Giriş Tarihi: 20.04.2010

Ailem istemediği için takma isim kullandım

12 yıldır mikrofon başında olan Kadir Çetin, ailesinin tepkisine rağmen radyocu olmuş: "Aile büyüklerim 'Ne işin var bu soytarı işte? Sana kız veren olmaz!' deyince ben de takma isimle yoluma devam ettim"

Ailem istemediği için takma isim kullandım
Radyo D, Slow Türk ve Radyo Moda'nın Müzik Direktörlüğü'nün yanı sıra, Radyo Moda ile Slow Türk'ün Yayın Yönetmenliğini de üstlenen Kadir Çetin, 12 yıldır profesyonel olarak radyoculuk yapıyor. Lise yıllarında, radyoda çalıştığını ailesinden gizlemek için 'rumuz' kullanan Çetin; programları beğenilince kariyerini bu alanda sürdürme kararı almış. İşletme eğitimi alan Çetin ile mesleğe başlama hikayesini ve radyoculuk serüvenini konuştuk.
'DOĞRU YOLDASIN' DEDİM
Radyoculuğa nasıl başladınız?
Lise sona giderken, bir arkadaşım Türkiye'nin ilk özel ve ulusal radyolarından birinde program hazırlıyordu. Beni de çağırdı; "Gel beraber gidelim, radyoya demo yapacağız" dedi. Özel radyolar, o dönemin yıldızı parlayan bir sektörüydü. Merakımdan ve müziğe olan yoğun ilgimden dolayı gittim ve ilk defa gördüğüm canlı yayın stüdyosuna adeta büyülendim. "Ben bu işi yapmalıyım" dedim ve ardından başka bir radyoda DJ olarak çalışmaya başladım.
Bu seçiminiz yüzünden size kızan aile büyükleri oldu mu?
Ailem, özellikle de rahmetli büyükbabam radyoculuk yapmama çok kızardı. Rahmetli amcam da "Ne işin var bu soytarı işte? Sana kız veren bile olmaz! Bırak bu işleri doğru düzgün bir işte çalış okulunu bitir, bankacı ol. Bak ne güzel işletme okuyorsun, ne işin var bu boş işlerle" demişti. Okul devam ederken içimdeki radyoculuk aşkı gittikçe büyüyordu. Ailemden gizli bu işi yaparken, radyoda rumuzlar kullanıyordum. O dönem gerçekten çok fazla para kazanamazdık ama aldığımız para bize yetiyordu...
Devam etmeye nasıl karar verdiniz peki?
Bir gün, arkadaşlar ile bir kafede muhabbet ederken, benim programın tanıtımı yayınlandı. Rumuz kullandığım için kimse radyodaki kişinin ben olduğumu bilmiyordu. Dakikalarca benim programımdan bahsettiler. Programımın kıskanıldığını duyunca kendi kendime "Yürü Kadir Çetin, doğru yoldasın" dedim. O günden sonra bu işi kendime meslek edindim.

MESAJ VE İSTEK ALIYORUM

Yönetici kimliğinizin yanı sıra program da yapıyorsunuz... Programlarınızın içeriğinden bahsedebilir misiniz?
Hafta içi her gün 11.00-15.00 arasında Slow Türk 95.3'te tam bir aşk programı yapıyorum. Slowtürk zaten 24 saat Türkçe slow şarkılar yayınlayan bir müzik radyosu... Ben de gelen aşk mesajlarını, bu mesajlardaki istekleri yerine getiriyorum. Dinleyicilerim ilişkilerindeki en mahrem sorunları bile anlatıyor. Radyo D'deki 'Dile D'den Ne Dilersen' programım ise 17.00-19.00 arası yayınlanıyor. Dinleyici mesajları ve istekleri alıyorum programda... Saat 18.00'den itibaren Mehmet Ali Birand yayına katılıyor ve gündemdeki en öne çıkan haberleri konuşuyoruz.

ASLA TARAF TUTMAM

Hedef kitleniz kimler?
Slow Türk'teki dinleyici kitlem, aşka aşık olan ve romantizmi seven insanlar... Radyo D'de ise "Her kesime hitap ediyorum" diyebilirim.
Sizi benzerlerinizden ayıran, farklı kılan özelliğiniz nedir?
Ben asla taraf tutmam, takım tutmam; yorumlarımda halkın penceresinden bakarım. İlla muhalefet olacaksam, halkın doğrularının yanında yorum yaparım. Her konuda doğru olan ne ise onu konuşur ve tartışırım. Kimseye kin-nefret beslemem ya da herhangi bir ideoloji peşinden koşmam.
GENCEBAY'IN GÖZYAŞLARINI UNUTAMAM!
Programda sizi en mutlu eden, en heyecanlandıran anınız nedir?
Bir gün Orhan Gencebay programa konuk oldu ve duygusal konuşmaların yoğunlaştığı bir sırada, hayat arkadaşı Sevim Emre yayına katıldı. İlk defa canlı yayında, Orhan Gencebay'ın bilmediği, gönderilmemiş bir mektubu okudu. Tam bu esnada Orhan Gencebay gözyaşlarına hakim olamadı! Stüdyoda sessizlik oldu çünkü 'milyonların sevgilisi'nin gözleri nemli hali hepimizi heyecanlandırmıştı. Gencebay'la yaşadığım bu olay benim için unutulmaz bir anıdır.
Kimler sizi daha çok dinliyor? Bir genelleme söz konusu mu?
Siyaset çevreleri de dinliyor, kalbi kırılan da... Aldatılan da, aldatan da, ev hanımı da çalışan da programlarımı dinliyor. Yayın yaptığım her iki radyoda da toplumun her kesimi benim dinleyicilerim...

HEPSİNİ DİNLİYORUM

Mesleğinizin size en cazip gelen, en sevdiğiniz yanı nedir?
Yaşam kaynağım olan müzik ile iç içe olması ve toplumu yönlendirme misyonu...
Sizce en çok kimler radyo dinliyor?
Yapılan araştırmalara göre; 'evde-işyerinde-yolda' şeklinde bir genelleme vardır. Bu genelleme benim yayınlarım için de söz konusu... İnsanlar her yerde radyo dinliyor...
Siz hangi radyoları dinliyorsunuz?
Yayın Yönetmeni ve Müzik Direktörü gibi yönetici kimliğim olması nedeni ile tüm radyoları takip ediyorum. Bunun dışında yaklaşık 5-6 radyocu arkadaşımız ile birbirimizin programlarını takip ediyor, mesaj atıyor ve eğleniyoruz.
Çalmayı en sevdiğiniz parçalar hangileri?
Mustafa Ceceli'nin 'Şarkı' ve Ferhat Göçer'in 'Vefası Eksik Yarim' parçalarını keyifle çalıyorum.

YARIN: SHOW RADYO'DAN HAKAN DEMİR