Jehan Barbur Özel Röportaj

Jehan Barbur'la ilk tanışmam Duygu'nun chentick'teki yazısı sayesinde olmuştu, ikincisiyse Emre'nin bizi Bilgi Üniversitesi 'ruh tamirhanesi'ne götürmesiyle...
İlk kez orada canlı dinlemiştim Barbur'u. Eğer, hâlâ tanışmadıysanız, ikinci albümün ismi de olan 'Hayat'tan konuştuk, 'kırmızı saçlı uyuyan güzel'le...

'Uyan' için "Küçük hikâyeleri şarkılar içinde dinlemeyi özleyenlerin albümü demiştiniz?" 'Hayat' için de aynısı geçerli mi?
Evet, aynen devam yani…
'Huzur veren ses' sizin için yazılanların mottosu gibi! Bense Jehan Barbur dinleyince kalkıp bir şeyler yapmak, çölü aşmak, Mecnun'a yardım etmek, dağı delmek falan istiyorum. Hatta Barbur dinlemek bu anlamda 'huzursuz' ediyor bile diyebiliriz... Siz ne düşünüyorsunuz bu huzur meselesinde?
Çok ama çok teşekkür ederim. İçten içe şarkıların sonucunda "ah keşke böyle hissedilebilse" dediğim bir hali yaşamışsınız. Çok sevindim inanın. Çünkü huzur veren ses elbette çok hoş bir tabir, ama ben bu sesin huzurun yanında uyuşturmasını istemiyorum mesela… Ama istemekle olmuyor, biz bir şeyler yapmaya çalışırken tabii ki herkes onu dilediğince algılamalı ve almalı hayatına..
Facebook'ta hayranlarınız hepsiyle arkadaş olduğunuza dair bir rivayet dolaşıyor?
Doğrudur. Hatta limit aşımı olduğundan 3 ayrı profilim var. Deli miyim? Olabilir!
Biraz kendinizden bahsetmenizi istesem? Beyrut'ta başlayan ve İstanbul'a uzanan bir yolculuk?
Beyrut'ta sadece bir doğum günü. 14 yaşıma kadar hiç görmediğim bir yer orası. Ben İskenderunluyum. Yani orda doğmasam da orda büyüdüm. Sonra Ankara Bilkent Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyat. Biter bitmez koşarak geldiğim İstanbul ve müzik dünyam.
Popüler olmak için tipim müsait değil" için tipim müsait değil demişsiniz? Biraz açar mısınız? Bana da aksine pek bir müsaitmiş gibi geliyor... İkinci albümden sonra popülerlik arttı sanırım?
Yoo, bilinirlik arttı ama popülerlik sanmam, hatta istemem. Ben öyle bir iş yapmıyorum ve yapamıyorum ki. Bilinirlikle popülerlik arasındaki çizgiyi tutmakta fayda var. Zaten istesem de olamam. Dediğim gibi kurallara aykırı. Böyle geldi ve umarım böyle devam edebilir. Ben kendi halimde bir insanım ve bir prodüksyon ürünü olmak için artık çok geç. Bunu iyi anlamda söylüyorum yani; oh be yırttım! Hatta ilk albüm sonrası duayen saydığımız müzisyen bir abimiz, "Daha farklı şeyler yapmalısın, bak yaşın 30, 18'lik biri gelse pabucu sana ters giydirir demişti. Derin bir nefes alıp "Aman iyi ki de başka bir şey yapmamışım" diye geçirdim içimden. Ben yabancılaşıyorum işte, bu tür sohbetlere maruz kaldığımda..
Depremin ardından Beyaz mendilini camdan sallayan bir Japon'u gördüğümde, her şeye geç kalmışlık hissimi köpürttü… Sizin de aynı fikirde olduğunuzu okumuştum.. Geç kaldığımız gibi erken de kalkacağız galiba...
Doğa ve dünya dört koldan üstümüze gelmeye başladı.. Doğa yani hayat, yani en korktuğum. Yağmuru severken ve dinlerken selden insanların ölmesi, bir rüzgar uğultusuna kulak kabartmışken işte kasırga ve dalga sesleriyle kumsalda uzanırken, al işte deprem ve tsunami. Böyle hayat, bugün o, yarın sen, öbür gün ben. Bir gün güvenirken; bir diğerinin, hayatını başına yıkmaya kalkan tanıdık bir yüz, sevip zamanında sarıldığına da. Bir hayatımız var en azından bilebildiğimiz. Bu tuhaflığın içinde neyi yaşayabiliyorsak biteceğimiz güne kadar kârdayız. Yok çünkü sonrası. Ya insan alacak bu hayatı elimizden ya da insandan yaka silken doğa. İşte bu yüzden içinde ve hayattayken, her şeye rağmen HAYAT
Jehan'ın anlamı nedir bu ismi keşke isim-şehir zamanlarımızda öğrenebilseydik, hep Jale'den eksik puanlar almazdık… =)
Jürgen de var =) Jehan Arap Yarımadasında "güzel çiçek" demekmiş. Çiçeğin güzeli olur mu diye düşündüm (yani güzeldir işte çiçek) ama çölde vaha olsa gerek. Kısacası bildiğin çiçek işte.

