Çarşamba 29.06.2016 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 29.06.2016 16:49

Çanakkale’nin kadın ve gayrimüslim kahramanları

2016’nın yaz aylarında, kalbimizi kazanmak iddiası ile yayına girmeye hazırlanan bir dizi var; Yüz Yıllık Mühür. Çanakkale Savaşını konu alan dizi, iddialı savaş sahneleri ve anlattığı insan hikâyeleri ile içimizi ısıtacağa benziyor.

TRT 1'de ekranlara gelecek olan dizinin tanıtımları televizyonda dönmeye başladı bile. Servis edilen görüntülerden oldukça merak uyandıran dizi hakkında daha fazla bilgi almak için dizinin yapımcısı Miraç Kazancı'nın kapısını çaldık.

Söz konusu proje için ciddi oranda bir bütçe harcadıklarını söyleyen Kazancı, projesine oldukça güveniyor. Yüz Yıllık Mühür Çanakkale Öyküleri dizi projesinin, tarihsel iddiasının yanında, işleniş biçimiyle de ülkemiz yayıncılığında özel bir yere sahip olacağını kendinden emin bir şekilde ifade eden Miraç Kazancı'yla proje tasarımını ve yapımcılığını yürüttüğü Yüz Yıllık Mühür Çanakkale Öyküleri dizi projesi hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.

Dizinin kadrosunda Yiğit Özşener, Serkan Kuru, Selda Alkor, Barış Küçükgüler, Yusuf Güney, Yıldırım Memişoğlu, Şencan Güleryüz, Atsız Karaduman, Nesrin Cevatzade, Kemal Uçar, Gökcan Kuru, Onuryay Evrentan, Hayal Kahraman Özalp, Emir Benderlioğlu, Sezgi Mengi, Cemal Toktaş, Mehmet Esen, Mehmet Ali Nuroğlu, Mehmet Can Mincinozlu, Rüçhan Çalışkur, Seda Yıldız, Onur Dikmen, Şebnem Dilligil, Levent İnal gibi oyuncuların yanı sıra Osmanlı ve düşman askerlerini canlandıran yüzlerce yardımcı oyuncu bulunuyor.

Hoş sohbetiyle Miraç Kazancı, tarihe farklı bir perspektiften bakan, Çanakkale destanının didaktik olmayan, daha çok insan hikâyelerine odaklanan anlatımıyla bizi tarihi bir yolculuğa çıkardı.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Daha önce yaptığınız işlerden?
M.K.:
O konu çok uzun, diziyi konuşacak vaktimiz kalmayabilir. (Güler.) Üniversite hayatım boyunca birçok işle haşır neşir olmuştum, İktisat tarihi üzerine doktoramı yaparken, bir yandan da tiyatro oyunları organize ediyordum. Tiyatro ve sinemanın beni en iyi ifade eden alan olduğunu fark ettim ve bütün enerjimi bu alana vermeye başladım. "Hayat Tiyatrodur" adında TRT Okul kanalına bir kabare programı hazırladım. Yönetmen ve yapımcı olarak rol aldığım bu projeoldukça beğenildi ve TRT 1'e "Güle Güle" adıyla transfer oldu. 13 bölümde TRT 1'de bu programı yaptık.

Peki sinema süreci?
M.K.:
İki yıllık yoğun uğraşlar sonucu bitirdiğimiz ''Miraç'' adında bir sinema filmimiz var. Yakında vizyona girecek. Film miraç vakasını çocukların gözüyle anlattığımız ama büyüklerin izlemesi için yaptığımız bir film. Yönetmenliğini yaptığım, Suriye'li mültecilerin dramını anlatan "Kırıntılar"ve yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiğim 2001 ekonomik krizine mizahi bir dille bakan "Ekonomi Tıkırında"filmleri. TRT Ev Sineması kuşağında yayınlanacak.

"Oya Aydoğan'ı çekimlerden bir süre sonra kaybettik."

