Klasik müzik 'Kâbe'sinde bir Türk orkestrası!

Müziğin dahi çocuğu Mozart'ın ünlü Türk Marşı'nı mehter ritimlerinden esinlenerek bestelediği söylenir. Ancak o dönemin Avrupası'nda düşman olarak görülen Türklerin, bir gün Mozart'ın doğduğu kentte binlerce Avrupalıya esin verecek kalitede bir konser vereceği, düne kadar belki de kimsenin aklından geçmemiştir. 'Klasik müziğin Kâbe'si' olarak bilinen Avusturya'nın Salzburg kenti, dün Türk sanat tarihinin en önemli olaylarından birine ev sahipliği yaptı. Her yıl dünyanın dört bir yanından yüz binlerce sanatseverin izlemeye geldiği Salzburg Festivali'nde ilk kez bir Türk orkestrası sahne aldı. Festivalin açılış etkinlikleri kapsamında bir konser veren Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), izleyicilere Türk ve Doğu kültürünün zenginliğini anlatabilmek için özenle hazırlanmış bir program sundu. BİFO, konserde izleyicileri ilk olarak Türk Beşlisi'nin unutulmaz ismi Ulvi Cemal Erkin'in Köçekçe'si ile selamladı. Anadolu'nun çok sesli müziğinin Batı enstrümanlarıyla seslendirildiği coşkulu eser ile orkestra henüz konserin başlangıcında 2 bin 300 kisilik salonu avucunun içine almayı başardı. Zillerin etkin olarak kullanıldığı Köçekçe'nin dokuz sekizlik ritimlerini, dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say'ın Nirvana Yanıyor/Nirvana Burning adlı eseri takip etti. Festivalde dünya prömiyeri gerçekleştirilen iki bölümlük eserin 'Nirvana' adlı ilk bölümünde Say, izleyicileri kendi içlerinde bir arayışa sürüklerken, yüksek tempolu 'Yangın' bölümünde, tüm salona hayatın toz pembe olmadığını hissettirdi. Konserin solisti olan Say, 16 dakikalık eserinin ardından Mozart'ın 12'nci piyano konçertosunu sundu. Konserde son olarak BİFO'nun ilk uluslararası albümünde de yer alan Paul Hindemith'in Carl Maria von Weber'in Bir Teması Üzerine Senfonik Metamorfozlar'ı ile Otto Respighi'nin Doğu esintileri taşıyan Seba Melikesi Belkıs Süiti seslendirildi. Orkestra biste ise yeniden Köçekçe'yi çaldı.
GENÇ AMA BAŞARILI ORKESTRA
Avusturyalı şef Sascha Goetzel yönetimindeki Bİ- FO, başta Köçekçe olmak üzere, seslendirdiği tüm eserlerle izleyicilerden büyük alkış aldı. Benzerlerine göre yaşça genç bir orkestra olan, üyelerinin çoğu 30'lu yaşlardaki BİFO, sahip olduğu tutku ve enerjiyi izleyicilere geçirmeyi başardı. Sonuç olarak Türkiye dün, Avrupa kadar köklü bir klasik müzik geleneğine sahip olmasa da, Avrupa'nın en saygın orkestralarıyla boy ölçüşebilecek bir orkestra yetiştirebildiğini, alanının en üst platformunda kanıtlamış oldu.