Hayat albümünüzde benim favorim 'Hangi sen?'oldu. Size gelen dönüşler ne yönde. Sizin favoriniz hangileri?

Ben ne diyeyim şimdi. Kendi şarkılarım, seviyorum kendilerini ayrı ayrı. Bana da açıkçası farklı farklı beğenilerle geliyor dinleyicilerin. Ve mutlu oluyorum. Sadece bir iki şarkı değil dillerine dolanan diye umutlanıyorum ve korkuyorum da aynı zamanda. Üçüncü albümde ben ne yapacağım şimdi?
Dünyadaki son gelişmelerden sonra bir arada yaşayabilmenin her zamankinden daha önemli olduğunu düşünüyorum ve bu anlamda sizin söyleyeceklerinizi de önemli buluyorum…
Önce acı da gelse kendi başımıza yaşayabilmemiz gerektiğini düşünüyorum. Kararlı ve istikrarlı; yalnızlığımızla huzurlu. Çünkü öyle değilse, kendimizle barışık olmayıp, birlikteliği bir holigan dalgasına dönüştürüp kuru kalabalık, kuru gürültüye sebebiyet vereceğimizden korkuyorum. O yüzden bu beraberliğin, ele ele vermişliğin temelinin sağlam olması gerek. Kışkırtıcı ya da bireyi iyileştirici değil. Amacına uyanmak, amacını anlamak ve kendimizi doğru tanıyıp kendimizden doğru şeyleri katmamız gerektiğini düşünüyorum, naçizane.
Yoğun bir konser programı var sanırım sizi dinlemek isteyenler için ilk durak neresi olacak?
www.jehanbarbur.com adresinden tüm etkinliklerimizi takip edebilirler. Benim genellikle kendi
şarkılarımı söylediğim albüm konserlerimin en yakın durağı şu an 24 mart İzmir Bios Bar, 29 mart İstanbul Nardis Jazz Kulübü ve sonrasında Nisan programı. Web sayfamıdan tüm konserlerimi haftalık olarak güncelliyorum.
Sizi Bilgi'de dinleme imkânım olmuştu ve Mehmet Güreli'nin 'Kimse Bilmez'ini de söylemiştiniz - ki herkese tavsiye edilir- Türkçe müzikte kimden söylemeyi, kimi dinlemeyi seviyorsunuz?
Bülent Ortaçgil, Erkan Oğur, Vedat Sakman, Birsen Tezer, Fatih Erdemci Sumru Ağıryürüyen, Pinhani, Gülay, Cengiz Özkan, Jülide Özçelik ve liste uzar da uzar.
Sizi yeni tanıyanlar, size ve şarkılarınıza 'Çevrimiçi' olarak nasıl ulaşabilirler?
Yani internetten diyorsunuz… Web sitem hem dinlemeleri hem de albümü satın alabilmeleri için uygun bir adres sanırım. Ordaki mail adresimden de bana kolaylıkla ulaşabilirler... İlgi ve alakanız için teşekkür ederim...

ÜMİT BUGET / SABAH İNTERNET