Bir zamanlar Rusya'da...
Nitelikli bir araştırma kitabı, bir roman ve bir otobiyografi, devrim öncesi ve devrim sonrasıyla bir zamanların Rusyası'nı paralel anlatımlarla gözlerimizin önüne seriyor. Kitapları ELİF TANRIYAR yazdı
ÜÇ KUŞAĞIN ÖYKÜSÜ
Rusya'da genç ve güzel bir kadının devrimle birlikte başlayan, 1930'lardaki Stalin dönemiyle iyice yön değiştiren ve 1990'lar Moskovası'na dek uzanan yaşam öyküsünün anlatıldığı Şaşenka adlı roman, ilginç bir şekilde Karanlıkta Fısıldaşanlar'la neredeyse paralel bir anlatıma sahip. Kendi ailesi de Rus asıllı olan İngiliz yazar Simon Montefiore de öyküsünü Rus devlet arşivlerindeki gerçek insan hikayelerine dayanarak kaleme almış. Kitabına dair şöyle diyor Montefiore; "Rus devlet arşivlerini karıştırmaya devam ettim ve hikayeler karşımdaydı işte: İsimler, kişisel bilgiler, sevdikleri ile aileleri ellerinden alınan ve Stalin'in ölüm kamplarında kayıplara karışan kadınların resimleri. Devrimi, savaşı ve bu sallantılı değişimi yaşayan bir kadın hakkında bir roman yazmaya karar verdim." Kendi aile geçmişinden de esintiler taşıyan romanının ilk bölümünde Montefiore, devrim öncesi son günlerde hayli varlıklı bir Yahudi ailesinin, unvanını parayla satın almış bir baronun 16 yaşındaki sıradışı kızının hikayesini anlatmaya başlıyor. 16 yaşındaki Saşenka, okul çıkışı Çarlık askerleri tarafından yasadışı örgüte destek verdiği gerekçesiyle tutuklanır. Saşenka'nın babası duygularını belli etmeyen, ciddi bir işadamı olsa da çok sevdiği kızını kurtarabilmek için sahip olduğu tüm üst düzey ilişkilerini ve müthiş servetini seferber eder. Öte yandan Saşenka'nın güzeller güzeli annesi, yaşadığı şaşaalı hayattan başka bir şey düşünmeyen, düşük ahlaklı ve içki, uyuşturucu düşkünü bir sosyete güzelidir. Hayatta, dönemin sıradışı figürü, İmparatoriçe'nin yakın dostu olan, tuhaf güçlü mistik güçlere ve şeytani bir havaya sahip Rasputin'den başkasına değer vermez. Saşenka ise bu ortamda hiç kimse fark etmeden annesinin anarşist düşünceleriyle ünlü kardeşi; dayısıyla yakınlaşmış ve ondan devrim ideolojisiyle ilgili dersler almıştır. Aynı zamanda edebiyat düşkünü bir entelektüel olan, keskin zekalı Saşenka, ailesinin sahip olduğu servetten ve şaşaalı hayattan iğrenir. Giderek Boleşviklere daha çok bağlanır. Ailesine karşıysa tamamen duygusuzdur artık. Öte yandan peşine takılan bir gizli polisle de tuhaf bir aşk hikayesi yaşar. Beklenen devrim gelir ancak, peşinde Saşenka'nın annesinin intiharını ve babasının mahvolmasını da getirir. Kitabın ikinci bölümünde 1930'lu yılların, Stalin Rusyası'ndaki Saşenka ile tanışırız. Genç kadın artık partide saygın bir yere, bir dergi editörü olarak saygın bir işe ve yine aynı partiden genç bir erkekle iyi bir evliliğe ve güzel çocuklara sahiptir. Çift öylesine çekici ve başarılıdır ki, bir gece evlerinde verdikleri partide Stalin'in bizzat kendisini ve partinin üst düzey yöneticilerini dahi ağırlarlar. Öte yandan Saşenka'nın hiç beklemediği bir anda yaşamaya başlayacağı yasak bir ilişki hem evliliğini hem partideki yerini, hem de yaşamını tehlikeye atacak, bu idealist kadın, rejimin hiç tanımadığı sert yüzüyle tanışmak zorunda kalacaktır. Romanın son bölümünde ise 1990'ların Moskova'sında bir başka genç kadınla tanışırız. Bu kadın Stalin'in özel arşivlerine girerek, Saşenka'nın başına gelen gizemli olayları araştırması için tutulmuştur.
ANLAT EY HAFIZA, BİR ZAMANLARI!
Bir zamanların Rusyası'nda geçen etkileyici ve bir o kadar da değerli olan bir diğer kitap ise Vladimir Nabokov'un Rusya'da geçen çocukluk ve ilk gençlik yıllarına dair anılarından yola çıkarak yazdığı Konuş, Hafıza adlı otobiyografisi... Nabokov, kitapta hatıralarını coğrafi olarak St. Petersburg'dan St. Nazarre'a kadar uzanan ve 1903 ağustosundan Amerika'ya gittiği 1940 mayısına kadarki 37 yılı kapsayacak şekilde kaleme almış. Cambridge ve Berlin yıllarının anlatıldığı son üç bölüm hariç, ilk 12 bölümde tamamen Rusya'daki çocukluk ve ilk gençlik yıllarına yoğunlaşmış. İlk aşklar gibi kişisel duygusal ayrıntılarla, devrim nedeniyle tüm ailesinin yaşamını da etkileyen olaylar ve gözlemler iç içe geçmiş. Yaşananları edebi bir dehanın kaleminden okumak bambaşka lezzette bir deneyim sunuyor elbette. Tıpkı şu satırlardaki gibi: "İki yıl sonra, o basmakalıp deus ex machina (Makineden Tanrı, Lat.), yani Rus devrimi geldi ve benim bu unutulmaz dekordan uzaklaşmama sebep oldu." Kitap, özellikle Rusya'nın yitip giden bir zamanına, devrim öncesi yıllarına odaklanırken hem çeşitli tarihi olaylar ve insanlara dair anekdotlarla zenginleşiyor hem de kendisinin diğer romanlarına dair ipuçları veriyor. Yazarın kendi belleğinde yolculuğa çıkmasıyla Proustvari bir lezzete de sahip olan bu göz kamaştırıcı kitap, Nabokov hayranlarına olduğu kadar tüm edebiyat severlere de kaçırılmayacak bir okuma deneyimi sunuyor.
Karanlıkta Fısıldaşanlar/ Stalin Rusya'sında Özel Yaşam Orlando Figes Çeviren: Nurettin Elhüseyni, Yapı Kredi Yayınları, 741 s., 58 TL
Saşenka Simon Montefiore Çeviren: Pınar Aslan Doğan Kitap 460 s., 24 TL
Konuş, Hafıza Vladimir Nabokov Çeviren: Yiğit Yavuz İletişim Yayınları 309 s., 21,50 TL
EN SON HABERLER
- 1 Filistin, Endülüs Olmasın
- 2 Meşhur Hattatlar sergisi sanatseverleri bekliyor
- 3 100. Yıl konseri ayakta alkışlandı
- 4 Öğretmenler tiyatrosu… Bu kez onlar ‘Perde’ dedi
- 5 Kültür Yolu Festivali Şanlıurfa'yı renklendirdi
- 6 Opera ve bale festivali başlıyor
- 7 36 yıl sonra yeniden
- 8 Cannes’da ödüller sahiplerini buldu
- 9 Bıçaklar yine çekiliyor
- 10 Rezonans prömiyer yaptı!