Yoğun bir çalışma dönemi olmuş anlaşılan. Bu sizi yormadı mı?
M.K.:
Asla! Birbirinden kıymetli çalışma arkadaşlarımız oldu.Çok keyifli bir çalışma ortamımız vardı. Böyle güzel işler ortaya çıkartınca yorgunluk diye bir şey kalmıyor. Tek burukluk yaratan olay ise Ekonomi Tıkırında filminde beraber çalıştığımız kıymetli oyuncu Oya Aydoğan'ı çekimlerden bir süre sonra kaybetmiş olmamız. Kendisini rahmetle anıyorum bu vesileyle.

Biz de buradan sevenlerine ve yakınlarına baş sağlığı dileyelim. Yüz Yıllık Mühür Çanakkale Öyküler projesi nasıl ortaya çıktı?
M.K.:
Çanakkale destanıyla büyüdük biz. Aynı zamanda sözlü ve yazılı tarihimizde önemli bir yeri var Çanakkale'nin.Toplumumuzda karşılığı olan bir olay ve kolay kolayeskiyecek bir tarihi vaka değil. Amerikalılar yenildikleri Vietnam savaşının bile birçok hikâyesini anlattı. Biz ise bu zamana kadar Çanakkale destanının genellikle didaktik bir anlatımına tanık olduk. Burada önemli olan soru ''nasıl'' bir Çanakkale anlatımı olmalı aslında.

O zaman o şekilde sorayım. İzleyiciyi nasıl bir Çanakkale hikâyesi bekliyor?
M.K.:
Biz sadece içerik olarak değil, anlatım tarzıyla da farklı bir çalışma yapmaya çalıştık. Tabi burada TRT'nin yol açıcılığı, bu vizyona sahip yöneticilerini yüreklendirici yaklaşımları olmasa bu kadar özgür bir şekilde yapamayabilirdik. Farklı bir iş yapma fırsatımız oldu. Projeyi, beşer bölümlü; ''Genç Kahramanlar'', ''Kadın Kahramanlar'', ''Millet-i Selase (Gayrimüslim) Kahramanlar'', olmak üzere üç ana konudan oluşturduk. Her konu kendi içinde işleniş biçimiyle bir bütünlük oluşturan ve her biri seyircide ayrı bir tat bırakacak şekilde ele alınan 15 bölümlük bir dizi Yüz Yıllık Mühür. Seyirci, her bölümde ayrı bir sürpriz, her bölümde büyük bir yapbozun ayrı bir parçasıyla karşılaşacak. Her konu iç içe geçmiş beş öyküden oluşuyor. Her bir hikâye kendi içinde bağımsız, kendi karakterleri ile ilerlese de o beş öykünün karakterleri ve o karakterlerin yazgıları bir şekilde iç içe geçecek.

Genç kahramanlar, Kadın kahramanlar ve Gayrimüslim kahramanlar fikri nasıl oluştu?
M.K.:
Çanakkale savaşı hep erkekler üzerinden anlatıldı. Savaş deyince akla hep erkek hikâyeleri geliyor. Seyit Onbaşılar, Yahya Çavuşlar hepsi çok önemli kahramanlar. Ama biz Çanakkale ile ilgilenmeye başladığımızda nice isimsiz kahramanla karşılaştık. Hikâyesini çoğumuzun bilmediği yüzlerce isim… Tabi bu süreçte birçok tarih danışmanından destek aldık. Benim de alanım iktisat tarihi olduğu için iktisadı belirleyen savaşlar, devletler, yıkılışlar, kuruluşlar hakkında belli bir tarih bilincine sahibim. Bu süreçte tarih üzerine birçok okuma yaptım. Birçok kadın, genç ve gayrimüslim kahramanın varlığına tanık oldum. BirçokÇanakkale üzerine yapımlar izliyoruz ve hep erkekler üzerinden ilerleyen konularla karşılaşıyoruz. Ama biz kadınları işledik.

