İstanbul'da zıt kutuplar bir araya geliyor
Arkın Allen veya daha çok bilinen adıyla Mercan Dede; yeni albümü 'Dünya' için Delhi, Montreal, New York gibi şehirleri, Ürdün, Lübnan gibi ülkeleri dolanmış durmuş. Ama kendi deyimiyle 'pergelin sabit kalan ayağı' hep İstanbul olmuş
Ben Kanada ve İstanbul'da yaşıyorum. Kanada; Avrupa ve Ortadoğu'nun toplamından büyük. Yaşayan insan sayısı 30 milyon. İstanbul'da ise 20 milyon insan var... İstanbul'unki kaotik, ilham veren bir enerji. Ama onun içselleşmesi çok önemli.
BİZ GEÇİŞ TOPLUMUYUZ
Bizi bir geçiş toplumu olarak görüyorum. Osmanlı İmparatorluğu çöküyor ve Türkiye Cumhuriyeti halen bebek aslında. 100 yıl hiçbir şey değil ki! Doğu'dan gelen göçler, şehri çok etkiliyor. Doğayla iç içe olan insanlar değişime adapte olamıyor. Kentselleşme süreci çok sağlıksız. Ben İstanbul'da üniversitede okurken nüfus 5 milyondu. Düşünsene 30 yılda 5 milyondan 20 milyona çıkıyor... Sıkıntılar var.
Tasavvufta da vardır; zıt kutupların bir araya gelmesinden oluşan bir âlemde yaşıyoruz. İstanbul'da da öyle... Zıt kutuplar bir arada ve sen nerede duracağını seçiyorsun. Müziğin içinde de belli yerlerde belli kaoslar var. Bir gün dünyanın değişik yerlerinden gelen spiritüel büyüklerle yaptığım bir sohbette şunu konuştuk: Meditasyon; Taksim gibi bir yerde, o kaosun içinde kendi içine dönebilmektir. Yoksa dağ başında çok güzel bir gölün yanında olmanın meditatif bir yanı yok ki. Ben, Taksim'den Tünel'e doğru giderken, akıl programını biraz dışarıda bırakıyorum. O cadde içinde öyle ilham veren bir kaos var ki; sesler, insanlar, polis sirenleri, dükkanlardan çalan müzikler, satıcılar... Muazzam ilham veren bir şey.
Hem de nasıl! Muazzam bir ses o... Almanya'da öyle bir ses yok mesela. Benim için yapısal bir ses o sadece. İstanbul'da ise organik bir ses var. Kalbi olan büyük bir canlı gibi yani. İlhamı eğer içselleştirmiyorsan, bence ilham o zaman bir yerden bir şeyi araklamanın kibarcası. Son albüm 'Dünya'da gözlerimizden, kulaklarımızdan geçenlerin geri yansımasını anlattık.
MERCİMEK ÇORBASI...
Sosyal, politik ve kültürel bir anlaşma var Montreal'de. Orada Fransız, İngiliz ve Kızılderililer var; ilginç bir dil konuşuyorlar. Kuzey ABD'nin en Avrupai yeri Montreal. İnsan olmaya ait kavramlar çok oturmuş durumda. Yolda karşıdan karşıya geçerken arabaların durması, beni ziyarete gelen Türk arkadaşlarımı çok şaşırtıyor mesela.
Ben en çok yemekleri özlüyorum. Uzun yıllardır vejetaryenim. Mercimek çorbasını çok özlüyorum. Montreal'de yapınca aynısı olmuyor.
TÜRKÜ VE ROCK BARLAR YAN YANA
Belli şehirlerde belli bir finans sınıfında yersin ama İstanbul'da gidip 2 liraya sokakta nohut-pilav yiyebilirsin. Ertesi gün çok lüks bir restorana da gidebilirsin... Bu bana hep ilginç gelmiştir. Beyoğlu'nun arka sokaklarındaki türkü barlar mesela; pek cesaret edip giremedim ama görüyorum, içerde halay çekiliyor, iki sokak ötede rock bar var.
TİLKİ DÖN DOLAN KÜRKÇÜ DÜKKANINDA
Kesinlikle öyle. 'Dünya' albümü İstanbullu. Pergel gibi; semazenin bir ayağı tüm merkezlerde, temeldeki ayak ise İstanbul'da. Tilki dön dolan kürkçü dükkanında...
Mum dibine ışık vermiyor işte. Vücudu çok talan edilmiş ama ruhu hâlâ var. Ruhuna dokunabilmek gerekli. İstanbul bir kadındır... Martılar var bir de. Bak biz konuşurken geçiyorlar. Bu semboller kalmalı. Martılar İstanbul'u terk ettiğinde İstanbul ruhunu kaybeder.
EN SON HABERLER
- 1 Kocaeli Şehir Tiyatroları, Prestijli Afife Tiyatro Ödülleri'nde 7 dalda aday
- 2 Recep Ayyılmaz Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Başrejisörü olarak atandı!
- 3 Kasımpaşa Mevlevihanesi açıldı
- 4 Mikro detaylar sergisi AKM’de
- 5 70. Sait Faik Ödülü sahibini buldu
- 6 Kız kardeşlerin resim sergisi büyüledi
- 7 Tarihten izler taşıyan mektuplar sergide buluştu
- 8 Verdi’nin başyapıtına yoğun ilgi
- 9 “Osmanlı'dan Günümüze Koku Şişeleri” sergisi, Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde açıldı
- 10 Osmaniye’de Yöresel Yemek Lezzetleri Festivali başlıyor