Giriş Tarihi: 29.10.2010

Bir hüzünlü uzun hava

Bedi Gümüşlü, kendisine Everest Yayınları İlk Roman Yarışması birinciliği kazandıran romanı Mıvvel'de, Ankara'dan Antakya'ya uzanan sürükleyici ve çok katmanlı bir hikâyeyi anlatıyor. Kitabı ELİF TANRIYAR değerlendirdi

Mıvvel adında bir tür efsun yer alan romanlardan. Adeta bir duanın kayıp sözcüğü gibi... İsmindeki efsun hikâyesini de kaplamış ama asıl sihrini kuşkusuz yazarı üstünde göstermiş. Çünkü Mıvvel, yazarı Bedi Gümüşlü'ye Everest Yayınları'nın İlk Roman Yarışması'nın bu yılki birinciliğini getirmiş. 1964, Antakya doğumlu bir yazar Bedi Gümüşlü. Ankara'da Gazi Üniversitesi Tarih Bölümü'nü bitirmiş; Hacettepe Üniversitesi'nde aynı bölümde yüksek lisans ve doktora yapmış. Ama onun asıl gönlü hikâye ve roman yazmakta... Bu sevgi ona 2007 Gila Kohen Öykü Yarışması'nda birincilik ve 2010 Ümit Kaftancıoğlu Öykü Yarışması'nda mansiyon derecelerini getirmiş. Ankara'da yaşayan bir yazar Gümüşlü. Romanı da açılışını Ankara'daki bir grup öğrencinin hikâyesi üstünden yapıyor. İlk tanıştığımız kişi olan Sibel, aynı zamanda romanın da en öne çıkan kişisi. 20li yaşlarının başında, hem çok güzel hem de derinlikli ve akıllı bir kız Sibel. Pek çok kişinin gözü onun üstünde olsa da onun gönlü, hobi olarak devam ettiği resim kursundaki hocası Nebil'dedir. Nebil ise ondan en az 20 yaş büyük, gizemli bir adamdır. Geçmişinde sırlar yatan, çekici ve yumuşak olduğu kadar etrafa bir tür görünmez tehlike de yayan adamlardan... Ancak Nebil'i fazla tanıyamayız çünkü daha romanın en başında sokak ortasında gizemli bir cinayete kurban gider. Bu cinayetin tek tanığı olan Sibel ise durumdan çok korksa da onun son isteğini yerine getirip Nebil'in evinden telefon defterini alıp, eski 'dava' arkadaşı Çiğdem'i aramayı başarır. Ancak onun evindeyken gizemli katilin kurşunlarından da zor kurtulur. Sibel, Nebil'in gizemini ve Çiğdem'in kimliğini çözmeye koyulurken paralelinde pek çok kişiyi daha tanırız. Bu kişilerin hepsi de bir şekilde Nebil'i ve Sibel'i tanıyanlar insanlardır. Nebil'in hocalık yaptığı dershanenin sahipleri Suat ve Yusuf aynı zamanda ev arkadaşlarıdır. Suat tam bir yakışıklı hovardadır ve bu arada Sibel'in ev arkadaşı Leyla ile birliktedir.

