10 yıl elimde mikrofonla gezip sokakta piştim

Hafta içi her gün atv ekranlarında 'Gün Ortası'nı sunan Nihan Günay, sorularımızı yanıtladı...
Spikerliğe yeni başlamış biri olarak meslekte istikrarlı bir yükselişiniz var. Bunu nasıl açıklarsınız?
Hayatta mutlaka bir hedefiniz olsun; o hedefe ulaşmak için önce eksiklerinizi belirleyin, sonrasında da çok ama çok çalışın. Benim durumum özetle bu aslında. Yıllarca emek vererek ve çok severek bu noktaya getirdiğim bir kariyer... İşin mutfağından gelmenin avantajlarını da yaşıyorum.10 yıl boyunca elimde mikrofonla sokakta koşturmak, sayısız olaya tanıklık etmek; geldiğim noktadaki en büyük etken. Bundan sonraki durağım için de ajandam, yapılacaklar listesiyle dolu. Hiçbir şey bitmedi ve her gün yeniden başlıyor. Elbette hiçbir çaba, tek başına yeterli değil... Bu yolda tanıştığım iyi insanlar da önümü açtılar, bana güvenip yeni şeyler denemem için şans verdiler.

KURALA GÖRE OYNUYORUM

Gün ortasında haber sunmak nasıl bir deneyim?
Hafta içi her gün 'Müge Anlı ile Tatlı Sert' programından hemen sonra, saat 13.00'de ekrandayız. 'Gün Ortası'nda, gündemin en önemli siyasi başlıklarını, en sıcak haberleri, özellikle kadın, çocuk ve sağlık konularını tecrübeli muhabirlerimizle canlı yayına taşıyoruz. İzleyici günün ortasında almak istediği tüm haberleri bizden alabiliyor olmalı ki, her gün reyting karnemiz iyi geliyor. Bu da bizim motivasyonumuzu hep en üst düzeyde tutuyor.
Gelecek yıllarda sizi ana haber sunarken de görebilecek miyiz?
Ana haber bülteni bana göre bir kanalın amiral gemisi. Ciddi bir mesleki tecrübe ve birikim gerektiriyor. Ama bir taraftan da su her zaman yolunu bulur. Bütün enerjimi ve motivasyonumu, Gün Ortası'nın daha izlenir olması için harcıyorum. Bunun için de mutluyum.
Bir kadın olarak haber sunmanın avantaj ve dezavantajları neler?
Biz kadınlar duygusalız. Ben de anne olduktan sonra daha da duygusallaştım, hassasiyetlerim arttı. Özellikle içinde çocukların olduğu her haber beni derinden etkiliyor. Dolayısıyla da karşınıza gelen bir görüntü ya da bir haber hikayesini anlatırken zorlandığım noktalar oluyor. Bunun dışında izleyici, güvendiği ve alıştığı insanlardan haber dinlemeyi tercih ediyor. Habercilik bir meslekten öte, bir yaşayış biçimi, işin sunum kısmı da öyle. Bana göre cinsiyet bu meslekte fark yaratmıyor.
Haberleri sunarken yüzde yüz objektif olabiliyor musunuz?
Bu soruyu ekranda yaptıklarımdan ve yapmam gerektiğine inandıklarımdan yola çıkarak cevaplayabilirim. Haber kanalıyla majör kanalda, haberleri izleyiciye aktarmak arasında ciddi farklar var. Bu farkı izleyici ortaya koyuyor; beklentisi bu yönde. İzliyor ya da izlemiyor; bu kadar basit. Ertesi gün hanenize yazılan rakama göre siz de almanız gereken dersi alıyorsunuz. Bu nedenle de objektiflikten bahsettiğiniz; haberlere yorum yapmamaksa, haber kanalında zaten zamanla yarışıyorsunuz ve sizi izleyenin böyle bir beklentisi yok. Ama majör kanallarda bülten sunuyorsanız, durum biraz daha farklılaşıyor. İzleyicinin beklentisi yüksek ve bu beklentiyi karşılamak durumundasınız. Kıssadan hisse; oyunu kurallarına göre oynamaya çalışıyorum.

KENDİMİ İZLEYİP ELEŞTİRİRİM

Yayından sonra kendinizi izliyor musunuz?
Meslek hayatımın neredeyse her günü kendimi eleştirerek geçiyor. Her yayından sonra mutlaka oturur, sunduğum bülteni izlerim. Vücut dili, telaffuz, duygu aktarımı; hepsini sorgular, bir sonraki yayında aynı hataları yapmamaya çalışırım. Sadece kendimi eleştirmem, eleştiri de beklerim aynı zamanda. Objektif bir gözle baktığında, izleyici her zaman haklıdır.
EKRANDA NASIL GÖRÜNDÜĞÜME TAKILMAM
Sunucu olarak özellikle nelere dikkat ediyorsunuz?
Sorunuzun iki ayağı var; ekran önü ve kamera arkası. Benim için ekran önünde sözcüklerin doğru telaffuzu her şeyden önce geliyor. Telaffuzunu bilmediğim sözcük olursa, bilene danışırım. Sonrasında görsellik geliyor. Ekranda nasıl göründüğüm üzerine fazla kafa yormam. Kıyafet ve makyajım hep aynıdır, yalnızca renklerin uyumu benim için önemli. İşin ikinci ve bana göre en önemli kısmı haber seçimi. Bu noktada gerçekten deneyimli bir ekibimiz var.
EN BÜYÜK ŞANSIM EŞİM
Eşiniz Özcan Altıntaş kameraman şefi. 'En acımasız eleştirmenim o' demiştiniz. Aynı sektörde çalışmak eşler için avantajlı mı?
Bir süredir eskisi kadar eleştirmiyor, sanırım artık beni beğeniyor. Eşim, doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen biri. Meslek hayatımda doğruyu ve yanlışı ondan öğrendim. Hayattaki en büyük şansım eşim.