Cuma 06.03.2020

Savaş, aşk ve cinayet dünyasızlar

Yüzünü kaybeden bir kız. Esrarengiz bir cinayet. Ve büyülü bir kış yolculuğu. Günümüz İstanbul’undan İkinci Dünya Savaşı yıllarının Sovyetler’ine uzanan Dünyasızlar, modern bir Harut ile Marut hikayesi. Butimar ve Uzakların Şarkısı romanlarıyla on binlerce okura ulaşan ödüllü yazar Kaan Murat Yanık, akıldan çıkmayacak bir masalına imza atmış

Dünyasızlar'ın birinci bölümü Nergis'in vurucu hikayesini anlatarak başlıyor. Sonu ne yazık ki aşina olduğumuz bir şiddetle bitiyor. Nergis'in başına gelenleri soluksuz okuduktan sonra, onunla birlikte bir başka maceranın içine sürükleniyoruz. Zamanda geriye gidiyor, Bakü'de İkinci Dünya Savaşı yıllarına uzanıyoruz. Bu kez Nergis'e ve bize anlatılan hikayenin kahramanları Firuz, Ayvaz ve Maral... İki genç adam ve bir genç kadın... Haliyle aşk işin içine karışıyor.
Tam bu noktada Dünyasızlar'ın yazarı Kaan Murat Yanık'tan söz etmekte fayda var. Yanık'ın kökleri Azerbaycan'a kadar uzanıyor. Yazar Azerbaycan Türkü. Ruslar zamanından kalan, Iğdır'da yer alan bir konakta doğmuş, renkli ve kalabalık bir aile ortamında büyümüş. Anneannesinden dinlediği Azerbaycan, İran masallarından etkilenerek şekillenmiş. "Büyülü gerçekçilik akımını onlardan öğrendim" diyerek anlatıyor yazı eğilimini. Bu yüzden kadim hikayeleri alıp modernleştirmekte ustalaşmış.
Dünyasızlar da işte böyle kadim bir hikayenin modernize edilmiş hali. Harut ile Marut'un hikayesi. Kıyamet Günü'ne kadar kuyuda baş aşağı asılı kalacak olan melek Harut ile Marut'un hikayesi... Kitabın kapağında yer alan illüstrasyon işte bunu anlatıyor.
Peki nedir Harut ile Marut'un hikayesi? Romanda, bu hikaye Firuz ile Ayvaz'ın fal baktırmak ve rüya yorumlatmak için kapılarını çaldıkları Habibe Nine ağzından anlatılıyor:
Öte alemde melekler toplanıp aralarında tartışıyorlar, ademoğlunu çekiştiriyorlarmış. Şu insan denen mahluk, nasıl da zayıf, ne de çabuk nefsine yenilip günahkar oluyor, diyorlarmış.
Meleklerden biri, "İnsanoğlunu bu kadar kınamayın. Onların içine konan nefis çok ağırdır. Dünya denen yerde müstakim olmak zordur" demiş. Diğerleri itiraz etmişler. Tartışma büyüyünce aralarında bir karar almışlar ve içlerinde en takvalı, iradesi en kuvvetli olan iki meleği insan kılığına girip dünyada günaha bulaşmadan nasıl yaşanacağını göstermeleri için seçmişler.
Onlar Harut ile Marut'muş. Harut ile Marut Babil ahalisi tarafından çok sevilmişler. Takvada, ahlakta, dürüstlükte parmakla gösterilen iki örnek şahsiyet olmuşlar ve şehre kadı seçilmişler. Harut ile Marut, geceleri göğe yükselip diğerlerine dünyada yaşadıklarını anlatıyorlar, sabah tekrar insan kılığında yeryüzüne dönüyorlarmış. Birbirlerine "İşte dünyadayız ve insanız. Nefsimize hakim olmakta hiç zorlanmıyoruz. Günahtan beriyiz. Demek ki ademoğulları, tam da tahmin ettiğimiz gibi güçsüz mahluklarmış" diyorlarmış.
Günler geçmiş... Harut ile Marut'un karşısına Zühre adında bir kadın çıkmış. Kadının güzellikte eşi, menendi yokmuş. Harut ile Marut en başta direnseler de zamanla kadına sırılsıklam aşık olmuşlar. Zühre, onlardan ne istiyorsa sırasıyla yerine getirmişler ve günbegün günah denizine batmışlar. İki melek sonunda birbirlerine düşmüşler. Zühre için dövüşmüşler. Aşk şarabı onları öylesine sarhoş etmiş ki Zühre'ye göğe yükselmenin sırlarını bile öğretmişler. Zühre Harut ile Marut'tan öğrendiklerini tatbik ederek gecenin karanlığında göğe yükselmiş, yükselmiş, yükselmiş. Fakat göğün yedinci katında durdurulmuş. Daha öteye gitmesine izin verilmemiş. Zühre ebediyen orada bir yıldız olarak asılı kalmaya mahkum edilmiş. Harut ile Marut'un cezası ise kıyamete kadar Babil Kuyusu'nda baş aşağı sallanmak olmuş.
Dünyasızlar'ı salt bir aşk romanı olarak tanımlamıyor yazarı, "2. Dünya savaşı romanı olarak da adlandırılabilir, dostluk çok önplanda. Tüm bunların ortasında tuhaf bir aşk var" diyor. Bakü'ye giderek roman için yerinde incelemeler yapan Yanık, Çok farklı kaynaklardan faydalanarak 2. Dünya Savaşı'nda Azerilere biçilen role odaklanmış. İkinci Dünya Savaşı'nın Naziler ve Yahudilere yapılanlardan ibaret olmadığını Azerbaycan coğrafyasında, 15 ile 50 yaş arasındaki erkeklerin yüzde 60'ının cepheye gittiğini öğrendikten sonra, romanına bu çerçeveyi oturtmuş. Azerilerin yüzde 80'i savaştan dönmemiş.
Dünyasızlar okuyucuya, son derece akıcı bir dille günümüzde geçen bir şiddeti, 2. Dünya Savaşı'nı, dostluğu, Harut ile Marut'un öyküsünü, aşkı anlatıyor.
ÖDÜLLÜ YAZAR
Kaan Murat Yanık Türk edebiyatının son dönemde en dikkat çeken yazarlarından biri. İki buçuk yılda yazdığı son romanı Dünyasızlar, Turkuvaz Kitap tarafından 50 bin baskıyla piyasaya sürüldü. Yani Yanık'ın hatırı sayılır bir kitlesi var. İlk kitabı henüz 23 yaşındayken yayımlanan Kaan Murat Yanık, bu şiir kitabının ardından 2014 yılında bir öykü kitabıyla okuyucuyla buluştu. Aldığı tepkiler oldukça cesaretlendiriciydi. Bu nedenle 2015 yılında yayımlanan Butimar isimli romanı ona geniş kitlelerin kapısını açtı. Bu roman ESKADER tarafından yılın en iyi romanı seçildi. Ayrıca, yurt dışından da ödüller aldı. 2017 yılında Uzakların Şarkısı romanı onu artık sevilen, bilinen ve yeni romanları özlemle beklenenler kategorisine soktu. O da bu beklentiyi karşılıksız bırakmadı ve iki buçuk yıl süren sıkı bir çalışmanın ardından Dünyasızlar isimli romanıyla 2020'nin ikinci ayına damgasını vurdu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.