Son Güncelleme: Pazar 29.05.2011
Masalların şahı müzikle buluştu
Metin-Kemal Kahraman kardeşler Şahmaran adlı son albümleriyle, Anadolu ve Mezopotamya'nın kadim bir masalını sözlü ve sesli olarak aktarıyorlar. Şahmaran'ın çok önemli bir dini metin olduğunu anlatan albümde 'yılan'ın ilk yaratılanlardan biri olduğu gerçeği de anımsatılıyor
- Şahmaran'ın Anadolu halkları için ne ifade ettiğine dair neler söyleyebilirsiniz? - Şahmaran, yılanların şahı olarak bilinir ama masalın kendisi de masalların şahıdır. Çünkü biz Şahmaran'da Binbir Gece Masalları'nda olduğu gibi masal içinde masal gibi devam eden çok değişik bir kurgusu olduğunu gördük. Ayrıca araştırmalarımızla anladık ki Şahmaran dini bir metin. Anadolu'da dinler tarihinin bütün hikayelerini içine alan, çok önemli bir kurgusu, bir başlangıcı ve bir bitişi olan bir masal. Ve o başlangıç ve bitiş öyle bir düğümleniyor ki, yılanın kuyruğu ağzına gelecek şekilde. Yılan dinler tarihinin başından beri var. Henüz Adem ile Havva cennetteyken kapıyı bekleyen bir yılan. Ve şeytan yılanı kandırarak içeri girdiği için o da Adem ile Havva'yla beraber dünyaya sürülmüş.
MASALLARIN ŞAHI
- Şahmaran'ın içinde başka masallar da var ve siz bunların hepsini albümde hem müzikle hem sözle anlatıyorsunuz. - Şahmaran, Mırsai Süleman adlı yüz küsur yaşındaki Dersimli bir yaşlıdan derlediğimiz bir masaldır. Tabii ki Anadolu'daki bütün diller üzerinde örneklerini araştırdık bu masalın ve hem müziğini yaptık, hem de her dilde anlattık. İçinde Belkiya Hikayeleri diye bir bölüm vardır mesela, araştırsak bir külliyat çıkar. Camısa Hikayeleri keza ayrı bir hikayeler silsilesidir. Cihan Şah-Şemsi Banu Hikayesi de hem masalın bir bölümüdür, hem de ayrı bir masaldır. Şahmaran, İrani bir kavramdır. İrani anlayışa göre her şeyin bir şahı vardır, insanların şahı da 'şahı merdan Ali'dir. Belkiya o okuduğu kitapta henüz gelmemiş bir peygamberin adına aşık olur. O peygamber, Muhammed'dir. Yani Muhammed'in adı gelmeden önce Şahmaran masalında geçiyor. Camısa, Lokman Hekim'in oğlu olduğu halde, Şahmaran'la karşılaştıktan sonra 'yerini bilir', kainatın sırrına erer. Aslında Şahmaran'ın ölmediği, Camısa donunda yeryüzünde yaşadığına inanılır. Zaten Anadolu'da derler ki, 'Yılanlar bilseler Şahmaran ölmüş, yeryüzünde insan bırakmazlar.' Bu anlatıya göre Şahmaran hâlâ yaşıyor.
- Peki, daha sonra insanlığın zihninde yılan nasıl 'kötü' bir imgeye dönüşüyor? - Ben bunu Muhsin Kızılkaya'nın dengbej abisine sordum. Gözleri görmez ama muhteşem bir birikimi vardır. Bunun nedeninin 'din dışı' olduğunun sanılması olduğunu söyledi. Ama bu önyargıya rağmen şöyle bir mesel anlattı: 'Tanrı yılanı herkesten önce attı dünyaya, o yılan gitti kendisine bir kuyu peyda etti, yeryüzünün bütün tatlı suları o kuyuya toplandı. Oradaki yılan o kuyudan yeryüzüne dört ırmak açtı. Ceyhan, Seyhan, Fırat ve Dicle'. Şahmaran tamamen bir dini metindir ve Anadolu halkları İslamiyete rağmen bunu hissetmiş ve yaşatmışlardır nesilden nesile. Sünni İslam algısına karşı Anadolu halkları şu saate kadar Şahmaran'ı sevmekten hiç vazgeçmemişler. Her evde vardı 20-30 sene öncesine kadar yastık yüzlerinde, elbise askılarında, cam altlarında, tepsilerde.
EN SON HABERLER
- 1 Çağdaş edebiyatın altın kalemi hayatını kaybetti
- 2 Dijital sanatın kalbi AKM’de atacak
- 3 ‘500 dansçımızla stadyumda gövde gösterisi yapacağız’
- 4 Kidman’a yaşam boyu başarı ödülü
- 5 ‘Sıra dışı ve sıkıcı olmayan bir film yaptık’
- 6 Yarım asırlık sanatın izleri sergide
- 7 Sözcük Eş Anlamlısı Nedir? Sözcük Kelimesinin Eş Anlamlısı ve Cümle İçinde Kullanımı
- 8 İstanbul Film Festivali’nde ödüller sahiplerini buldu
- 9 Tereddüt çizgisi Türkıye prömiyerini festivalde yaptı
- 10 CSO’dan dostluk, barış ve kardeşlik şarkıları