Giriş Tarihi: 10.7.2020

Kuzey edebiyatından ironik bir hesaplaşma

Dag Solstad’ın Lise Öğretmeni Pedersen’in Ülkemize Musallat Olan Büyük Siyasi Uyanışa Dair Anlatısı adlı kitabı adıyla bile ironik bir yapıt olacağına dair bir izlenim uyandırıyor. Kitabı okuyunca o ironiyi mebzul miktarda gördüm tabii. Fakat Solstad’ın anlatısının ana noktası bir tür hesaplaşma. O hesaplaşma da, Pedersen adlı öğretmenin 70’li yılların başlarında Norveç’in bir kasabasına atanmasıyla başlıyor

Dag Solstad daha önce Mahcubiyet ve Haysiyet romanı ile ilgi alanıma girmişti. Daha sonra Sabitfikir'de 'Kuzey Edebiyatı' dosyası yapınca biraz daha yakından takip etmeye başladım. Ama isterseniz gelin işin biraz altını kazımaya çalışalım. Kuzey edebiyatı ülkemizde bir süredir ilgiyle okunup takip ediliyor. Erlend Loe'den Per Petterson'a kadar çevrilen yazarların dillerindeki ironi, saf ve temiz anlatım, özellikle Batı menşeli romanın çok ötesine geçmiş durumda. Hâkim İngiliz ve Fransız edebiyatının gölgesinde gelişse de, artık başlı başına, apayrı bir kanal açmayı başardı dünya edebiyatında kuzeyin yazarları.
Sanırım birçok okurun kuzey edebiyatı ile tanışıklığı Knut Hamsun, Henrik İbsen gibi görece klasik yazarlar eliyle olmuştur. Kendi adıma, Hamsun'un Behçet Necatigil'in tercüme ettiği kitaplarına apayrı bir ilgim olduğunu söyleyebilirim. Fakat artık kuzey edebiyatının açtığı kanal, modern anlatının geldiği noktanın üstüne çıkarak ilerliyor.
Bu yazarlar hem Hamsun'un, İbsen'in bir devamı, hem de hâkim Batı anlatısının -bence- tıkanan olanaklarını genişleten, ilerleten bir hesaplaşmanın içindeler. Kendi hayatlarıyla çok ilgililer. Her metin bir tür hesaplaşma cetveli sunuyor. Kendi hayatlarını Batı yazınının olanaklarıyla anlatıyorlar, öte yandan Batı değerleriyle de birtakım sorunları var bu yazarların.
KAVGAM ADI BİLE MANİDAR
Modernizme karşı hassas bir ön kabulle yaklaşsalar da, kendi yaşam biçimleri üzerinden onu eleştirmekten de kaçınmıyorlar. Ülkelerinin geldiği müreffeh düzey, hepsinin dönüp dolaşıp uğradığı bir ilgi alanı. Bu ilerlemişlik düzeyinin altında yatan sebeplerden, algılar ve olgulardan da bihaber değiller. Kendilerini eleştiriyorlar çünkü ülkelerini eleştiriyorlar. Bunun en somut örneği sanırım Karl Ove Knausgaard olabilir. Özellikle ciltlerce süren kitabına Kavgam adını seçmesi önemli. Aklımıza hemen Hitler'in Kavgam'ını getiren bir başlık. Sadece Hitler'le de sınırlı değil; Knausgaard'ın çocukluğundan başlayarak bizzat kendisini, hayatını roman kahramanı yapması, aklımıza yine Marcel Proust'u ve onunu olağanüstü kitabı Kayıp Zamanın İzinde'sini getiriyor, çünkü Kavgam da Kayıp Zamanın İzinde gibi birçok ciltten oluşan bir dizi kitap.
NORVEÇ'TE KÜÇÜK BİR KASABA
Gelelim Solstad'a ve onun bugünlerde keyifle okuduğum Lise Öğretmeni Pedersen'in Ülkemize Musallat Olan Büyük Siyasi Uyanışa Dair Anlatısı adlı kitabına. Bu uzun isim aklımıza hemen kitabın ironik bir yapıt olacağına dair bir izlenim uyandırıyor. Bende şahsen öyle oldu. Kitabı okuyunca o ironiyi mebzul miktarda gördüm tabii. Fakat Solstad'ın anlatısının ana noktası bir tür hesaplaşma. O hesaplaşma da, Pedersen adlı öğretmenin 70'li yılların başlarında Norveç'in bir kasabasına atanmasıyla başlıyor.
