Cuma 12.06.2020

Zamanın hükümdarı: Yalnızlık

Kelimeleri gönlümüze nezaketle dokuyan Cahit Koytak’ın onlarca şiirinin bir araya geldiği Yalnızlık Sanatı okuyucuyla buluştu. İçinde, yıllar öncesine ait daha önce yayımlanmamış şiirlerin yer aldığı eser, yalnızlığın tüm zamanları kapsayan ‘hâl’ine lisân niteliği taşıyor

Bir süredir cümlelerimizin başına ya da ortasına "içinden geçtiğimiz şu süreç'' hâkim. Okuyucunun bu girizgâha nahoş bir nazarla baktığından şu kertede eminim artık; ama sürecin de içimizde konakladığı bir gerçek. Rutini bozuldu çoğumuzun, hayatında çok bir fark oluşturmamış olanları bile aldı, kendine kattı. Dışarıdaki hayatın çağıltısına kapıyı kapatıp evlere çekilmek başta cazip geldi –ki elbette ev güvenli bir limandır ve cazibesi daimdir ama konu bu değil- ancak gün geçtikçe bu cezbediciliğe tahakküm kurmaya başlayan bir 'ben'lik çıktı ortaya. İnsan, kendisine olan tahammülüyle yüzleşti. Dinleyen, tanıyan, savaşan, barışan da oldu, nadasa bırakan da... Okuduğum kitaplarda, yıllardır onun gibisinin üstüne çıkamamış pasajı ete kemiğe büründü yine Peyami Safa'nın, "…bütün ihtilaflarımızda yalnızlıklarımız çarpışıyor. Hatta kendi kendimizle mücadelelerimizde bile, kendilerimiz birbirine karşı yalnızdır.'' Bu hep böyle devam edecek, ama dileyelim ki korona günlerinde yüzleştiğimiz yalnızlık, vaktin sonunda idrak sahamızı genişletmiş olsun.
Bu dem, biraz da yalnızlık üzerine düşünme demi şimdi. Onca yazarın, şairin, filozofun ve bilumum sosyal bilimler üstatlarının üzerine kafa yorduğu bu hâlin içine ilk düşüşümüz değil, ama toplumun aynı anda farkında olduğu nadir vakitlerden biri ve özel. Kitaplara biraz daha sığınma, sığınağımızı biraz daha derinleştirme zamanı. O derinlikte kendimizi kaybolurmuşçasına bulmak için en taze kan, geçtiğimiz ayın sonunda raflardaki yerini aldı. Cahit Koytak ve onun biricik Yalnızlık Sanatı... Sanat resimden, müzikten, şiirden çok daha fazlası. Yaşantımızın her anına sirayet eden, ancak alıp parlatmanın bizim elimizde olduğu bir olgu. Son kitabındaki şiirleriyle Koytak yaşamanın da, yaşlanmanın da, ölmenin de, ağlamanın da, yalnızlığın da sanatını yazmış…
SESİNİ ŞİİR İLE YÜKSELTEN ŞAİR
''Beni yazmak istiyorsanız şiirlerimi okumanız yeter'' diyen rikkatli bir söz ustası Cahit Koytak. Alıp başını giderken, insana ne vardığını ne de devam ettiğini sezdirmeyen zamanın akıl almaz koşturmacasında, tüm gürültülerden azade, meşrebine uygun bir seslenişi var çağa: Şiir. Şimdi 71 yaşında olan şair, bu kalabalık ve çok sesli akışın içinde, kendisini ifade etmek için en dingin yola çocukluğunda çıkmış. Öyle bir yolculuk ki, yolcunun hikâyesi aslında hiç de anlatma derdi gütmeden serpiliyor bağa, bahçeye, taşa, toprağa, suya… Cevherinin sırrında biraz da bu münzevilik vardır belki. Böyle bir mücevherin değerine henüz vâkıf olamayan şiir okuyucusu, '"Kucaklaşmamız / nemli bir toz bezinin / nadide bir vazoyu kucaklaması gibi sessiz / ve ihtiyatlı oldu'' mısralarıyla