Giriş Tarihi: 18.08.2010

'Türkçeye seviye atlattık'

1950 kuşağı edebiyatçılarının önde gelen isimlerinden Ferit Edgü'nün tüm öyküleri, Leş adlı kitapla bir araya getirildi. Edgü, bugünkü Türkçeyi kuşağının edebiyatçılarının yarattığını söylüyor

Kuşağının önemli temsilcilerinden olan, minimal edebiyatın öncü ismi, yazar Ferit Edgü'nün, 1953- 2002 arasında yazdığı yedi kitabından oluşan kitabı Leş, eylülde okuyucularıyla buluşacak. İçinde, yazarın Do Sesi, İşte Deniz, Maria, Doğu Öyküleri, Çığlık, Bir Gemide, Av, Devam, Bozgun, Kaçkınlar adlı kitaplarının bulunduğu eser 620 sayfadan oluşuyor. Kitap, Edgü'nün son yazılarından geriye doğru giderek okuyucuyu bugünden geçmişe uzanan bir yolculuğa sürüklüyor. Edgü'ye göre tarihsel olarak bugünden 1950'lere geri dönen kitap, okuyucuya bir çeşit 'arkeoloji çalışması' keyfi sunacak.
'ÖYKÜCÜLÜĞÜMÜN SİMGESİ'

1950'lerde Orhan Duru, Demir Özlü, Onat Kutlar gibi yazarlarla beraber ilk öykü kitabı yayımlanan Edgü'ye göre, o dönem Türk dili belli yazarların katkılarıyla sadeleşerek bugünkü haline kavuştu. "1950'ler Türk edebiyatında yeni bir atılımın başladığı yıllar. Biz o yeniliklerin arayışı içindeydik. O sırada Sait Faik'in Alemdağ'da Var Bir Yılan adlı kitabı yayımlandı. Bu kitap bir ilkti. O güne dek egemen görüş, toplumcu edebiyat ve köy edebiyatıydı. Politik olarak bundan yanaydık, ama sanatla politika arasına bir çizgi çizmek istiyorduk. Bu kitapta bu çizgiyi bulduk," diyor.
Edgü'ye göre hareketin getirdiği yenilikler, Türk dilinin arınmasını sağlamış. "En büyük etkimiz Türk diline verdiğimiz emekti. Bireyi ön plana çıkaran ve gerçeğin içindeki düşle, düşün içindeki gerçeğin birbirinden ayrılmadığı öyküler yazmaya başladık. 1950'den önce yazılanla 1950'den sonra yazılanı karşılaştırdığınızda arada müthiş bir uçurum görürsünüz. 10 yıl içinde çevrilemeyecek metin kalmadı. Türkçenin olanaklarını genişlettik, diyebilirim ki bu, bizden öncekilerde, Yakup Kadriler'in, Halide Edipler'in edebiyatında hiç olmayan bir şeydi. Bir tür borçtu. Bu dil hırpalanmış bir dildi, Osmanlı döneminde bambaşka bir dil vardır. Ahmet Hamdi Tanpınar, Halide Edip, o iki dili ayırmıyordu bu ayrım bizim kuşakla başladı," diyor.
Kitaba ismini veren öykü Leş içinse Edgü, "Eski öykülerime göz attığımda şunu gördüm ki olgunluk dönemimde aynı kolaylıkta o kadar yenilik yok yazdıklarımda. Leş bir gençlik öyküsü. Çok kısa, çok yoğun, bunalım edebiyatının iyi sayılabilecek bir örneği. O, benim öykücülüğümün bir simgesi," diyor.
Ferit Edgü tüm yazılarında hayat boyu çözmeye çalıştığı belli sorunların etkili olduğunu söylüyor, "Beni gel çöz diyen ama çözemeyeceğimi bildiğim ne varsa onları yazdım. Nedir bunlar, yalnızlık, iletişimsizlik, çaresizlik, umutsuzluk... Bazı konular var rahat uyuyabilmek için onları yazıp da kurtulmak istiyorsunuz. Mesela şimdi bir şey var onu yazmazsam uykuya mal oluyor, yazayım da kurtulayım diyorum."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.