İkinci albümüm Türkçe olacak

Balkan Tekelioğlu Türkiye'de tanınmıyor. Ama Fransa'da zirveye giden basamakları birer birer tırmanıyor. Grubunun adı Quand la diva sen va. Şarkıları Fransızca . Klipleri MTV gibi müzik kanallarında yayınlanıyor. Tekelioğlu, 1978, Ankara doğumlu. İlkokulu bitirdikten sonra, Fransız okulu Charles De Gaulle'e girdi ve yedi yıl orada okudu. Ekonomi eğitimi görmek için Fransa'ya gitti. Üniversiteyi bitirmekle yetinmedi, ekonomi mühendisliği dalında mastır yaptı. Mastırını bitirmek üzereyken anladı ki, yapmak istediği şey bir işe girip sabah 9.00 akşam 5.00 çalışmak değil. Küçük yaşlarından itibaren müzikle ilgiliydi, gitar çalıyordu. Bunun yanına 'bas'ı da ekleyerek müzikal kariyerine başladı. 10 yıldır müzik sektörünün içerisinde. Sayısız konser verdi, birçok ünlü sanatçının albümlerinde çaldı. Dört kişilik bir grup kurdu. Kendi bestelerini yaptı. Şimdi de kendi bağımsız albümüyle, 23 Nisan 2012'de tüm Fransızca konuşulan ülkelerde görücüye çıkıyor. Balkan Tekelioğlu'nun ailesini yakından tanıyoruz. Babası, Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu. Ablası, gazetemizin güzel ve gülen yüzü, deneyimli gazeteci Tuluhan Tekelioğlu. Balkan'ın Aydın Aybar'ın organizatörlüğünde sahne performansları için Türkiye'ye geleceğini öğrenince Tuluhan'dan bizi buluşturmasını rica ettik. Bu arada Balkan Tekelioğlu, 6 Nisan akşamı, İstanbul Roxy'de; 7 Nisan akşamı, Kemer Country Club'da sahneye çıkıyor.
- Sadece müzisyenlikle mi geçiniyorsunuz?
- Başka bir işle hiç uğraşmadım. 10 yıldır sadece müzisyenlik yaparak yaşıyorum. İlk yıllardan sonra giderek daha çok tanınmaya başladım ve birçok sanatçının albümlerinde çaldım. Ama kendi müziğini yapmak istiyor insan. 2007 yılında böyle bir fırsat çıktı. Grubumuz zaten vardı. American Idol adlı yetenek yarışmasının Fransa versiyonunda finale kalan Celia adlı bir şarkıcının sesini ve yorumunu beğendik. Kendisiyle iletişim kurduk. Onunla bir buçuk yıl çalışıp bir albüm hazırladık. Çok iyi bir kızdı, ama programda yorulmuştu sanırım. Sony'yle anlaşmak üzereydik. Paris'te konsere çıktık. Ama konser kötü geçti; çünkü solistimiz bizi iyi temsil edemedi. Ondan ayrılmaya karar verdik. ŞARKILARIMIZ
EĞLENCELİ VE HAREKETLİ
- Kendi başınıza yola devam mı ettiniz?
- Zaten besteleri ben yapıyordum ve bas çalıyordum. Garip geliyordu başkasının söylemesi. Grup arkadaşlarım beni destekledi. Besteleri ben yaptığım için demolarda filan da ben söylüyordum. 'Albümde de sen söyle,' dediler. Önce tereddüt ettim ama başlayınca çok zevk aldığımı fark ettim.
- Eski şarkıları yeniden mi yorumladınız?
- Hayır! Eski albümü attık; her şeye yeniden başladık. Bütün şarkıları yeniden yazıp besteledim.
- Yapımcınız kim?