tanıştığında, şiirin devamının aksine gelişecek her şey. Özlenenler, tazeliğini koruyacak: kıvılcımlar çakacak, alevler çıkacak. Cahit Koytak'ın, geçtiğimiz ayın sonunda Vadi Yayınları'ndan çıkan Yalnızlık Sanatı isimli şiir kitabında bizi 200'ü aşkın şiir bekliyor. Daha önce Kitap Kokusunu Seven Tırtıl, Alçak Sesle ve Divanece, Acı Otlar gibi kitaplarında rastladığımız şiirlerinin dışında hepsiyle yeni tanışıyoruz. Koytak'ın 2004-2019 yılları arasında yazdığı manzumeler dokuz bölümün altına yayılmış ve bu dağılımın zaman zaman bizi toparlamak namına dağıttığı da bir gerçek; ama hiç kopmuyoruz sayfalardan neredeyse. Çevirdiği kitapların dilimize adaptasyonunda takdire şayan bir incelik gösteren şairin, kendi şiirlerindeki akıcı üslûbuna şaşmamak gerek. Hem dışından hem içinden oldukça hacimli bir niteliğe sahip olan Yalnızlık Sanatı, Cahit Koytak'ın yer yer alegorik anlatımlar eşliğinde mısralarına ivme kazandırmasıyla, okuyucunun dikkatini zinde tutuyor: Akşam oldu, keder uzattı yine / Nar rengi dudaklarını / İhtiyar kalbimize.
"BOZMADAN UĞULTUYU..."
Dünyadan, olan bitenlerden bahsetmek şiirle okur arasına girmek gibi Cahit Koytak için. Topluluklar içine çıkmaktan imtina edişi de ondan… Yalnızlık Sanatı'nda geçen şiiri Uğultu'da da gösteriyor bu mizacını ve bir kere daha onu tanımak için neden şiirlerine bakmamız gerektiğini lirik bir dille anlatıyor bize, "Ben sadece, içimdeki uğultudan / Şiirimin aradığı sesleri / Yaratan, doğurtan / Ya da dirilten çığlıkları / Bulup çıkarmakta ustayım / Kuşkusuz, bozmadan uğultuyu.'' Hayatımıza değip geçen, tanımadığımız onca insan arasında geçerken şehirlerde ömrümüz, kendimizle baş başa kaldığımız bir zamana evrildik. Tam da mevsim değişiyordu dağlara, tepelere çıkacaktık belki, Koytak'ın Çözülme'sindeki 'ah'ta kalıyor içim. Bizim de şehirde oyalandığımız, paralandığımız, ufalandığımız yeter: Toplayıp kendimizi şehir öykülerinden, biraz kırlara açılmalıydık… Biraz daha vakit var, sonuna yetişiriz belki.
ÇİÇEKLERLE KONUŞMAK
Yalnızlığın tanımını "göğün derinliği, enginliği, maviliği / yerin çoksesliliği, çok dilliliği / çokçekmişliği, çokgörmüşlüğü'' olarak yapan Koytak'ın şiirlerinde yer yer pastoral bir hava da hâkim. Uğur böcekleri, papatyalar, keçi sürüleri… Tam da doğayı en çok özlediğimiz ve onu pencerelerden seyrettiğimiz zamanda. Adaşı bir başka Cahit (Zarifoğlu) tabiata yakın olmakta kâbusu dağıtıcı bir güç olduğunu söylerken ne kadar da haklıymış… Derken sayfalar geçiyor, Yalnızlığa ve Yaşlılığa Kırk Kanat bölümünde isimsiz sıralanmış 41 şiirinden birinde derdini başkasına anlatma sevdasından vazgeçip kendi kendine konuşmanın verdiği sarhoşluğu keşfeden bir yaşlının içgörüsünde buluyoruz kendimizi. Sonra da yavaş yavaş masayla, iskemleyle, duvarla ve saksı çiçekleriyle konuşmanın, gülüşmenin, ağlaşmanın yaratıcı zevkinde! Şairin 2010'da yazdığı bu şiiri yaşamak, bize 2020'de nasip oldu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.