Lise öğretmeni Pedersen 80'li yıllarda başlıyor anlatmaya. Dolayısıyla biz okurlar da, anlatıcı ile birlikte 68 kuşağının Norveç'in bu küçük kasabasındaki bireylerinin hayatına dair bir yolculuğa çıkıyoruz. Pedersen lise öğretmenliğine başlar başlamaz, Larvik adlı kasabada orta sınıfa adım atmanın ayrıcalıklarıyla da tanışıyor. İlerleyen günlerde bir kütüphane memuru ile mutlu bir evlilik yapıyor. Kasabada o sıralarda kurulmuş Marksist- Leninist bir örgüt de insanlar arasında en çok konuşulan konular arasında. Malum, 2. Dünya Savaşı'nda faşizm yenilmiş ve sol örgütler fena bir hızla yükselişe geçmiş. Pedersen'in öğrencilerinden Wernel Ludal adlı genç de bu örgütten etkilenenler arasında. Ve derslerde sürekli Pedersen'i etkilemeye çalışıyor. Bu arada Pedersen de garip bir biçimde bütün etkilere sonuna kadar açık. Sanki o Werner'in öğretmeni değil de Werner Pedersen'in öğretmeni.
Pedersen artık sol jargonla tanışmış, kendisini 'sınıf mücadelesi'nin içinde bulmuştur. Etkiye açık olan hayatına bir kişi daha sirayet eder; o da kapısına sürekli bir propaganda gazetesi olan Klassekanpen'i satmak için gelen işçi Jan Klastad.
Klastad garip bir kişilik. Her meseleyi lümpenlikle, küçük burjuvalıkla ilişkilendiren ve insanlara da kötü davranan birisi. Pedersen'in Klastad'la olan konuşmaları bir tür aydınlanma ile sonuçlanıyor. Bu bütün etkilere sonuna kadar açık olan öğretmenimiz de sol örgüte katılıyor. Öte yandan ekonomik olarak herhangi bir sorunu olmayan ve aslında zengin Norveç'in bu küçük kasabasındaki örgüt, Çin Kültür Devrimi'nden etkileniyor. Maoizmin sert, kırıcı örgütlenme biçimine kapılıp gidiyor. Pedersen parti içinde ilerledikçe gündelik hayatında da birtakım sıkıntılar baş göstermeye başlıyor, adı da "Kızıl Hoca"ya çıkıyor.
İRONİK BİR BAŞYAPIT
Bir de Oslo'dan gelen genç bir kadın, Nina, girmesin mi hayatına. Hesaplaşmalar, ABD'nin Vietnam'dan geri çekilmesiyle başlayan mücadele, örgüt içi sorunlar, dünyanın giderek değişmesi, grevler, lokavtlar...
Anlatı 80'li yıllara doğru ilerlerken Pedersen yorgun düşmüştür artık. Eşiyle ayrılmış, Nina ile uzun süreli bir birlikteliği sürdürememiştir. Parti çatırdamaktadır. Çünkü Norveç'in artan iş gücü ve zenginliği karşısında karikatür bir hal almaktadır. Ve trajik bir sona doğru ilerlemektedir örgütteki kişiler. Solstad'ın anlatı gücüne değinmeden geçemem. Banu Gürsaler, Syvertsen'in de üstün tercümesiyle, bol ritimli, aydınlık, şen şakrak bir anlatı. Siyasi bir roman bir novella olarak dursa da, aslında insanın hakikat karşısındaki acziyetini, zamanla olan mücadelesini anlatan ironik bir başyapıt Lise Öğretmeni Pedersen'in Ülkemize Musallat Olan Büyük Siyasi Uyanışa Dair Anlatısı...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.