Evinizde otururken birden ellerinizden birinin kendiliğinden hareket ettiğini ve bunu durduramadığınızı hayal edin. Bu durum 77 yaşındaki bir kadının başına geldi. Oldukça ürkütücü gözüken olay için soluğu hastanede alan kadına doktorlar bakın ne teşhis koydu…
Kimliği belirsiz bir kadın, televizyon izlerken sol elinin birden kontrolü dışında hareket ettiğini fark etti.
Baylor University Medical Center Proceedings dergisindeki vaka çalışmasının yazarları, "Sol eli, iradesi dışında yüzünü ve saçını okşuyordu" diye yazdı.
"Sağ eliyle sol elini kontrol etme girişimleri ise başarısız oldu. Sol elini yaklaşık 30 dakika boyunca kontrol edemedi, sol eli farklı hareketler yapmaya devam etti."
Doktorların "yabancı el sendromu" teşhisi koyduğu kimliği belirsiz 77 yaşındaki bir kadının başına da geldi.
Uzaylı el sendromu, kişinin elinin kontrolünü kaybetmesi ve elinin bağımsız hareket etmeye başlamasıyla oluşan ilginç bir durum.
"Bu durumda el bir şeyleri kavrayabilir ve kişi, nesneleri ondan kurtarmak için diğer uzuvlarını kullanmak zorunda kalabilir. Aşırı durumlarda, elin hastayı boğduğu bile bildirilmiştir."
PEKİ NEDEN OLUYOR?
Bu durum genellikle beyin travması, felç veya Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklardan kaynaklanır.
Hastalığın kesin bir tedavisi yoktur, ancak davranış terapisiyle, örneğin bağımsız hareket eden elin bir görevle meşgul tutulmasıyla durum yönetilebilir.
Belirtiler günlerce, hatta yıllarca sürebilir.
Bu yaşlı kadının durumunda, bu şok edici olay yalnızca 30 dakika sürdü (bu şimdiye kadar kaydedilen en kısa süre) ancak sonrasında sol kolunda güçsüzlük ve uyuşma hissetti.
Eşi ise hastaneye gitmesine yardım etti. O sırada yürürken sol bacağını sürüklediğini fark etti.
Doktorlar, omurga ameliyatı olacağı beklentisiyle kan pıhtısı ilacını almayı bıraktıktan sonra geçirdiği felç sonucu yabancı el sendromunun ortaya çıkmış olabileceğini düşünüyor.
Sonraki altı saat içerisinde vücudunun sol tarafının kontrolünü yavaş yavaş yeniden kazandı ve evine gönderildi.
Yabancı el sendromunun bilinen ilk vakası 1908 yılında Alman nörolog Kurt Goldstein tarafından bildirilmiştir.
