Mesleği yazarlık olan bir aile

10 Mayıs 1922 tarihinde doğan Türk edebiyatının ünlü yazarı Vüs'at O. Bener'in dünyaya gelişinin 100. yılını Everest Yayınları bir şenliğe dönüştürüyor. Bener külliyatı 11 ayrı kitap halinde yayımlanıyor.
Asıl sürpriz dededen toruna herkesin yazar olduğu Bener ailesinin ayrı bir altı kitaplık özel setle bir araya getirilmesi. Hepsi özel aile fotoğraflarının yer aldığı kapaklarla süslü altı kitap, iplik dikişleri ve özel kutusuyla okurla özel bir bağ kuruyor.
Bu külliyatın yedi yıl süren bir çaba, üç yüz saatlik arşiv çalışması, dijitale aktarılan üç bin fotoğrafın ürünü olduğunu ve daha keşfedilmeyi bekleyen eserler olduğunu müjdeleyelim. Kitaplara gelirsek... Erhan Bener'in yazdığı Loş Ayna romanını kardeşi Vüs'at O. Bener Yabancı adıyla oyunlaştırmış. Yabancı bilinmeyen, yıllarca Erhan Bener'in evinde duran, sessizce okurunu bekleyen bir eser. Şimdi kitapseverlerle buluştu.
Bir diğer kitap Buzul Çağının Yalnızları'nda Tarih Vakfı'nda yapılan söyleşide kardeş Erhan Bener'in abisi Vüs'at O. Bener'e sorularıyla şekillenen bir sohbet var. Öyle samimi ve içten ki, kendinizi hemen bir sandalyeye ilişmiş, onları dinlerken buluyorsunuz. Kimi zaman aile meselelerini mütalaa ediyorlar. Kimi zaman 1941 yılında yaşanan Refah Faciası gibi acı bir olayı dinliyorsunuz.
Geçelim Titanic'in Kaptanı'na. Vüs'at O. Bener'in tamamlanmamış öyküsünü bitirme görevi torun Yiğit Bener'e düşmüş. Bu eserin girişinde Vüs'at Bey'in son dönemleri ve ikilinin konuşmaları kıymetli... Bir diğer kitap da Erhan Bener'in Civcivler öyküsüne oğlu Yiğit Bener'in Civcivin Torunu öyküsüyle cevap vermesi, 1980 askeri darbesinde yaşanan aile dramına, edebiyatla direnmeye güzel bir örnek.
Ailenin ilk yazarı Râşit Bener'e gelelim... Râşit Bey'in otobiyografik anlatısı Velvele-i Hayat, kızı Bilge Bener Bölükbaşı'nın takdimiyle okurla buluşuyor. Bölükbaşı, Râşit Bener'in 1952-53 yıllarında kaleme aldığı hatıralarını el yazısından derleyerek yayına hazırlamış. Râşit Bener; mal müdürü babasının mesleği gereği birçok Anadolu ilinde ve o dönem Osmanlı sınırları içerisindeki Halep'te yaşıyor.
Yüksek lisansını tamamlarken soluğu Çanakkale cephesinde alıyor. Ardından İstiklal Savaşı'nda Samsun cephesine gönderiliyor. Harp Madalyası ve İstiklal Madalyası'yla onore ediliyor.
Benerler Yazın Ağacı ile bitirelim. Râşit Bener'den başlayarak torun Yiğit Bener'e dek hepsi yazar olan büyük bir ailenin yıllar içinde yaşadıkları anlatılmış. Osmanlı'nın son döneminden başlayarak günümüze uzanan süreçte, yazmaktan vazgeçmeyen Benerler'in ulu bir çınar gibi, Türk okurunu harika bir Türkçe ile gölgesinde mesut ettiğini söylemeliyiz.