Giriş Tarihi: 4.03.2011 10:58 Son Güncelleme: 4.03.2011 10:59

Başarılı oyuncudan bir roman

Oyuncu Meltem Parlak ilk romanı Şaşaalı Şehir'i Som Kitap'tan piyasaya çıkardı.
SABAH.COM.TR / ÖZEL
Hatırla Sevgili, Zoraki Başkan gibi dizilerde ve Barda filmindeki başarılı performansıyla izleyici karşısına çıkan oyuncu Meltem Parlak, Şaşaalı Şehir adlı kitabını piyasaya çıkardı. Şaşaalı Şehir bir roman. Mizahi öğeleri ağır basan ve sıradan insanların hayatından bir kesit sunan kitap şimdiden kendine has bir hayran kitlesi yaratmış durumda. Meltem Parlak bizlere modern bir masal anlatıyor. Televizyonların, gazetelerin, reklamların gözlerimizi boyadığı bir dünyada gezdiriyor kalemini. İnsanların kör tutkularını, kırık aşkların acılarını, evliliklerin tükenişini, çaresizliğin gelip insanın boğazında nasıl düğümlendiğini anlatıyor. Görünenle gerçek arasındaki o ince kırmızı, tehlikeli çizgiyi gösteriyor. Kaleminin kıvraklığı ve kullandığı dil, kahramanların ruh hallerini ve dünyaya bakışlarını anlatırken en büyük yardımcısı oluyor. Romanın yazarı Meltem Parlak'la ilk romanı ve yazarlık macerası üzerine konuştuk…
-Biraz yazarlık maceranızdan bahseder misiniz? Aslen oyuncu olarak tanımıştık sizi. Şaşaalı Şehir'se ilk romanınız. Nası yazmaya karar verdiniz, devamı gelecek mi?
Lise yıllarında ben de bir çok genç kız gibi çok istikrarlı olmayan günlükler tutar, edebiyattan yüksek not almak isteyen bir çok öğrenci gibi yazdığım kompozisyonlara özen gösterirdim. Yazdığı absürd hikayeler bir dergide yayınlansın diye heves eden üniversite öğrencileri gibi, birkaç hikaye yazdığım da olmuştur üniversite yıllarında. Ama sistematik bir şekilde yazmaya bundan yaklaşık 6 yıl önce başladım. Vakit bolluğu, hangi baltaya sap olacağına bir türlü karar vereme ve sanırım yine vakit bolluğuna bağlı zihnimde nereye koyacağımı bilemediğim bir dünya oluşması yla bir gün bilgisayarın başına oturup normal mesaisi bu olan bir insanmışım gibi yazmaya başladım. Lisansımı ve yüksek lisansımı psikoloji alanında yapmış, kendimi bildim bileli oyunculuk kurslarına gitmiş ve artık iş bulup çalışması gereken bir kişi olarak, eve kapanıp, yazı yazmaya başlayınca halimden ve geleceğimden endişe etmeye başladı yakın çevrem. Aslında ben de endişe ediyordum. Zaman zaman ben gene ne işler karıştırıyorum, altından kalkacak mıyım bu işin diye tırsa tırsa, zaman zaman kendimi zihnimde oluşan o dünyaya kaptırıp güvenle genel olarak da sıkıntıyla karışık müthiş bir keyifle yazmaya devam ettim. En sonunda da romanımı takdir eden bir yayınevi bana kapılarını açtı. Sağolsunlar. Devamının gelip gelmeyeceği sorusunun cevabı ise müsaadenizle biraz da satış rakamlarında gizli.
-Şaşaalı Şehir'in nasıl ortaya çıktığını biraz anlatır mısınız? Öyküde neler yer alıyor?
Büyük bir şehirde tutunmaya çalışan, şehrin büyüsüyle kendi hayatlarının yavanlığı arasındaki çelişkide dolanıp duran birilerinin hikayesini anlatmak istemiştim. Ama yani, "bu ne yaman çelişkidir" tarzında bir yaklaşımla değil de, ajitasyondan uzak daha hafif hatta biraz da vurdum duymaz bir tonla. Biraz kişisel deneyimler, biraz hayal gücü, biraz da karakterlerin oluştuktan sonraki başına buyrukluğu bana yardımcı oldu. Roman karakterinin böyle kendi kendilerine konuşup, gülüştüklerini bazı yazar röportajlarında, tam bu şekilde ifade etmeseler de, daha önce okumuştum. Öyle bir şey varmış hakikaten de. Kendi yollarını kendi çizdikleri oluyor bir parça. Üç ana karakter etrafına dönüyor hikaye. Bir fırında çalışan oyunculuk eğitimi almış Nisan, onun kocası Selçuk ve bu yeni evli çiftin hayatına giren başarılı bir karikatürist. Aşk ve gündelik hayatın telaşı var içinde.
-Kitabın belli bir mizahi uslubu da söz konusu. Bu uslup ana karakterin yapısından mı ileri geliyor? Yoksa yazarlık namına sizin özel tercihiniz miydi?
Bu sorunun cevabını tam olarak bilmiyorum sanırım. Bana daha çok, bazı ana karakterlerin yapısından ileri geliyor gibi geliyor. Ama galiba bu bana öyle geliyor. Çünkü böyle bir dil kullanmayı da seviyorum bir yandan. Yani tam bir yüzde verebilir miyim emin değilim. Hikayenin seyri, ortaya çıkan tuhaflıklar ve bazı karakterlerin mizahla ilgilenir olması da bu üslubun belirgin olmasını sağladı.

-Romanın ana karakteri ile yazarı arasında bir bağ olduğu hissiyle okunuyor kitap. Otobiyografik özellikler taşıyor mu?
O hissin oluşmasını istedim. Çünkü romanın kurgusu o yönde ilerliyor. Otobiyografik özellikler taşıyor ama tabi belli bir ölçüde. Mesela oyunculukla ilgili sıkıntıların biraz mübalağalı bir versiyonu hikayenin içinde bulunabilir.

-Aynı zamanda bir oyuncu olmanızın bir yazar olarak size ne gibi getirileri oluyor?
Bir getirisi varsa da bunun herhangi başka bir meslek dalının yazara getirisinden fazla olduğunu sanmıyorum. Sadece kullanılabilir bir malzeme. Çünkü herkesin deneyimleri ister istemez bir şekilde yazdıklarının içinde yer alıyor. Şaşaalı Şehir'de de ana karakterlerimden biri oyunculuk eğitimi aldığı için ben bu malzemeyi kullandım. Ama yazdığım başka bir romanda bu mecra hiç yer almayabilir. Yalnız belki şöyle bir getirisi olabilir. Benim yer aldığım projeleri seven, beğenen kişiler bir merak ve sempatiyle bu kız ne yazmış acaba diyerek kitabımı alabilirler. Bir de okuyup, beğenirlerse ah ne ala!

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.