İstanbul'un gözde eğlence mekanı Nahide'de her gece sahne alan ve yaptığı taklitlerle konuklarını kahkahaya boğan Deniz Fehmi Dalsaldı, altı ay öncesine kadar bankacıymış! Uzun süre gündüzleri bankada memur olarak çalıştığını, akşamları da kadın kıyafetleri ile sahneye çıktığını anlatan Dalsaldı şunları söyledi:
SEFA ŞOVUMU KOPYALADI
"Ailem muhafazakâr olduğu için ilk başlarda Nahide'de çalıştığımı sakladım. Altı ay önce de açıklayıp bankadan ayrıldım. Bu işi Beyoğlu'nda kalitesiz, ucube bir yerde yapmış olsaydım ailemin tepkisi sert olabilirdi ama annem ve babam yaptığım işin bir sanat olduğunu anlayıp beni destekledi..." Yıldız Tilbe, Seda Sayan, Gönül Yazar, Zerrin Özer ve Sezen Aksu taklitleriyle herkesi güldüren Deniz Fehmi Dalsaldı; 'Yetenek Sizsiniz' yarışmasında birinci olan Sefa Doğanay'ın 'kendi şovunu kopyaladığını' da iddia etti.
İLGİMİ ÇEKENLERİ İNCELERDİM
Taklit yeteneğinizi nasıl keşfettiniz?
12 yaşındayken ilgimi çeken insanları incelemeye başladım. Bir süre sonra onların katıldıkları programlardaki konuşma şekilleri hafızamda yer etti; taklitlerini yapmaya başladım. En zorlandığım isimlerin başında da Bülent Ersoy geldi. Çünkü 12 yaşındayken sesim henüz oturmamıştı. Çalışarak zamanla oturdu... Taklitler gelişince onlar gibi düşünmeye başladım. Seda Sayan'a biri bir şey söylerse, ne yapar? Bu kadın ya birini evlendiriyordur ya da doğurtuyordur. Seyircisiyle iletişimi nasıl? Onu oraya getiren nedir? Dolayısıyla sahnede onun gibi cevap veriyorum.
KADIN KIYAFETİ İLE EĞLENCELİ
Taklitlerini yaptığınız isimlerin hepsinin kadın olması tesadüf mü?
Hayır, özellikle ben kadın olmalarına özen gösterdim. Çünkü bir erkeğin, kadın kıyafetleri içinde taklit yapması daha eğlenceli... Nihat Doğan taklitleri artık tüketildi. Taklidini yaptığım kadınların hepsini seviyorum. Mesela Gönül Yazar keyifli bir taklit. Çünkü hayatı tamamen kocaya endekslenmiş!
Sahneye ilk kez nerede çıktınız?
Bu işe Nahide'de başladım. Burada üç yıldır sahne alıyorum ve burası benim baba evim, okulum. Bu sahnede tecrübe kazandım...
BANKACILIK SEVMEDİĞİM BİR İŞTİ
Bankacılık hikayeniz nasıl başlamıştı?
Sahneyi her zaman istiyordum. Yaratıcı bir kişiliğim vardı. Sırf bu yüzden lise eğitimimi moda tasarım üzerine yaptım. Sonrasında da iç mimarlık üzerine eğitim aldım. Ardından işletme okudum. Okul hayatım bittikten sonra para kazanmak zorunda olduğum için bir bankanın açtığı sınava girdim ve kazandım. Özel bir bankada memur olarak işe başladım. Hayatımı sürdürmek, standartlarımı korumak için para kazanmak zorundaydım. Bu yüzden de üç yıl boyunca sevmediğim bir işte çalıştım. Ancak aklımın bir kenarında hep sahne vardı. Sonunda cesaretimi toplayıp başardım.
Sahneye çıktıktan sonra bankada çalışmaya, para saymaya devam ettiniz mi?
Hemen bırakmadım. Henüz altı ay önce bıraktım. Uzun bir süre ikisini bir arada sürdürdüm. Bankada bu hiçbir zaman sorun olmadı. Sadece ailemden bir süre sakladım. Çünkü ailem muhafazakâr bir aile ve nasıl tepki vereceklerini bilmiyordum. Açıkçası korktum... Çünkü gündüz banka memuruyken akşamları kadın kıyafetleri giyip sahne şovu yapıyordum. Bu da insanın kendi içinde çelişkilere neden oluyordu. Boyut değiştiriyorsunuz...
Kendi içinizde bocaladınız yani?
Aynen öyle ama işimi çok sevmem bunların üstesinden gelmeme neden oldu.
KRİZ BABAMA DÜKKAN KAPATTIRDI
Aileniz öğrendiğinde, tepkileri ne oldu?
Annemle babam beni izlemeye geldi. Buradaki insanların bana olan sevgisi ve gösterdikleri saygıdan çok etkilendiler.
Babanız ne iş yapıyor?
Babam 25 yıllık esnaftı. Türkiye'deki büyük krizden sonra dükkanı kapattı. Borçlarını ödedi ve emekli oldu. Annem evhanımı. Bir erkek kardeşim var. Babam benim en korktuğum ve çekindiğim insandı ama gelip beni izledikten sonra sahnenin beni çok mutlu ettiğini gördü.
İÇKİ İÇMEM, BAR BAR DOLAŞMAM
Anneniz ve babanız sahnede kadın kıyafetleri giymenize tepki gösterdi mi?
Sahnede kadın kıyafetleri giymekten hiç gocunmadım. Neticede günlük hayatımda kadın gibi gezmiyorum. Sahneden indikten sonra normal insanlar gibi giyinip evime giderim. Bu yüzden ailem yaptığım şovun sanatın bir parçası olduğunu algıladı. Ayrıca içki içen, geceleri bar bar dolaşan birisi olmadığım için onları üzecek bir davranışım da olmadı. Ama yine de insanların bazı önyargıları var. Mesela ben Seyfi Dursunoğlu'na (Huysuz Virjin) konan ekran yasağına çok üzülüyorum. Bunu hak etmediğini düşünüyorum.