HİKÂYENİN SIRRI KENTİN KALBİNDE

Geçmişi kırıklıklarla dolu olan Yusuf'a ise Nevval adlı bir fakir aile kızı umutsuzca aşıktır. Öte yandan bir grup öğrenciyle daha tanışırız. Bir öğrenci gösterisi sırasında hayatını kurtaran Nebil aracılığıyla Sibel'le tanışan ve ona ilk görüşte aşık olan Akif, ileride onların kaderi üstünde de önemli bir rol oynayacaktır. Akif'in ev arkadaşları ise öğrenciliklerinin yanı sıra protesto eylemlerine katılan, devrimci gençlerdir. Ankara'da, Nebil ve resim kursu merkezinde birleşen bu gençleri tanırken, birden yazar bizi Antakya'ya taşır. Antakya'nın bir kasabasının bir zamanlar en zengin, şimdi ise en düşmüş ailesini tanırız. Artık tamamen bunamış ihtiyarlar ve akıl hastası oğullarından oluşan bu ailenin tek aklı başında ferdi Müeyyet'tir. Müeyyet, aynı zamanda Nebil'in abisi ve bu aile de Nebil'in ailesidir. Ancak geçmişteki siyasi olaylar nedeniyle bir kaçak olarak yaşamını sürdürmek zorunda kalan Nebil, farklı bir adla yaşamayı seçmiş ve ailesi de kendisini öldü bilmiştir. Kardeşinin gerçek ölüm haberini alan Müeyyet, onun cenazesini almak için Ankara'ya yollanırken, Çiğdem, Sibel ve Akif farklı noktalardan kalkıp hem bu gizemli cinayetin perde arkasını çözmek hem de geçmişte kalan bir hesaplaşmayı sona erdirmek için Antakya'ya doğru yola çıkarlar. Tüm dinlerin birleştiği bu mistik kent, farklı medeniyetlerin düğüm noktası, aynı zamanda hikâyenin tüm sırrını da kalbinde saklamaktadır. Arapça 'hüzünlü, uzun hava' anlamına gelen Mıvvel, tam da adına yaraşır bir biçimde ritmini hiç yitirmeden, müthiş bir akıcılıkla sürüp gidiyor. Önceleri üniversite gençleri arasında geçen bir hikâye olarak başlayan roman giderek derinleşiyor ve sol hareketin hem geçmişten günümüze bir tür eleştirisini yapıyor hem de toplumsal ve ekonomik eşitlik felsefesi üstüne kafa yoruyor. Hikâyeye Antakya'nın da dahil olmasıyla birlikte ise yalnızca sınıfsal eşitlikle yetinmeyip farklı dinden insanların birlikte kardeşçe yaşaması ve hatta ilahi dinlerin birleşiminden oluşan tek bir mezhep (Nusayriler) üstüne de kalem oynatıyor ve tüm bu etmenleri hikâyesinin kalbine yerleştiriyor. Farklı okumalara açık bir roman Mıvvel... Ankara'daki üniversite gençliği, onların aşk ve aile ilişkileri ile ekonomik sorunlarının yanı sıra yakın tarihe dair bir siyasi-polisiye hikâye de anlatıyor. Geçmişin devrimcileri ile bugünün naif gençlik hareketlerini karşılaştırıyor. Merkezinde geçmişten gelen politik bir hesaplaşmanın yattığı bu hikâyenin en güzel yanı ise aynı bir çiçeğin kokusunu hafif hafif salması gibi yavaş yavaş açılması ve okuyucuyu bambaşka yerlere taşıması... Öğrenci evlerindeki ya da Ankara'nın gecekondu semtlerindeki en küçük detayları dahi verme titizliğini, Antakya'daki hem kırsal hem de hâlâ farklı medeniyetlerin izlerinin okunduğu şehir sokaklarında da aynı şekilde sürdürüyor olması; bu denli çok karakter, durum ve mekânın geçit yaptığı bu hikâyeyi, dağılıp gitmekten koruyor. Hoş bazen bu denli çok insan ve yan hikayeyle karşılaşmak biraz yorucu ve kafa karıştırıcı olsa da yazar, ustalıkla sizi yeniden hikâyenin ana akışına çekip almayı başarıyor.
ÖYKÜNÜN HÜZNÜ NEREDE YATIYOR?
Tüm bu heyecanlı öyküsü ve düşmeyen ritmine rağmen hikâyenin asıl büyüleyiciliği ise Antakya'da geçen bölümlerde yatıyor. Aralara serpiştirilen Arapça diyaloglar, birbirine karışan ezan sesiyle kilise çanları, şehrin geçmişi ve bugününe dair hikâyeler, yerel yemekler ve şarkılar, farklı din ve mezheplere dair ayrıntılar ve hatta ağızda dağılan künefe tatlısı gibi detaylar yarattıkları efsunla sizi belli etmeden yakalıyor. Mıvvel hüzünlü uzun hava anlamına gelir demiştik. Peki bu öykünün hüznü nerede yatıyor? Kavuşulamayan ya da karşılık görmeyen aşklarda, kazanılamayan davalarda, ihanete kurban giden arkadaşlıklarda, yitirilen umutlarda, kopup giden, ziyan olan hayatlarda ve geçmişin bir daha dönmeyecek görkeminde...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.