Başkan Erdoğan: Vicdanın temsilcisi olmak zorundayız
Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın kaleme aldığı ve Turkuvaz Kitap tarafından yayımlanan Daha Adil Bir Dünya Mümkün adlı kitap “Dünyanın beşten büyük olduğunu” bir kez daha gözler önüne seriyor
Yeryüzündeki ayrımcılık ve çifte standardı Birleşmiş Milletler (BM) örneğiyle gözler önüne seriyor. BM'nin meşruiyet, işlevsellik, etkinlik, kapsayıcılık, temsil ve yönetişim sorunlarına eğiliyor. "Dünyanın büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığı bir dönemde, insanlığın kaderi, sınırlı sayıdaki ülkenin keyfine bırakılamaz" diyen Erdoğan kitapta şu ifadelere yer veriyor: "BM, kuruluş sözleşmesinde kendisini adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği, tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş küresel bir kuruluş' olarak tanımlamasına rağmen, bunun gerekliliklerini yerine getirmekte etkisiz kalmaktadır. (...) Ne BM, ne de başka bir uluslararası örgüt, uluslararası terörizmin ortak kabul gören bir tanımını yapma konusunda başarılı olabilmiştir. (...) En güçlü gördüğümüz ülkeler salgına teslim oldular. Salgının neden olduğu ekonomik tahribat da ortada. (...) Merhametini yitirmiş bir dönemde bizler vicdanların temsilcisi olmak durumundayız. (...) Batılı ülkelerde, 11 Eylül 2001'de ABD'de yaşanan terör saldırıları sonrasında başlayan İslam karşıtlığı daha açık ifadesiyle Müslüman düşmanlığı etkisini artırarak devam ediyor." Başkan Erdoğan'ın BM'ye yönelik bir reforma önerisi de var kitapta: "BM'ye yönelik devrimci bir reform sürecini harekete geçirmenin zamanı gelmiştir. Sonuç üretecek bir noktaya taşımak için güçlü ilkeler ortaya koymak gerekir. Bu ilkelerden ilki adalet olmalı. Adalet ilkesinin tamamlayıcı unsuru ise eşitlik olmalıdır. Bir başka ilke de temsilde adalet olmalı. İki nedenden ötürü BM'de temsil sorununun çözülmesi gerekir. Birincisi yeni jepolitik gerçeklikler. İkincisi BM uluslararası sistemin mevcut demografik yapısını adil bir şekilde temsil etmelidir. 1.5 milyar nüfusa sahip İslam dünyasının, BM'nin asli karar alma süreçlerinde, kendisine yeteri kadar yer bulamıyor oluşu kabul edilemez. Sürecin bir diğer ilkesi de şeffaflık olmalı. Aynı zamanda, hesap verilebilirlik ilkesi üzerine de inşa edilmeli. Reformun ana ruhunu oluşturan ilkelerden biri olarak, önleyicilik öğretisinin yeniden tesis edilmesi önemlidir."
EN SON HABERLER
- 1 Kime, hangi kitap hediye edilmeli?
- 2 İlber Hoca’nın kitaplarıyla tarihte yolculuk...
- 3 Cem Sultan’ın öyküsüne farklı bakış
- 4 Açık havada kitap okuma vakti geldi
- 5 İnsan en çok kendine yalan söyler
- 6 Hangi irade terbiyesi?
- 7 Birkaç kişisel keşif yolculuğu
- 8 Oruç mevsimine hoş geldiniz çocuklar
- 9 Anadilin yitirilmesi kişiliğin yıkılmasıdır
- 10 Rüyalardan Cem Sultan devrine açılan kapı