Başarılı müzisyen ve reklam yönetmeni Metin Arolat, iki işini birleştirdi ve bir reklam filminin müziğini hazırladı. Bu yeni deneyimin kendisine büyük keyif verdiğini söyleyen Arolat; iç dünyasında taşıdığı hüznü, şarkılarının yaratım aşamasını ve yeni konser projesini anlattı...
Sizinle son olarak son albümünüz nedeniyle konuşmuştuk. Sırada yeni bir albüm var galiba...
Evet, yeni bir albüm hazırlıyorum. Yılbaşından önce de çıkarmayı düşünüyordum ama benimle ilgili hep bir yaz algısı vardır ya... Ben de yaz çocuğuyum; algım da, ruhum da öyle, onun için yaz başına erteledim albümü. Kışın mutsuzumdur ben. Dolayısıyla o mutsuz halimle albüm çıkarmayayım dedim; içim açıldığında, enerjim yükseldiğinde çıkarayım istedim.
İZMİR BENİM EVİM
Geçen albümde doğduğunuz şehir için 'İzmir' şarkısını yapmıştınız; sırada hangi şehir var?
Her an şarkılarımın arasına katabilirim öyle bir parça çünkü 'İzmir' güzel tepki aldı. Yıllardır uzak olsam da benim gerçek evim İzmir.
Yeni albümde yine İzmir'e güzelleme olacak mı?
Şu anda yaptığım şarkılarda yok ama ben şuna inanıyorum; İzmir'de yetişmiş insanların şarkılarında İzmirli duygusu oluyor. Sezen Aksu'nun, Sıla'nın, benim şarkılarımda var o.
O duyguyu adlandırmanızı istesem, ne dersiniz?
Sıcak diyebilirim. Sıcak, daha dost bir duygu. En karamsar şarkımda bile 'Lanet olsun' yerine 'Hadi gel, beni avut' derim. Yani daha olumlamayla bakarız biz.
Sizin sesinize slow şarkıları daha çok yakıştırıyorlar, değil mi?
Evet, slow şarkıları daha iyi söylüyorum ama tutan şarkılarım da hep hızlı parçalarımdır.
Neden sizce?
Çünkü önce hızlı şarkılara klip çekiyoruz, dolayısıyla bütün bütçeyi de o klibin güzel olması için harcıyoruz. Klibi olan şarkı daha çok duyuluyor. Bir de ben hızlı şarkılarımı önce slow şarkı olarak yaparım, sonra hızlandırırım. 'Dert Değil'i mesela; slow şarkı olarak yazmıştım, sonra hızlandırdım. Oysa benim içimde hep hüzün var; en hareketli şarkımda bile hüzün var yani.
Sizin hep depresif bir ruh haliniz olduğu söyleniyor. Sizce niye böyle bir algı var?
Bilmiyorum, aksine çok neşeli bir insanım. Beni tanıyanlar "Senin kadar enerjik, keyifli bir insan görmedik" derler. Ama böyle garip bir algı var işte...
Şarkılarınızın sözlerinden kaynaklanıyor olabilir mi bu algı?
Olabilir. Aslında şarkılarımın sözlerinde hep yaşadıklarım var. Abimi, babamı kaybetmişim arka arkaya; bunlara rağmen olumlu bakıyorum hayata ama şarkı yazarken o duygular çıkıyor ortaya. Mesela çoğu kişinin aşk şarkısı olarak dinlediği şarkı aslında benim abime ya da babama yazdığım bir şarkıdır. Şarkı yazarken o hüzünlü duruma geçiyorum. Belki onun için hep slow şarkılar yapıyorumdur.
Belki de hayatta hüzünlü olmak yerine şarkı yaparken hüzünlü olmayı tercih ediyor; böylelikle depresiflikten kurtuluyorsunuz...
Depresif değilimdir, onu biliyorum ama mesela bazen abimle babamı çok özlüyorum. Ölümlerinin üstünden seneler geçmesine rağmen bir gram azaltmadım onlara özlemimi. Bazen gün boyunca aklıma gelmiyorlar; eve geldiğimde "Aklıma gelmediniz" deyip onlarla konuşuyorum, "Ben bugün bunları yaptım" diye anlatıyorum. Bu bir manyaklık olabilir.
SUÇLULUK DUYUYORUM
Onları her an özlemeyi, düşünmeyi bilinçli olarak tercih ediyor gibisiniz...
Evet çünkü ben onlar tarafından unutulmayı istemezdim; her gün beni özlesinler, ansınlar isterdim. Dolayısıyla ben de onları anıyorum. Hatta abimi daha fazla andığım günlerde suçluluk hissedip ertesi gün babama ağırlık veriyorum üzülür mü acaba diye.
