'Eskisi gibi şiir yok'

21 Ocak 2013, öğleden sonra
Yeni açılmış bir defter eski defterlerin devamından başkadır, bir anlamda. Sözün, nereye yazıldığı önemlidir. Yazılan yer, gerçek kâğıdın yerini tutmasa da... Oysa gerçek, tartışılır.
24 Ocak 2013
Bugün kendimle barışmak için bir mülteci sessizliği yarattım yatağımda. Hayatın benimle barışmasına tahammül etmeye çalıştım. Çünkü şiir yok artık. Eskisi gibi yok. Şiir yoksa devrim de yok, aşk da yok demektir.
3 Şubat 2013, sabah
Yampiri bir dünyada "kötülük" de amaçsız kalıyor. En korkunç kötülük, amaçsız kötülüktür. Gemi, geldi buraya demir attı artık. Suların, zehrini içine attığının göstergesi bu. Yelkovanının kırılması gibi bir saatin. Dünyanın yelkovanı kırık. Biz böyle suçsuz kaldıkça daha da kırılacak.
Şubat ortaları
Mart yakın. Kuşları öldürmeye meyilli bir mevsim daha yaklaştı. Yıkılmış bir balkonun korkuluklarından sarkıp seyrediyoruz göğe çakılı binaları, çilingire sesleniyoruz, aşağıya... Kalbimiz hızla kapanıyor yarım kalmış aşklara.
28 Şubat 2013 Meşrutiyet bittiğinden beridir şiirin meşruiyeti tartışılır oldu oluyor. Kimin için? Düşmez kalkmaz çocuklar için sokaklardaki, bir de iktidarın ama her türlü iktidarın karşısında duranlar için çare var, varsa.
11 Mart 2013
Beyoğlu'nun özel fuhuş tarihinde adı geçmez, bilen bilir, üç beş kişi en fazla. Küçükparmakkapı Sokak olabilir. Kapı numarası 23, 3'üncü kat. Soyadı kanununu göz ardı edersek Safiye ve bir adı Hikmet, beraber kiralamışlardı. Yarı yarıya. Haftanın belli günleri biri kadınları, belli günleri biri erkekleri, belli günleri boş da kalsa oluyordu ama kaç cumartesi kavga çıktığı oldu, olmuştur. Kavga dediysem mübalağasız bir münakaşa.
23 Mart 2013
DİNAR BANDOSU
Didem Madak: Kuyruklu piyano
Şule Gürbüz: Ağız mızıkası
Reha Erdem: Trampet
Ahmet Erhan: Gayda Aytaç
Ars: Korno
Müjdat Gezen: Borazan
Ahmet Hakan: Klarnet
Lale Müldür: Çello
Altay Öktem: Dümbelek
Hakan Günday: Viyola
Yıldız Tilbe: Yan flüt
21 Nisan 2013, saat: 23.45
Kısa, bir anlamda kısa bir aradan sonra tarihe düşülen notların aslı astarı olmadığını da göz önünde tutarak söyleyebiliriz: Çetrefil zamanların kendince bir estetiği olmalı, oluyor. Kimse bundan ders çıkarmasın. Zaman devam ediyor akmaya ama ders.
Bitti.
YARIN Ahmet Hamdi Tanpınar'ın blogunu gazeteci Fikret Eser yazdı.