ve Soğuk Savaş yıllarında bu 'rüya' tüm dünyaya çeşitli kanallar vasıtasıyla pazarlanır.
Gel gelelim Amerikan Rüyası'nın pek parlak görünmediği zamanlar da vardır ki Dreiser'in anlatısı da o zamanlara yani Birinci Dünya Savaşı sonrasının ekonomik buhran dönemlerine denk gelir. Yani İnsanlık Suçu'nun nitelikli bir metin haline gelmesinde öykünün bu dönemde geçmesi büyük rol oynamakta.
DOSTOYEVSKİ'DEN ESİNTİLER
İnsani duygu ve değerleri hiçe sayarak kendine tek bir emel olarak zenginliği koymuş bir karakter çıkarır Dreiser önümüze. Clyde Griffiths adındaki bu karakter -ki kendisi Chester Gillette'in romandaki tezahürüdür- yoksul ve dindar ailesinden sıyrılıp amiyane tabirle kapağı zengin amcasının yanına atmak ister. Bu uğurda kuzeninin duygularıyla oynar, fabrikadaki başka bir kızla sonu ölümle bitecek bir ilişki kurar ve daha birçok değeri yok sayar. Tüm bunlar da kendisine trajik bir son hazırlar...
Natüralist bir yazar olarak bilinen Dreiser'in İnsanlık Suçu romanı hem Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sından esintiler taşıması hem savaş sonrası Amerikan toplumunun başarılı bir çözümlemesini yapması hem de ortaya koyduğu katmanlı öyküsüyle klasik mertebesini bugün de koruyan bir eser.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.