Cuma 12.03.2021

Zaman bir zamanlar pasifti artık agresif

Simon Garfield, Turkuvaz Kitap’tan çıkan yeni kitabı Saatler’de, modern dünyada zamana esir olmamızın hikayesini çarpıcı bir şekilde ele alıyor

Simon Garfield ismini Tam Benim Tipim kitabından anımsayanlar olabilir. Garfield bu eserde; modern zamanda fontların, yazı karakterlerinin öyküsüne uzanan ironik bir anlatımla okuyucuyu kuşatıyordu. Turkuvaz Kitap'tan çıkan yeni kitabı Saatler, bu anlamda üzerine daha önce düşünmediğimiz bir hikâyenin başkahramanı olacak düzeyde.
"Mısır seyahatindeyiz" diye başlar yazar, sahilde bir balıkçı gördüğünden ve ona balıklarını daha hızlı yöntemle nasıl tutması gerektiğinden bahseder. Balıkçı "Bunu neden yapmak isteyeyim ki?" diye sorunca ona; daha çok balık tutunca onları satabileceğinden ve iyi bir olta, aynı zamanda soğutucu alabileceğinden bahseder. Balıkçı yine "Bunu neden yapmak isteyeyim ki?" der. Ardından William Strachey'den anlatır Garfield. Ülkesinden beş yıl uzak kaldıktan sonra Strachey İngiltere'ye döndüğünde hayatını Kalküta zamanına göre yaşamaya devam etmeye karar verir, bu cesurca bir harekettir. Çünkü bu karar onu Londra saatinden beş saat 54 dakika ileriye atıyordur. "Hırsın ve çevikliğin erdem sayıldığı modern dünyada ne demek oluyor tüm bunlar" diye sorar Garfield. Balıkçının sükunetiyle Strachey'in deliliği arasında hayatımızdan verdiğimiz tavizler yatıyor diye ekler yazar, hangisini istiyoruz, ikisini mi?
Takvimin günlere politik bakışı empoze eden ilk örnek olmadığını, tüm takvimlerin az ya da çok seviyede düzen, kontrol dayattığını hepsinin kendi usullerine göre politik olduğunu söylüyor Garfield.
VAKİT NAKİTTİR
Sonrasında demiryolunun keşfi ve trenlerin hayata dâhil olması zamanla ilgili yeni bir stres ve tahakküm alanı yarattı. Tren nasıl yakalanacak, trende ne giyilecekti? Almanya'da trenler zamanı kısaltmış büyülü bir icat olarak görüldü. Zaman ve hız kavramlarının çok az kabul gördüğü Viyana'daki yavaşlıktan konuyu Beethoven'ın Dokuzuncu Senfonisi'ne dek uzandırıyor Garfield.
Kürsü işgallerinden konuşma sürelerine, sinemada zamanın hızlandırılması konseptinden, Harold Lloyd'un Safety Last! filminde bir gökdelenin tepesindeki saatin yelkovanına tutunmuş haldeki görüntüsüne, sinema dünyasının en unutulmaz karelerinden biri haline gelmesine kadar geniş bir perspektif sizi kuşatır. Benjamin Franklin sözü, hiç bu kadar yerine düşmemişti diyerek dış dünyada 1 trilyonun bir anda kaybolduğundan bahseder eser. Borsadaki ani düşüşler hep daha hızlı olmalıyız anlayışına getiriliyordur. Hâlbuki Garfield için; zaman çizelgesi doğrusal olmaktan çok döngüsel olacaktır, çünkü zamanın kendine dönme alışkanlığı vardır. "Zaman, bir zamanlar pasifti, artık agresif " diyen yazar, sonrasında bunun nasıl olduğunu ve bundan ne çıkarılacağını açıklamak için 344 sayfa harcıyor.
TUBA KAPLAN

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.