Türk sinemasına üst perdeden bakış
Türk sineması üzerine eleştirel değerlendirmelerine devam eden Kayalı'nın son kitabı yedi bölümden oluşuyor. Zaman zaman tekrara düşen konular olsa da genel itibariyle Türk sinemasını yönetmenler üzerinden yorumlamaya çalışmış Kayalı. Ancak ona geçmeden önce beni bir okuyucu olarak rahatsız eden bir söylemden bahsetmek istiyorum. Türk sineması üzerine doğru düzgün düşünülmediğini ve nitelikli değerlendirme yapılmadığından yakınan Kayalı, eleştirmenleri akademisyenleri yerden yere vuruyor. "Türk kültürünü Türk sinemasını bilmiyorlar. Herkesin basit olarak bilmesi gereken bilgilerden bihaberler" derken, "Bu konuda en iyi ben yazarım" demekten geri kalmıyor.
Kitap boyu devam eden üst perdeden bakış, kendini beğenmiş tavır, kitap ve yazarla arama mesafe koydu, maalesef. "En iyi ben anlatırım, en iyi ben bilirim" demekle, anlatmaya çalıştığın şeyin karşı tarafa geçtiğini düşünmek yanlış olur. Yine de tüm iyi niyetimle okumaya devam ettiğim kitapta yazar, belli başlı yönetmenlere övgüler düzüyor. "Türkiye'de seyredilebilir filmleri çeken yönetmenlerin başında Ertem Eğilmez gelir. Etkili melodramları çeken de odur, Kemal Sunal'ı keşfedip en fazla seyirci toplayan filmleri çeken de" diyerek ustaya hakkını teslim ediyor.
SİNEMANIN DAHİSİ ERKSAN
Kayalı, Lütfi Akad'la birlikte Metin Erksan'ın değerinin çok geç anlaşıldığını Erksan'ın ve Akad'ın Yılmaz Güney ve Halit Refiğ filmlerinin kültür hayatımızın atar damarlarını bulmak anlamında önemli filmler olduğunun altını çiziyor. "Deli ve dahi sıfatını en fazla hak eden sinemacı şüphesiz Metin Erksan'dır. O kelimenin tam anlamıyla bir delidir" diyerek Erksan sinemasını övüyor ve "Toplumsal gerçekçi filmlerin ilki olarak nitelenen Geceleri Ötesi'ni (1960) o çekmiştir. Çağdaşları ödül kuyruğuna girerken o, İstanbul Film Festivali'nin verdiği onur ödülünü reddetmiştir" diyor.
Orhan Gencebay filmlerinin geleneksel Türk sinemasına en yakın ve yatkın filmler olduğunu savunan Kayalı, Lütfi Akad ve Halit Refiğ'in bile Gencebay'lı filmler çektiğinden bahsederken, popüler olanın değersiz olmadığını belirtiyor. Şerif Gören ve Zeki Ökten'i Türk sinemasının iki kritik yönetmeni olarak gösteren Kayalı 'Türk sinemasının dirilme filmi Eşkıya değil Şerif Gören'in yönettiği Amerikalı'dır. Amerikalı, Türkiye'de seyredilebilir film yapılacağını kanıtlamıştır" diyerek farklı bir tartışmanın ateşini fitilliyor.
EN SON HABERLER
- 1 Kime, hangi kitap hediye edilmeli?
- 2 İlber Hoca’nın kitaplarıyla tarihte yolculuk...
- 3 Cem Sultan’ın öyküsüne farklı bakış
- 4 Açık havada kitap okuma vakti geldi
- 5 İnsan en çok kendine yalan söyler
- 6 Hangi irade terbiyesi?
- 7 Birkaç kişisel keşif yolculuğu
- 8 Oruç mevsimine hoş geldiniz çocuklar
- 9 Anadilin yitirilmesi kişiliğin yıkılmasıdır
- 10 Rüyalardan Cem Sultan devrine açılan kapı