Abinizi kaybettikten sonra depresyona girdiniz, değil mi?
Evet, ölümünden beş-altı sene sonra girdim. Belki de bu depresif yakıştırması, o zamandan kaldı. Hatta o dönem "Birine aşık oldu da bu hale geldi" dediler.
'KÖPÜK ADAM' BENİM GİBİ NEŞE SAÇIYOR !
Rinso markasının yeni reklam filmi için bir jingle yaptınız; bu sizin için bir ilk miydi?
Evet, bu benim için yeni ve keyifli bir deneyim. Müzisyenliğimi ve reklam yönetmenliğindeki tecrübelirimi bir arada kullanabildiğim bir iş oldu. Marka, bu reklamlar için 'Köpük Adam' adında bir tip yaratmış. Bu 'Köpük Adam'la, ruh hali açısından birbirimize benziyoruz; o da benim gibi etrafa neşe saçıyor. Benim koku takıntım vardır, o da çok güzel koktuğunu söylüyor...
'Çizgi karakter yansımam' diyorsunuz yani.
Aynen öyle! Sanki beni çizmişler. Tek fark; o benden çok daha kilolu ama ruh halimiz aynı. (Gülüyor) Hep derler ya "Karakterle bütünleştim" diye; ben de ilk defa böyle bir şey yaşıyorum.
KİMSEYİ ELEŞTİRMEM
Bir reklam filmi yönetmeni olarak; başkasının çektiği reklam filmini izlerken eleştirilerde bulunuyor musunuz?
Ben kimseyi eleştirmem. 'Ben olsaydım böyle yapardım'ları sevmem. Ben benim bildiğimi yapıyorum, o da kendi bildiğini... Herkesin zevki, rengi, tadı bambaşka.
ÇARŞAFA PARFÜM SIKMA DAN UYUMAM
Koku takıntınız olduğunu duymuştum. Yatak çarşaflarınızın falan çok iyi kokmasını istermişsiniz mesela...
Çocukluğumdan beri bu böyle. Annemin kokusuyla başladı bu tutku. Aslında her yerde o sıcak, huzur veren anne kokusunu arıyorsun. Parfümlerim de öyledir benim; çiçekli, yumuşak parfümleri severim. Yatak çarşaflarımın her gün değişmesi lazım. Yatmadan önce yatağa parfüm sıkarım ve ancak öyle uyuyabilirim.
90'LARI SÖYLÜYORUM
Bir sevgilinizden kokusu yüzünden ayrıldığınız oldu mu hiç?
Hiç öyle kötü kokan bir sevgilim olmadı. Ama onlar da koku takıntımı bilirlerdi ve hep mis kokarlardı. Bazı insanlar önemsemiyorlar kokuyu; o önemsemeyenlerin hayatlarına da gerekli özeni vermediklerini düşünüyorum.
İstanbul'da en çok ne kokusunu seviyorsunuz?
Mısır Çarşısı'na hakim olan baharat kokusunu... İstanbul'un kokusu dediğin zaman aklıma ilk bu gelir.
Son günlerde konser maratonunuz artmış durumda. Nereden çıktı bu konserler?
Bu aralar bayağı coştuk. İnsan ille albüm çıkardığı zaman konser vermez. Mesela ben son albümü çıkardığım dönemde az konser verdim ama şimdi tam bir koşuşturma içindeyim. Yeni bir konsept yaptık; benim söylemediğim ama söylemeyi hayal ettiğim, en sevdiğim 90'lar şarkılarından oluşan bir repertuvar hazırladık. Pop şarkılarına bile rock tınıları ekledik. Şimdi bu şarkılardan oluşan bir reperuvarla çeşitli konserler veriyoruz.
SİGARAYLA SON DEMLERİM BU...
Masaya oturduğumuzdan beri bu kaçıncı sigaranız; bu kadar çok sigara içmek bir ses sanatçısı için kötü değil mi?
Sorduğun soruya bak şimdi! Tamam, sigarayı bırakacağım, son demlerini yaşıyor sigara. Daha önce hep "Sigaradan keyif alıyorum, niye bırakayım ki?" diyordum ama şimdi "Ben bu sigarayı bırakacağım" diyorum. Önümüzdeki yaza beni sigaradan uzak, arınmış bir insan olarak göreceksiniz. Her yaktığım sigaraya "Haddini ve değerini bil, benimle son demlerini yaşıyorsun" diyorum. Ben içki içmeyen, uyuşturucu kullanmayan, temiz bir adamımdır; tek kötü alışkanlığım sigara ve onu da yenerim.