Son Güncelleme: Çarşamba 16.09.2009
Nazlı Eray: Çocuklara düş gücümü tanıtmak istiyorum
Çocuklar!.. Usta yazar Nazlı Eray bu kez sizin için eline kalemi aldı ve sizin için Naz ve Köşkteki Vampir'i yazdı. Sıcacık bir yaz akşamı rüya gibi, büyülü bir bahçe... Küçük Naz'ın esrarengiz arkadaşı Hızır ile karşılaşması. Eski köşkte yaşayan masalcı babaanne ve kahve fincanından çıkan süprizler... Bir vampir tarafından köşkte peşpeşe ısırılan konuklar... Ve daha neler neler... TİJEN PARLAK yarattığı fantastik dünya hakkında Nazlı Eray'la söyleşti
- Çocuklar için ilk kalem oynattığınız anda neler hissetiniz? - Kendimi bir çocuk gibi hissettim. Pek çok şeyi yaşamış, görmüş, hatta unutmuş ama içindeki gizli ve kapalı bir odayı yeni keşfetmiş bir çocuk gibi.
- Tarzınızda bir değişiklik yok gibi, gene büyülü gerçekçiliğin peşinden gidiyorsunuz... - Kendi özümü yazıyorum çocuk kitaplarında da. Çocuklara düş gücümü tanıtmak, onlara edebiyatın tadını vermek, onları okumaya sürüklemek için yazıyorum. Fareli Köy'ün kavalcısı gibi peşimden gelsinler istiyorum.
- Naz ve Köşkteki Vampir'deki Naz'la çocukluğunuza mı gidiyorsunuz yoksa? - Evet. O unutamadığım Kızıltoprak'daki ahşap köşke, çok sevdiğim babaannemin yanına gidiyorum yazarken. Harikulade bir duygu bu. Bahçeyi, çiçekleri, havuzu, tüm ayrıntıları hatırlıyorum. Aslında bu denli canlı hatırlamama ben de şaşırdım. Beni etkileyen yıllarmış demek o yıllar. Keşke bana masalları anlatan bir babaanneyi şimdi bulabilsem. Ruhumdaki çocuğa ne iyi gelir o. Bu yaştayken insana masal anlatan bir babaanne olması ne güzel bir şey olurdu; ama bu mümkün değil tabii. Babaannemi 16 yaşımdayken kaybettim.
KEŞKE BABAANNEM OLSAYDI
- Babaanneniz bu tip hikâyeler anlatır mıydı? - Babaannem bana çok değişik hikâyeler, masallar anlatırdı. Merak ve heyecanla geceyi beklerdim. Babaannem masalı anlatmaya başlayınca, "trink!" diye büyülü bir dünyanın kapısı açılırdı. Nereden bulurdu bu masalları babaannem bilmiyorum. Beni derinden etkilerdi. Gündüz olunca dünyayı, bahçeyi, çiçekleri onlara göre yorumlardım. Eski bir Osmanlı hanımefendisi olan babaannem köşkten hiç dışarı çıkmamıştı. Onun hayatı orasıydı. Ama çok zengindi. Şimdi düşünüyorum da, babaannem bir dizi filan izlese kimbilir neler hissederdi. Hiçbir şey yoktu o zamanlar. Bir kabul günü, gelen yaşlı hanımlar, bir kâse lokum, tepside kahveler, demli çaylar, bir kedi, bir ipek seccade, köşede çini soba, banyoda taş kurna. Bunlar vardı işte...
- Vampirli kitaplardan etkilendiniz mi peki? - Vampirli kitaplardan pek etkilenmedim, okumadım onları daha doğrusu. Benim kitabımdaki vampir başka.
- Çocuklar nasıl bulacak dersiniz; korkmasınlar sakın vampirlerden? - Çocukların vampirden korkacağını hiç sanmıyorum. Vampir aslında hafif gülünç bir unsur. Ama gene de gizemli ve hareketli bir şey. Alt tarafı insan. Bir meczup gibi bir şey! Şimdi neler var bir düşünsene. Onları da yazacağım. Vampirin zaafları var. Onun için daha insancıl bence.
- Ama tabii, Gül Perisi Rose var, Hızır var, Heykel Fabio var... Seveceklerdir yeni okurlarınız bunları. Sizden dinleyelim mi biraz? - Yeni okurlarım Fabio'yu, Gül Perisi Rose'u ve dostum Hızır'ı seveceklerdir pek tabii. Bütün o çocukluk örgüsünün, o ipeksi, rüya dünyanın gerçek parçaları onlar. Hâlâ inanırım onlara. Bir bahçede dolaşırken her an bir gül perisi ile karşılaşmayı beklerim. Bir dut ağacının yelpazesi altında saatlerce uyuyabilir ve böcekleri, kelebekleri dinleyebilirim. Rose ve Fabio'nun aşkı... Hızır'ın becerileri... Gizemli kahve fincanları, lalelerin ve güllerin şarkıları. Elvis Presley. Evet, yeni okurlarımın bunları seveceğini biliyorum.
- Naz'ın hikâyesi devam edecek mi? - Tabii.
- Bu kez neler yaşayacak Naz? - Naz İzmir'e gidecek ve unutulmayacak, eşsiz serüvenler yaşayacak. Dilli Duvar ile tanışacak. Arkadaşı Ali ile bütün İzmir'i dolaşacaklar, lamba cini Selahattin ile arkadaş olacak Naz. Büyülü sudan içince Brad Pitt'e benzeyen yaşlı kahin ve 600 yıl sonra günümüz dünyasına dönüp yeniden yaşamaya başlayan Hezarfen Ahmet Çelebi ile bilmedikleri birçok şeyi öğrenip, yepyeni serüvenler yaşayacaklar çok yakında. Dilli Duvar'ın eşsiz şarkı repertuvarı onları büyüleyecek. Zeki Müren'i, Pink Floyd'u öğrenecekler. Ve daha birçok sürprizler var gelecek kitapta.
- Çocuklara neler söylemek istersiniz? Okulları da açılıyor yakında! - Çocukları çok seviyorum. Onlar için yazmak benim için büyük bir zevk, bir ayrıcalık. Bol bol okumalarını istiyorum. Yeni dünyalara girmelerini ve okumayı sevmelerini. Ben çocukken okuduğum güzel kitaplardan çok etkilenmiştim. Onların hepsi bana yaşamımda yepyeni dünyaları açan birer anahtar oldu. Cüce Memiş'in Serüvenleri beni çok etkilerdi. O kitap şimdi yok. Kimse bilmiyor. Ama Naz'ı onunla tanıştıracağım. Topuklarını birbirine vurup, uçuyordu Cüce Memiş. Harikaydı. Onu hiç unutmadım.
EN SON HABERLER
- 1 Tosca operası MDOB sahnesinde
- 2 “Tiyatro Umut”, özel çocuklara umut oldu
- 3 İshak Paşa Sarayı’nda tarihe yolculuk
- 4 Sinemaya 34,5 milyon lira destek
- 5 “Bremen Mızıkacıları” Mersin DOB sahnesinde
- 6 Çağdaş edebiyatın altın kalemi hayatını kaybetti
- 7 Dijital sanatın kalbi AKM’de atacak
- 8 ‘500 dansçımızla stadyumda gövde gösterisi yapacağız’
- 9 Kidman’a yaşam boyu başarı ödülü
- 10 ‘Sıra dışı ve sıkıcı olmayan bir film yaptık’