Son Güncelleme: Cuma 20.04.2012 15:21
Mauro (Mevlud) Martino'dan: Aşka Dönüş
İlk romanı Rûcû'yla ses getiren Mauro Mevlud Martino Aşka Dönüş'le tekrar karşımızda!
İşte Mauro Mevlud Martino'u Aşk'a Dönüş kitabının çevirmeni Zeynep Apaydın'a verdiği ipuçları…
Mario Mevlud Martino'nun Türkiye'ye ilk gelişi 1974 Kıbrıs Çıkarması'na denk geliyor, ikincisiyse 1980 İhtilâli'ne...
O Müslümüman olduğu için ailesi tarafından terk edilen biri. Mauro Mevlud Martino şimdi de Türk olmaya hazırlanıyor biz onun adına daha fazla konuşmayalım ve sözü Mauro Mevlud Martino ve Zeynep Apaydın'a bırakalım...
İşte Aşka Dönüş hakkında merak ettikleriniz...
Öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz? Kanada'lı bir yazar olarak İstanbul'da yaşamayı tercih etmenizin sebebi nedir?
Öncelikle Türkler'in çok iyi insanlar olduklarını belirtmeliyim. Türkiye'de bulunduğum zaman zarfında onlardan büyük bir sevgi ve saygı ve yardımseverlik gördüm. Türk uyruğuna geçmek için başvurdum ve bu günlerde Ankara'dan gelecek cevabı beklemekteyim. Bu ülkenin bir vatandaşı olmaktan ve bu ülkenin bir bireyi olarak kabul edilmekten onur duyarım.
1974'deki ilk ziyaretimden beri bu ülkeye derin bir ilgi duydum. 1974'den sonra yaptığım pek çok ziyaretin ardından, Kanada'da öğretmenlikten erken emekli olmaya karar verdim ve Necati Şaşmaz'ın yakın dostluğu ve desteği ile 2004'de İstanbul'a güçlük çekmeden yerleşebildim.
Güney İtalya'da bir dağ köyünde dünyaya geldim. Babam bir ayakkabı yapımcısı, büyükbabam ise bir berberdi. 11 aylıkken, o ayakkabı yapımcısı ve karısıyla oradan ayrıldım ve Kanada'ya geldik.
Toronto'da bütün kültürleri kucaklayan bir kültürün içinde yetişsem de içten içe, maddi kazancı başarının tek ölçüsü olarak kabul eden, tamamıyla bir pop kültürün içinde kaybolmamış ve ruhani olanla bağlarını henüz koparmamış olan daha eski bir coğrafyayla tekrar bağ kurmak için güçlü bir istek duymaktaydım.
Türkiye'de mutluyum. Kalbim tatminkar. Burada kökler derin ve sarsılmayacak bir gerçeğe bağlı. Bu, sevgi ve saygı içinde birliği savunan bir gerçek. Her zaman açıkça belli olmamakla birlikte, insan Türk toplumunun yapısına, kültürüne ve Türkiye'nin kucakladığı dine baktığında insanlığa duyulan sevgiyi görebilir ve bütün ülkeler için asıl mücadele budur. Türklerin insanlığa duydukları sevgiyi yaşama biçimlerini seviyorum.
EN SON HABERLER
- 1 Erzurum kutsal emanetini bekliyor
- 2 Türkiye’nin gururu bir hikaye
- 3 ‘Şaşırt Beni’ oyununa büyük ilgi
- 4 Verona çıkmazı ilk ödülünü aldı
- 5 Açıkhava maratonu başlıyor
- 6 Ankara müzik festivali’nde son konserler
- 7 Bir Şeyler Nasıl Yazılır? TDK'ya Göre Doğru Yazılışı Bir Şeyler Mi Birşeyler Mi, Birleşik Mi, Ayrı Mı?
- 8 Devriamber sergisine yoğun ilgi
- 9 Devrim Erbil’in gizli eserleri sergide
- 10 İngiltere’de çalındı Romanya’da bulundu