Giriş Tarihi: 11.8.2023

Kayıp şahısların gerçek hikayesi

Türk edebiyatının özgün kalemlerinden Murat Menteş’in, Alfa Yayınları’ndan çıkan son kitabı Afili Hafiye, gerçek kelimesinin gerçek anlamında kullanıldığı bir roman. Ama gerçek bu olmayabilir!

Dublörün Dilemması ile yazın hayatına başlayan, ardından 2008 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından 'Yılın Romanı' ödülüne layık görülen Korkma Ben Varım isimli kitabıyla yolun başında sivrilen bir yazar Murat Menteş. Afili Filintalar, Ruhi Mücerret gibi eserleriyle okur kitlesini kemikleştiren, 21.yüzyıl Türk edebiyatının yenilikçi kalemlerinden biri. Menteş şimdilerde Afili Hafiye ile okur karşısında. Kusursuz cinayetin işlendiği ve sonsuz aşkın yaşandığı bu fantastik polisiyede yazar hikayesine şöyle bir hatırlatma ile başlıyor: "Bu romanda 'gerçek' kelimesi gerçek anlamında kullanılmamıştır.'' Çoklu evrenler teorisini ana ana ilerlediğimiz sayfalarda, baş kahramanımız Alp Laçin O'nun gayritabii muhataplarıyla kendimizi, zaman zaman distopik bir yolculukta bulmamızın olağan bir hâl aldığını söylemeden edemeyeceğim. Kitabı tek bir cümleyle özetle deseler, Kayıp Şahıslar Bürosu'nun genç komiseri 'A.L.O'nun imza attığı aforizmanın vuruculuğuyla seslenebilirim: "Belki hepimiz, kimsenin aramadığı kayıp şahıslarız.'' Görülmek istenen ama bulunmak istemeyen ve anlaşılmakar zularken dahi, inzivamıza el değdirmeyen... Türkiye'nin dahi çocuklarından yazar Yalın Alpay, Murat Menteş'in kitaplarındaki kurgusallığı üzerine çok iyi bir tanım üretmiş: Menteş Sistemi. Evet, Afili Hafiye de Menteş sisteminin sağlam bir dişlisi. Romandaki tüm karakterler, baş kahramanın soyadı kadar enteresan ve muhayyel; ismi kadar tanıdık ve ahenkli. Okan Yunus Okyanus, Yahya Hayhay, Yegane Yadigar bunlardan bir kaçı. Kitabın akıcılığının ara sıra olay örgüsünün keşmekeşliğiyle sekteye uğradığını hissetmek de mümkün. Afili Hafiye'nin, karışmış bir kafayı düz ovaya salmak gibi bir amacı yok elbette; ancak sürekli tetikte olan bir havsalanın, görüş açısını daha da bulandırmadan sindire sindire okunmasını naçizane salık veririm. Hayvanat bahçesinde dedektifliğe soyunan komiserin, maymun kafesini süpürürken başlıyor olay. Nabo'nun (maymunun ismi) yolun ötesindeki bir kadını lalettayin fotoğraflamasıyla Alp Laçin O'nun sevdaya düşmesi bir oluyor. Yardım istediği bilgisayar korsanı Merih Kızıl'ın bu gizemli kadının izine dünyadaki 1milyar 800 milyon kameranın hiçbirinde rastlamamış oluşu, romana yeni bir karakteri katıyor hemen: Namevcut Hatun! İzini sürdükçe hayretimize mazhar olan dilber...

MİNİK TATLI SÜRPRİZLER
Afili Hafiye'de okuru bazı 'minik, tatlı sürprizler' de bekliyor. Okurken not almayı seven, karalamalara düşkün, zamanı not düşenler için sevimli bir katkı... Okan Yunus Okyanus ile yapılan edebiyat sohbetleri, Yahya Hayhay'ın fantazyası, Kâmi Koma'nın müneccimlikleri hikâyeye dinamizm ve gizem zerk ederken, felsefeden, psikolojiden, sosyolojiden de nasibimizi alıyoruz. Bana kalırsa okuru, kitabın etkin bir parçası haline getirdiği ve romanın kilidini çevirdiği sayfalardan bazıları 'Peygamberle Paralel' hikayesini bizlerle tanıştırdığı anlar. Afili Hafiye zinde bir zihinle bir an evvel okunası bir kitap.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.