Yoğun bakım doktorunun Covid 19 koğuşu günlüğü!
Doktor ve yazar Meral Saklıyan, Covid 19 pandemisi sırasında görev yaptığı yoğun bakım servisinde yaşadıklarını, ‘Bana Yaklaşma!’ kitabında anlatıyor
HASTA VE DOKTORLARIN HİKAYESİ
Pandemiyi en ön saflarda yaşamış, hastalığa yakalanıp onu tüm hücrelerinde deneyimlemiş bir yoğun bakım uzmanı olan Saklıyan süreç boyunca şahit olduklarını anlattığı kitabının önsözünde Sümerli şair Ludingirra'nın bir cümlesine de yer vererek meramını hülasaten dile getiriyor: "Madem biliyorsun neden anlatmıyorsun?"
Dr. Saklıyan tanıklığında tasvir edilen tıbbi vakalardaki kişisel verilerin değiştirildiğini, bahsi geçen kişilerin adlarının değiştirildiğinin altını çizmekte fayda var.
"Covid19 salgını nedeniyle aklımda yer eden sahneler çoğunlukla ağır ve kahredici olmasına karşın, olanlara şahitlik etmekle olayın anlatıcısı olmak arasındaki soğan ve zar ilişkisini canlı kılmak istedim'' diyen Dr. Meral Saklıyan bu salgını biyolojik bir savaş olarak gördüğünü de ifade ediyor. Yazar, Covid 19'la savaşan ilk ve en genç hastasını anlattığı bölümde, 112 Acil Komuta Merkezi tarafından defalarca aranmanın ve "Üzgünüm, bütün yataklarımız dolu, çok üzgünüm" cümlesini defalarca kurmak zorunda kalmanın kahredici ağırlığını bize de hissettiriyor. Hasta yakınlarının çaresizliğinden doğan tuhaf riyakarlıklara da şahit olduğumuzu söylemeden edemeyeceğim. Yazar bunu nazik bir üslupla ifade etse de okurda oluşan duygu bu. Yalnız işin tuhaf yanı, bunu kötüye yoramıyorsunuz; çünkü şartların insanı çetin medcezirlere zorladığı, duyguları tarumar ettiği bir gerçek.
Salgın hızlanırken, kendisinin de hızlanan yaşam trafiğini anlatan Saklıyan, çevresine, kendisini arayanlara bir uzman ve bir insan olarak verdiği psikolojik desteklerden söz ederken, pandeminin psikolojik hasarına da dikkat çekiyor. Halihazırda devam eden ve nice eve ateş düşüren Covid 19, günümüzde etkisini ne derece kaybetti, yerini neye bıraktı, hangi komplo teorileri daha gün yüzüne çıkacak bilmiyoruz ama, Türkiye'yi yasa boğan ve 10 ilimizi vuran ve ağır kayıplara yol açan Kahramanmaraş depreminden sonra ona şimdilik Shakespeare'nin gözüyle bakıyorum: "Yani bir acıyla hafifler eski bir ağrı..."
EN SON HABERLER
- 1 Kraliçenin dönüşü...
- 2 Paul Auster’a veda ederken
- 3 Değişen dünya ve gelişen MİT
- 4 Kızının gözünden Hasan Âli Yücel
- 5 Oyunbaz bir roman
- 6 Bitmeyen salgınımız: Körlük
- 7 Aşkla tutulan bir ayna
- 8 Kime, hangi kitap hediye edilmeli?
- 9 İlber Hoca’nın kitaplarıyla tarihte yolculuk...
- 10 Cem Sultan’ın öyküsüne farklı bakış