Kültür Bakanlığı'ndan Fazıl Say'a yalanlama

Piyanist Fazıl Say bakanlığın, kendisinin konserinin de bulunduğu programın, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) programından çıkarıldığını iddia ederek hükümete tepki göstermişti. Fazıl Say'ın 1 konserinin programda yer aldığı, ancak kendisinin konserleri iptal edilmiş bir sanatçı gibi görünmesini sağlayarak PR çalışması yaptığı ortaya çıktı.

BAKANLIKTAN YALANLAMA GELDİ

Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Haluk Dursun, Bakanlığın sanatçı Fazıl Say'a sansür uyguladığı ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın (CSO) 2014-2015 sanat sezonu programından çıkarıldığı iddialarıyla ilgili, "Sanatçımız Fazıl Say, Kültür ve Turizm Bakanlığının çok takdir ettiği, daha önce birçok eserini sahnelediği ve bundan sonra da eserlerini sahnelemeye devam edeceği bir sanatçıdır" dedi.
Özellikle sanatçılarla Bakanlığın karşı karşıya getirildiğini, bunun çok yanlış ve vahim bir durum olduğunu vurgulayan Dursun, bu yanlışlığın düzeltilmesi için de açıklama yapma gereği duyduğunu söyledi.

1 KONSER FAZIL SAY'A YETMEDİ

Dursun, "Sanatçımız Fazıl Say, Kültür ve Turizm Bakanlığının çok takdir ettiği, daha önce birçok eserini sahnelediği ve bundan sonra da eserlerini sahnelemeye devam edeceği bir sanatçıdır. Bu konuda herhangi bir karışıklık, herhangi bir eksik bilgiye lüzum olmayacak şekilde açıklamayı yapıyorum. 2015 yılında mayıs ayında programa girmiş olan İstanbul'da bir eserinin sahneleneceği daha önceden bilinip ilan edildiği halde sanki yokmuş gibi sanki bir yasak ve sansür getirilmiş gibi bir ifade, yanlış bilgilendirme şu anda yapıldığını gözlemlemekteyiz" diye konuştu.
Sadece bir sanatçının her sene aynı sayıda eserlerinin sahneleneceğine dair bir teminat da böyle bir öngörü de yapılmasının söz konusu olamayacağını ifade eden Dursun, "Bazen hiç eseri sahnelenmez, bazen bir bazen iki bazen üç eser sahnelenebilir" değerlendirmesinde bulundu.
Dursun, Say'ın, "Haremde 1001 Gece" eserinin İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO) programında olduğunu açıkladı. Sansürün asla söz konusu olmadığına dikkati çeken Dursun, kamuoyunun yanlış bilgilendirildiği için üzüldüklerini, konuya ilişkin kendilerinden doğrudan bilgi alınmadan bazı varsayımlarla, duyumlar sonucunda böyle bir durumun ortaya çıktığını sözlerine ekledi.