" Biz bu savaşın insan hayatındaki yerini anlatmaya çalıştık.''

Yani bir savaş dizisi olmasına rağmen kadınlarında ilgiyle izleyeceği bir proje mi Yüz Yıllık Mühür?
M.K.:
Kesinlikle! Kadın seyircimizin oldukça fazla olacağını düşünüyorum. Çünkü anlatılan onların hikâyesi. Ana konumuz Çanakkale Savaşı ama biz oradaki kahramanların, o savaşı yaşan insanların hayatlarını sunuyoruz. Kahramandan daha kahraman olan onu doğurandır. Ama burada doğan kahramanların arasında kadınlarda var. Bizim anlattığımız hikâye bütün bir Çanakkale savaşı değil, biz o savaşın insan hayatındaki yerini anlatmaya çalıştık. Bugüne kadar analık dışında kadına dair bir kahramanlık hikâyesi anlatılmadığı için bu yaptığımız işi kıymetli buluyorum. Anlattığımız erkek hikâyelerinde de sevdalarda da, ana çocuk ilişkilerinde dekadına hak ettiği yeri verdiğimizi düşünüyorum.

Gayrimüslimler konusuna nasıl karar verdiniz?
M.K.:
Savaş olduğu zaman bütün toplum bundan etkileniyor.Her birey ayrı ayrı etkileniyor. O toplumda yaşayan kadınlarda, o toplumda yaşayan gayrimüslimlerde, o toplumda yaşayan çocuklarda, gençlerde o savaştan etkileniyor. Bizim burada yaptığımız şey, o savaştan etkilenen bireylerin hayatlarını incelemekti. Orada bulunan kadınların hayatlarını incelemekti, oradaki gayrimüslim kahramanları incelemekti, oradaki gençlerin hayatlarını incelemekti. Zaten başlıklarımızı da bu minvalde oluşturduk. Yüz Yıllık Mühür üst başlığımız. Alt başlıklarımızı genç kahramanlar, kadın kahramanlar, gayrimüslim kahramanlar (Milel-i Selase) olarak oluşturduk. Kadın kahramanlar konusu bile oldukça farklı bir deneyimken, Gayrimüslimler (milel-i selase) olarak bir başlık daha açtık ve o dönem Osmanlı tebaası olan milletlerin bu vatan toprakları için neler yaptığını da anlattık. Ben o dönemin toplumunun tüm üyelerine Osmanlı halkını kapsayan bireyler olarak baktım. 1. Dünya savaşından sonraki Savaştan sonraki milletleşme süreciyle ilgilenmedim. Osmanlı halkını da sadeceTürk ve Müslüman olarak ayrıştırmadık, sadece erkek olarak da ayrıştırmadık. Kadınları da, etnik grupları da, dini gruplarıda Osmanlı halkı olarak ele aldık. Bunu da TRT dışında hiçbir kurumda gerçekleştiremezdik.

Yüz Yıllık Mühür dizisi Türk televizyon seyircisini nasıl etkileyecek?
M.K.:
Seyircinin oldukça etkileneceğinden eminim. Çünkü dünya standartlarında bir işle karşılarına çıkmaya hazırlanıyoruz. Hem içerik hem de işleniş biçim olarak, farklı ve kaliteli bir yapımla karşılarındayız. Türkiye'de diziler oldukça uzun yapılıyor. TRT, Türk televizyonlarının öncüsü olarak, bu konuda da önemli adımlar atmakta, dizimiz 60 dakika olarak hazırlandı, tabi bu süreyi aşmak zorunda kaldığımız hikâyelerimiz oldu fakat TRT'nin katkısıyla öncü olabilecek bir yapıma imza attığımıza inanıyorum.

Bizi misafir ettiğiniz için teşekkür ederiz.
M.K.:
Rica ederim. Ben teşekkür ederim.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.