Anadolu’dan Asya’ya yolculuk

Uzun yıllar zamanın tanığı olarak tanıdık sizi. Saklı köşelerde, derin vadilerde, sarp dağ yamaçlarında, şehrin ortasında, bir köyün meydanında hiç umulmadık hikayeler buldunuz. Anadolu'dan Asya'ya uzanma fikri nasıl gelişti?

Zamanın Tanığı ekibini Anadolu çalışmaları büyük ilgi ve beğeni topladı. Bu deneyimden faydalanmak istedim. Anadolu hikâyelerinin de mayası Asya'dan geliyordu. Bir bakıma "Büyük Anadolu" sayılırdı Asya. Burada bulduğumuz hikayelerin kökü ve dalları orada olmalıydı. Hazırlıklara 1993 yılında başladım. İstanbul Boğazı'ndan çıkıp Bering Boğazı'na varmak için alt ve üst yapı çalışmalarını tamamladık.

Evdeki hesap çarşıya uydu mu? Sürprizler çıkmadı mı?

Bu yolculukların en zor tarafı da en güzel tarafı da sürprizlerdir. Adı üzerinde ekspedisyon. Keşif bu. Tarifeli uçak yolculuğu ya da tur seyahati değil. Umulmayanla karşılaşmak var. Beklenmedik engelleri karşında bulmak var. Yolun bittiği oldu bazen. Coğrafi engeller kadar bürokratik engeller çıktı. Bir ara gözaltına alındık. Defalarca donma tehlikesi geçirdik. Yakıtımızın bittiği oldu. Bunların planlanamayacağını biliyorduk.Tutkusu olmayanın yapacağı iş değil. Bizler tutkulu bir şekilde hayallerimizin peşine giderken, ait olduğumuz kültüre ve insanlığa da farkındalık yaratacak mayalar taşırız. Dünyada bilim, sanat ve medeniyet, tutkularına bencilce sarılan kişilerin inadı ile gelişmiş ve gelişmektedir. Bizler arı misali bal yaparız. Dilek ve duamız o balı tat ve kıymet bilenler yesin.

Ne zamandır yoldasınız?

21 Haziran 2015'de İstanbul Boğazı'ndan yola çıktık. Asya ve Avrupa'yı birbirinden ayıran boğazdan, Asya ve Amerika'yı birbirinden ayıran Bering Boğazı'na varmayı hedefliyoruz. Bir yıldan uzunca bir süredir yoldayız. Maksadımız sadece boğazları birleştirmek değildi. İki boğaz arasındaki insan-doğa ilişkisine, bu coğrafyaların yarattığı eşsiz hikayelere eşlik ederek görsel ve yazılı arşiv oluşturuyoruz, kayıt altına alıyoruz. Rota zorlu bir rota. Zorlu olduğu için de orijinal. Küreselleşmenin tek-tipleştirmediği, teknolojinin metalleştirmediği, uluslararası politik kaygıların siyasallaştırmadığı köyler var, insanlar var. Soğuk var. Kar var. Buzullar var. Hayvanlar var. Karanlık var. Yalnızlık var. Huzur da var. Gizli bir mutluluk aşısı var. Kalbine göre yaşayan kabileler var. Akıllarına hiç çıkar hesabı düşmemiş içten topluluklar var. Kolay kandırılabilir saflıkta gerçek medeniyet öbekleri var. Arabayı ilk defa gören yetişkinler var. İlk defa "yabancı" görenler var. İlk defa Türk görenler var.

Asya Ekspedisyonu ne kadar sürecek?

2016'nın sonunda İstanbul'a geri dönmeyi hedefliyoruz. Toplam 18 ay sürecekti ama anlaşılan o ki uzayacak. Gidiş ve dönüş şeklinde planlanan iki ayrı rotada 12 ülke var 100 bin kilometreden fazla yol var. "Yol" dedimse, her zaman yol yok; kritik yerlerde dağ yamaçları, taşlı vadiler, buzullar üzerinden gidiyoruz. Çoğu zaman uydu bağlantılarıyla yol buluyoruz. "Kocaoğlan" adını verdiğimiz bir kamyonumuz var. Dokuz metrekarelik kamyonun kabininde yaşıyoruz. Belgesel çekim araçlarımız, gıda ve ekipmanımız, arşivimiz hep burada…

Nasıl bir ürünü olacak Ekspedisyonun?

Yolculuk boyunca ekibin yaşadıklarının sinematografik olarak kayıt altına alındığı ve anlatıldığı 90 dakikalık Asya Ekspedisyonu belgesel sinema filmi hazırlanıyor. Film 2017 yılında vizyona girecek. Ayrıca, 4K, 2K ve Full HD yayın formatında 26 bölümlük bir Belgesel TV programı olarak izleyicisiyle buluşacak. Sinema filmi ve TV Belgesellerinin müziği dünyaca ünlü müzisyenimiz Ömer Faruk Tekbilek tarafından besteleniyor. Bir de kitap… Kırk megapiksel çekim formatındaki özel fotoğraf makineyle çektiğim fotoğraflardan oluşacak kitabın, kapak üstü ve kapak içi, Ebru Sanatçısı Hikmet Barutçugil'in özel ipeğe baskı ebrularıyla dizayn edilecek, her biri birbirinden farklı 500 adet, büyük boy, ıslak imzalı ve numaralı olarak basılacak. Ayrıca aynı içeriğe sahip, 5000 adet karton kapaklı Asya Ekspedisyonu kitabı okurlarıyla buluşacak. Ayrıca özel zamanlarda ve mekânlarda özel fotoğraf sergilerimiz de olacak…