- Ulusal çapta ilk albümümüz olacak. Daha önce yerel düzeyde albümlerimiz oldu.12 şarkı var. Fransızca pop. Güldüren, eğlenceli ve hareketli bir müzik. Bu kliplerimize de yansıyor. Aslında albümü bir buçuk yıl önce kaydettik. Universal ile anlaşma yaptık. Sonra ilginç bir şey oldu. Bizimle kontrat imzalayan Universal'ın efsanevi yöneticisi Valery Zeitoun kovuldu. Amy Winehouse'u, U2'yu ve Fransa'daki birçok sanatçının kontratını imzalayan kişiydi. Kovulmasına herkes şaşırdı. O kovulunca, onun yaptığı kontratlar da askıda kaldı. Yerine gelen yönetici yeni bir politika izlemeye karar verdi. Biz dahil, bir sürü grup kenara itildi.
- Ne yaptınız?
- Kontratımızıfesh etmeye karar verdik. Çünkü anlaşma beş yıllıktı ve bizim elimizi kolumuzu bağlayacak, albüm yapmamızı engelleyecekti. Albümümüzü, kliplerimizi her şeyimizi geri aldık. İyi oldu.
- Yeni bir şirketle mi anlaştınız?
- Evet. Echoproductions diye yeni bir şirketle anlaştk. Albümümüz 23 Nisan'da Fransızca konuşulan ülkelerde çıkacak. Bütün radyolarda çalınacak; tanıtımları büyük ölçekte yapılacak. İkinci klibimiz MTV France'da dönmeye başladı bile.
MÜZİK SEKTÖRÜNDE İLERİYİ GÖRMEK ZOR!
- Fransa'da müzisyen olmakta zorlanmadınız mı?
- Fransız okulunda okuyunca, sanki Türkiye'nin içinde bir Fransa'da yaşıyor gibi oluyorsunuz. Fransızcanız çok iyi hale geliyor. Bu yüzden Fransa'ya gittiğimde çok zorlanmadım. Okuldaki birçok arkadaşım da benim gibi Fransa'ya gitti zaten. İlk yıllarda Türkiye'yi pek özlemezdim. Ama babam haklı çıktı ve zaman geçtikçe burayı özlemeye başladığımı fark ettim.
- Hangi sıklıkta geliyorsunuz Türkiye'ye?
- Ailem ve arkadaşlarım var. Yılda bir ya da iki kez geliyorum; neredeyse bir ay kalıyorum.
- Türkiye için bir müzik projeniz yok mu?
- Bu işi önce Fransa'da yapmak istiyorum. Sonra oradan kazandığım güç ve tecrübe ile buraya gelmek daha yararlı olur sanırım. Orada başladı çünkü herşey. Ama ikinci albümde Türkçe şarkılara da yer vermek istiyorum. Albümü Türkçe ve Fransızca olmak üzere iki dilde yapmak gibi bir düşüncem var.
- Bir de tersinden sorayım? Fransızlar size alıştı mı?
- Facebook'ta 15 bine yakın takipçimiz var, konserler veriyoruz. İnanmak lazım. Bu 10 yıl kolay olmadı ama umudumu hiç kaybetmedim. Müzik endüstrisi kötüye gidiyor. CD'ler alınmıyor. Ciddi bir korsan sorunu var. Ama bu, müzik yapmayacağımız anlamına gelmiyor. Her sanat dalı gibi müziğin de bazı zorlukları var. Benim yaşadığım zorlukların başında, bu endüstri içinde ileriyi görmenin zorluğu geliyor. Siz kendinizi sanata vermiş çalışırken arkadaşlarınız aile kuruyor, çocukları oluyor, geleceği planlıyor. Siz ise iki yıl sonrasını bile tam olarak düşünüp planlayamıyorsunuz.
BABAM KLİBİMDE OYNADI
- Klip çektiniz mi?
- 2010'da. Ca c'est Fait adlı parçamızın klibini yaptık. İnternette inanılmaz ilgi gördü. Fransa'daki tüm TV'lerde, MTV'de yayınlandı, listelere filan girdi. Tanınmamızı sağladı. Şimdi ikinci klibimizi yaptık. Onu da biz çektik. Kliplerimizin yönetmenliğini de ben yapıyorum.
- Aileniz bu süreçte nasıl davrandı?
- Benimle gurur duyuyorlar, çok desteklediler. Son klibi çekerken babam Fransa'daydı. Şarkının bir yerinde ondan bahsediyorum. Rica ettim, klibimde oynadı.