Giriş Tarihi: 27.1.2011

Yarayı sahiplenme hikayesi

Paul Auster son romanı Sunset Park'ta hayatın en zor derslerinden birini konu ediyor

KAR N KARAKAŞLI
Daha iyi bir insan olmak istedim. Bütün isteğim oydu. Daha iyi, daha güçlü olmak- bunlar çok değerli nitelikler ama aynı zamanda belirsiz. Daha iyi biri olduğunu nasıl anlarsın? Bu, dört yıl üniversiteye gidip bütün dersleri verdiğini kanıtlamak için eline bir diploma tutuşturmalarına benzemiyor. İlerlemeni, gelişmeni ölçmenin bir yolu yok. O yüzden daha iyi olup olmadığımı bilemeden, daha güçlü olup olamadığımı bilemeden öylece devam ettim, bir süre sonra da amacı düşünmeyi bırakıp gösterdiğim çabaya yoğunlaştım... Ben çaba göstermeye tutuldum, bağımlısı oldum. Ne yaptığımı bilmez oldum. Çaba göstermeye devam ettim ama bunu neden yaptığımı artık bilmiyordum." Sunset Park'ın baş kahramanı 28 yaşındaki Miles Heller, yedi yıl boyunca ailesine haber vermeden sürdürdüğü kaçak hayatı bu sözlerle anlatmaya çalışıyor annesine. Paul Auster'ın son romanında yine hayatı tesadüfler, sırlar ve yaralarla belirlenen modern zaman insanlarının yaşadığı zorluklara tanıklık ediyoruz.
YARALANMADIKÇA ERKEK OLAMAZSIN

Miles Heller, lise çağındayken üvey kardeşi Bobby'le kavga ettiği bir gün yaşanan araba kazasında kardeşi öldüğü için kendini sorumlu tutan ve vicdan azabı içinde üniversite hayatıyla beyzbol aşkı başta olmak üzere her şeyden vazgeçen bir karakter. Babası ile üvey annesini, annesi ile üvey babasını, geçmişini ve aslında kendini terk eden bu genci, Florida'da yerel bankalara geçen evlerin içindeki çöplerini boşaltırken buluyoruz. Miles, "Terk edilmiş şeyler," dediği, bu bir hayattan arta kalan eşyaları fotoğraflamaktan alıkoyamıyor kendini: "Bunun boşuna bir uğraş olduğunun, hiç kimseye bir yarar sağlamayacağının farkında; ama yine de her eve girişinde eşyaların kendisine seslendiğini, artık orada olmayan insanların sesiyle konuşarak kaldırıp atılmadan önce son bir kez kendilerine bakılmasını rica ettiklerini seziyor." Miles'ın duyduğu aslında yıkımın fısıltısı. Paul Auster, ipotekler ve hacizlerle dağılan sahte kapitalist cennetlerin panoramasını sunuyor romanda. Kahramanlarına ise yok olmamak için iki çıkış yolu gösteriyor: Aşk ve sanat. Miles'ın kurtuluşu olan Kübalı genç sevgilisi Pilar, parkta aynı kitabı, Muhteşem Gatsby'yi okurken çekiyor dikkatini. Kendisinden çaldığı bir hayatı, tüm eğitim imkanlarıyla sevgilisine yaşatmaya çalışırken şifalanmaya başlıyor genç adam.
Şifa ihtiyacının kökeninde de henüz 10 yaşındayken okuduğu Bülbülü Öldürmek'ten çıkardığı hayat felsefesi saklı. "Yaralanmadıkça, erkek olamazsınız."
TOKAT ATAN, YUMRUKLAYAN BABALAR

Kitaplar, filmler ve beyzbolun birer leitmotif olarak serpiştirildiği roman, ayrıntılardan alınacak dersler ve sanatla sporun sunduğu çarpıcı insan hikayeleri ile dolu. Bunlar aracılığıyla yazar, hayat felsefesini de paylaşma imkanı buluyor. Nitekim bir beyzbol maçında takımının yenilmesine yol açacak talihsiz bir atışın utancını üzerinden atamayan Donnie Moore'un beyzbolu bıraktıktan üç yıl sonra ekonomik sıkıntılar ve karısıyla geçimsizlik dolayısıyla bunalıma girip tabancayı başına sıkmasını bir yan karaktere anlattıran yazar, aynı tip hatayı yapan bir başka oyuncu Branca'nın ise rakibi Thomson'la arkadaş olup halen turnelerde birlikte top imzaladıklarından bahsettiriyor. Bu farkın sebebini açıklayan Miles ise kitabın özünü ortaya koyuyor: "Bu bir karakter meselesi. Kimse kimseye benzemez, işler ters gittiğinde herkes kendine göre tepki verir." Henüz reşit olmayan Pilar'ı öz ablası Angela'nın kıskançlığından korumak üzere, ele verilmemek için yıllar sonra Brooklyn'e gitmek zorunda kalan Miles, burada bir süreliğine tesadüflerin ve zorunlulukların buluşturduğu müzisyen, ressam, doktora öğrencisi bir grup gençle birlikte işgal edilmiş bir evde yaşamaya başlayacaktır. Auster bir kez daha Amerikan rüyasının karanlık yüzünü, sanatın gücünü, dayanışmayı, umudu ve acı gerçekleri yüzümüze vurur. Sunset Park'ı aynı zamanda aileler ve çocukları hele de babalar ve oğulları üzerinden de okumak mümkün. Üvey oğlu ölen, öz oğlu kayıplara karışan Morris Heller'ın acı içinde anımsadığı kendi babasıyla ilişkisi yine Auster'ın etkileyici gözlemlerinin ürünü: "Morris arkadaşlarıyla babalarının arasındaki ilişkilerde sık sık tanık olduğu çelişkileri, tokat atan babalar, bağıran babalar, sudan korkan altı yaşındaki oğlunu havuza iten atak babalar, kendilerinin hoşuna gitmeyen müziği, giysileri beğendikleri ya da kendilerine dik baktıkları için yeniyetme oğullarını küçümseyerek alay eden kibirli babalar, 20 yaşındaki oğullarını askere gitmek istemedikleri için yumruklayan savaş gazisi babalar, kendi yetişkin oğullarından korkan güçsüz babalar, oğullarının çocuklarının adlarını anımsayamayan içine kapalı babalarla yaşanan çelişkilerin hiçbirini kendi babasıyla yaşamadı... Bazı babalarla oğulları kadar yakın olmasalar da, hararetle konuştukları tek ortak konuları sadece spor olsa da, Morris babasının kendisine saygı duyduğunu bilirdi ve en başından en sonuna kadar o sarsılmaz saygıyı görmek, babasının onu ne kadar çok sevdiğini söylemesinden çok daha önemli oldu." Bir zamanlar Miles'ın işi kolaydı. "Hiçbir tasarısı olmamak, bir başka deyişle hiçbir özlemi ve umudu olmamak, elindekiyle yetinmek, güneşin doğuşundan bir sonraki tan vaktine kadar olan sürede dünya neyi sunuyorsa onu kabullenmek; kişi böyle yaşayabilmek için bir insanın isteyebileceklerinin en azını istemek zorundadır." Ama sonra yine sevdi ve hayatı göze aldı. Sunset Park, ölünen ve yeniden doğulan hayatlarla hepimize büyüme hikâyeleri vadediyor. Bu fırsatı kaçırmayın.
Sunset Park Paul Auster, Çeviren: Seçkin Selvi, Can Yayınları, 208 s., 19 TL

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.