Türk kahvesinin saray serüveni

Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü ve Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği iş birliğiyle düzenlenen "Bir Taşım Keyif: Türk Kahvesinin 500 Yıllık Öyküsü" sergisi, Türk kahvesinin saray serüvenine ışık tutuyor.
Topkapı Sarayı'nda 15 Haziran'a kadar görülebilecek sergide, sarayda kullanılan kahve fincanları, cezveler, güğümler, kahve kutuları, kahveye ilişkin Osmanlı dönemine ait eserler görülebiliyor.
Topkapı Sarayı'nın yanı sıra özel koleksiyonlardan elde edilen eserler, Osmanlı döneminde kahveye verilen önemi de gözler önüne seriyor. Sergiyi gezenler, sergi alanında gösterilen videolarla da kahve konusunda bilgi edinebiliyor.
Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Serim yaptığı açıklamada, Türk kahve kültürü ve geleneğinin 2013 yılında UNESCO'nun "Somut olmayan kültürel miras" listesine girdiğini hatırlatarak, Türk kahvesi kültürün tanıtılması amacıyla sergiyi düzenlediklerini söyledi.
Sergiyi, Topkapı Sarayı'nda düzenlemelerinin özel bir önemi bulunduğunu belirten Serim, "Topkapı Sarayı, kahve için çok önemli bir yer. Çünkü İstanbul'a ilk olarak kahve 1550'li yıllarda, Yemen'den Özdemir Paşa tarafından gönderiliyor. Topkapı Sarayı'nın kahvenin ilk tadıldığı ve sultana sunulduğu yer olması, tarihi bir gerçek. Bu nedenle sergiyi burada düzenlemek istedik" ifadelerini kullandı.
Serim, kahvenin o yıllarda Etiyopya, Arap Yarımadası ve bazı Ortadoğu ülkelerinde bilindiğine dikkati çekerek, "Kahve İstanbul'a geldiği andan itibaren, Osmanlı İmparatorluğu'nun başşehri olması nedeniyle Osmanlı'nın çeşitli vesilelerle temasta bulunduğu ülkelere de yaygınlaşıyor. Avusturya Macaristan İmparatorluğu'na kahvenin girişi, 2. Viyana Kuşatması'na dayanıyor. İngiltere'de 1650'lerde, Fransa'da 1660'larda yaygınlaşıyor. Avrupa ülkeleri kolonilerinde kahve üretimi yapıyor. Bu nedenle de İstanbul, kahvenin dünyaca sevilen bir içecek olmasında çok önemli bir başlangıç noktası" şeklinde konuştu.