"Hepimiz İnayet’iz !”
"Hepimiz Hrant Dink'iz !", "Hepimiz Ermeni'yiz !" demekteyken, ve henüz dışarıda sesler susmamışken, ne tesadüftür ki içeride, içimizden birileri "Hepimiz İnayet'iz !" diyor.
19 Ocak bugün, 5 yıldır "adalet beklerken" ve "Hepimiz Hrant Dink'iz !", "Hepimiz Ermeni'yiz !" demekteyken, ve henüz dışarıda sesler susmamışken, ne tesadüftür ki içeride, içimizden birileri "Hepimiz İnayet'iz !" diyor. Bizi biz'de, biz'le bölüneni bize sahneliyor. Öyle ki bu kez sahne apaçık gözlerinizin önünde, size çok "yabancı" gelse de, izlediğiniz, bazen seyirci kaldığınız, bazen rol kestiğiniz, sizsiniz, hepimiziz.
Harbiye'deki Mekan Artı'da Alteratif Tiyatro etkinliklerinden "Çok Hücreli Bölünen", Ufuk Tan Altunkaya'nın kaleminden çıkmış ve Aybike Esin Tumluer'in hayat verdiği İnayet'in "bunalım"ından seyirciği nasiplendiriyor. İnayet, sürprizlerle karşımıza çıkıyor. Oyun, bir bakmışsınız ki sahneleniyor. Sahne dediysem, heybetli bir dekor, 'yüksek' bir tavan, gösterişli kıyafetli, oyuncularla bezenmiş bir 'oyun' izleyeceğinizi umuyorsanız, burası yanlış adres. Alternatif tiyatro ifadesi, burada anlam buluyor ama içerik derseniz ne kadar alternatif, ne kadar normal; izleyin karar verin derim.
"Bir Bölünmüşlüğün Hikayesi", normal anormaller olduğumuzu vurgulamakta. İnayet'se sadece içimizden biri; birkaçımızı yaşayan.
Aybike Esin Tumluer ve Mekan Artı'nın daimi 'figüranları' oldukça doyurucu bir performans sergiliyorlar,şaşkınlığınız, yerini kahkahalara bırakıyor ancak şaşkınlık tüm performans boyunca baki kalıyor. Ne de olsa bildiğiniz oyunlara benzemiyor, sizden beklenen kendinizi akışa kaptırmamanız, sürekli "orada" olmanız. İnayet, ayakkabılarını bağlarken, kendini oradan oraya savurur ve hararetle suyunu içerken...
Siz 'oyunu' beklerken, İnayet anlattıkça anlatıyor… Biz'deki bölünmüşlüğü bize gösterirken, TV sunucusu oluyor, sonra ateşli bir feminist, taksi şoförü bir abimiz, bir akademisyen, bir sofu ve daha birçoklarımızı karşımızda buluyoruz. Toplumdan örneklemeler, klişeler üzerinden anlatılsa da enerjisi düşmeyen ve doğaçlamalarla süslü bu performans sizi sahiden yakalıyor.
Siz 'oyunu' bekleyedurun, o "tiyatro bozması, kokuşmuş" yerde; sessizliği dinlemeyi telkin ediyor. Peki sessizlik var mıdır ki ? Gerçekten de mümkün mü; içimizdeki bölünmüşlüğün ayak seslerini duymamak?
EN SON HABERLER
- 1 Meşhur Hattatlar sergisi sanatseverleri bekliyor
- 2 100. Yıl konseri ayakta alkışlandı
- 3 Öğretmenler tiyatrosu… Bu kez onlar ‘Perde’ dedi
- 4 Kültür Yolu Festivali Şanlıurfa'yı renklendirdi
- 5 Opera ve bale festivali başlıyor
- 6 36 yıl sonra yeniden
- 7 Cannes’da ödüller sahiplerini buldu
- 8 Bıçaklar yine çekiliyor
- 9 Rezonans prömiyer yaptı!
- 10 Şanlıurfa’da festival rüzgârı