Ankara'da 'Gezici' sinema hissiyatı

"SİNEMA yorum işidir. Aksi takdirde her aynaya bakan politikacının en azından sabahları aydınlandığını farzetmemiz gerekir!" Fransız üstad Jean Luc Godard, sisteme ve gidişatımızdaki mana karmaşasına dair 'yorumunu' Sosyalizm adlı yeni filminde yapıyor. Batı medeniyeti dediğimiz 'fikir' üzerine bu zihin açıcı egzersiz, 16. Gezici Festival vesilesiyle Ankara'da. Dünyanın diğer başkentleri gibi mutad bir politik sıkışıklıktan muzdarip kentimiz, bugünlerde Gezici Festival sayesinde hayatı sinema üzerinden yorumluyor. Hele ki, 'Darbe' ve 'Kentinde Mülteci' misali mühim bölümlerin söyleşi ve panellerle desteklenmesi sinemanın salonda bitmediğine dair mühim bir ipucu. Zeki Demirkubuz ve Tanıl Bora'nın katılımıyla gerçekleşen 'Taşrada Var Bir Zaman' panelini kaçırdıysanız, festivalin hazırladığı aynı adlı kitap ilgimize sunuluyor. Son dönem sinemamıza damgasını vuran taşra hissiyatının mealini kallavi şekilde kurcalayacağı aşikâr. Ayrıca bugün de 'taşra' bölümündeki Vavien filminin gösteriminde Engin Günaydın sahnede olacak. Kızılay Büyülü Fener Sineması'nın 19.00 seansına yer ayırmak için hâlâ şans denenebilir. Zaten 'gezici', film sonrası sohbetleri 'sahnede sandalye var' sloganıyla duyurmuştu. Saç'ın yönetmeni Tayfun Pirselimoğlu'ndan, Evim Sulukule'ydi'ye kadar, belli ki sahne sohbetleri ayakta, kısaca geçiştirilmiyor.
İSTİKÂMET ARTVİN
Gezici Festival, malum bu cuma Artvin'e taşınıyor ve festivale kucak açan kentin şerefine 'Altın Boğa' ile ödüllendirilecek Uluslararası Film Yarışması'nın heyecanı da burada başlıyor. Yarışmadaki dokuz filmden ikisi, yani Saç ve Çoğunluk sinemamızı temsil ediyor. Ayrıca beş filmin Oscar'a aday adayı olarak gösterildiğini söylemek en azından bu ülkelerin sinema gündemiyle ilgili fikir vermesi açısından önemli. Estonya'nın adayı Aziz Tony'nin Günahı ise yarışmanın yeni keşifler iddiasının altını layıkıyla dolduruyor. İktidar boşluğu ve 'aydınlanma' üzerine şahane, yer yer kakofonik bir senfoni. Babasının ölümüyle varoluş sancıları çeken ortayaşlı Tony'nin ahvali üzerinden bir sistem/ kapitalizm eleştirisi var tabii. Daha önemlisi, komünizm sonrası Doğu Avrupa'nın içinde debelendiği değerler açmazına 'uyanan' Tony'nin ızdırabına kayıtsız kalamayacaksınız. www.gezicifestival.org