Kendi tarihini reddedenlerin trajikomik öyküsü!
Gazeteci yazar Murat Bardakçı’nın Turkuvaz Kitap’tan çıkan yeni kitabı ‘Reddimiras’, Cumhuriyet’in ilk senelerindeki iki önemli hadiseye dikkat çekiyor: Yıldız Sarayı’nın kumarhaneye çevrilmesi ve Osmanlı hazinelerinin satışa çıkartılması...
TOPKAPI'DA MÜCEVHER MEZATI
Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte var olma kavgasının içine düşen ülkemizde, akıl tutulmasına varacak kadar istek ve olaylarla karşılaştık. Gazeteci-yazar Murat Bardakçı, Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra Yıldız Sarayı'yla ilgili yaşananlar üzerinden bir devrin panoramasını gözler önüne seriyor. Osmanlı padişahı ve halifelerinin yönetim merkezi olan sarayın, yabancı kumarhane zincirlerinin parçası olarak, adeta peşkeş çekilmesinin hikayesine belgelerle birlikte, çarpıcı bir şekilde vakıf oluyoruz. Kumarhaneye dönüştürülen sarayda, kendi tarihi mirasıyla alay eden ve altı asırlık bir devri bitirmeye ant içmiş sosyete heveslilerinin, dönemin mizah dergilerinde nasıl da gülünç duruma düştüklerini öğrenince içimiz bir parça soğuyor. Kitabın omurgasını oluşturan bir diğer mesele ise Topkapı Sarayı'ndaki hazinelerin satış teşebbüsü. Devletin arşivlerinde saklı kalan olayları belgeleriyle okura sunan Bardakçı kitabında, diğer ülkelerden siyasi reddimiras örnekleri de veriyor.
EŞİKTEN DÖNEN SULTANAHMET CAMİİ
'Reddimiras'ta, Bardakçı'nın ele aldığı olaylar arasında trajik bir dönüm noktası dikkat çekiyor: Sultanahmet Camii. Günümüzde mimarisiyle dünya çapında övgüyle bahsedilen ve İstanbul'un simgesi niteliğindeki caminin, resim galerisi yapılma bahanesiyle neredeyse yıkımın eşiğinden dönmesi, okuyanları şaşkınlığa düşürüp, akabinde şükrettiriyor: "İnkılap senelerinde yaşanan bazı dini kısıtlamalar, ezanın Türkçe okunması, resmi binaların üzerindeki eski harfli kitabelerin kazınması yahut alaturka musikinin yasaklanması gibi cebrî yaptırımların tatbikine artık imkan bulunmamasına rağmen, birçok alanda bugün de reddimiras hayalleri kuruluyor!" sözleriyle, gelecek nesillere uyarılarda bulunan Bardakçı, 28 Şubat döneminde II. Abdülhamit kütüphanesini çöpe attıran isimlerin de altını çiziyor. "Akıl tutulması" olarak görülecek bu trajedinin hâlâ devam etmesini sitemle anlatan Bardakçı'nın eserini, bir başucu kitabı olarak okumak gerekiyor.
EN SON HABERLER
- 1 Kraliçenin dönüşü...
- 2 Paul Auster’a veda ederken
- 3 Değişen dünya ve gelişen MİT
- 4 Kızının gözünden Hasan Âli Yücel
- 5 Oyunbaz bir roman
- 6 Bitmeyen salgınımız: Körlük
- 7 Aşkla tutulan bir ayna
- 8 Kime, hangi kitap hediye edilmeli?
- 9 İlber Hoca’nın kitaplarıyla tarihte yolculuk...
- 10 Cem Sultan’ın öyküsüne farklı bakış