'Kırgın Çiçekler' üçüncü diziniz. Ankara'dan İstanbul'a gelmişsiniz. Daha önce neler yapmıştınız?
1990 doğumluyum. Bilkent İletişim Tasarımı Bölümü mezunuyum. Okul bittikten sonra oyunculuk eğitimi aldım. Ankara'da okurken de İstanbul'da ajansa yazılıydım ve iş teklifi geldiğinde buraya gelip deneme çekimlerine katılıyordum.Okul bittikten bir sene sonra ilk dizi teklifini aldım ve İstanbul'a taşındım.
Oyunculuk merakınız nereden geliyor?
Annem yönetmen, babam da ışık, ses ve görüntü şefi. Çocukluğum set ortamında geçti. O yüzden ilgim ve hevesim vardı. Annem bu işin içinde olduğu için benim oyuncu olmamı istememişti. Ama sonrasında 'Becerebiliyorsan yap, olmazsa bırakırsın' deyip bana bıraktı.
Aileniz Ankara'da mı yaşıyor?
Annem sürekli yanıma gidip geliyor. Babam emekli oldu ve Ankara'daki evimizde kalıyor. Annem hâlâ işine devam ediyor. Beni yalnız bırakmak istemediği için Ankara-İstanbul arasında mekik dokuyor.
Dizinin bu kadar ilgi çekmesini bekliyor muydunuz?
Evet, 'Kırgın Çiçekler'in farklı bir konusu olduğu için ilgi çekeceğini düşünüyordum. Annem de bu işin tutacağını söylemişti. Ben de diziye çok güveniyordum. Gerçekleri yansıtmaya çalışıyoruz. Anne-baba özlemini anlatıyoruz. İzleyici kendinden bir şeyler buluyor.
Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Çok güzel yorumlar alıyorum. Bazı sahnelerde dizideki arkadaşlarımızla birbirimizi eleştiriyoruz. Kötü eleştiri almayı seviyorum. Çünkü kötü eleştiriler olunca kendimi düzeltmeye çalışıyorum.
Anneniz yönetmen gözüyle dizi için ne yorum yapıyor?
Annem her izlediğinde duygulanıp ağlıyor. İzlerken anneme 'Ne diyecek' diye bakıyorum. Hep iyi yorumlar yapıyor.
Cemre'nin yaşadıkları çok üzücü. İlk bölümde anne-babasını kaybediyor...
Cenaze sahnesi beni çok üzdü. Sete girdiğim anda kötü oldum. O an o sahne benim için gerçekti. Anı yaşamaya çalıştım ve çok kötü hissettim. Ama artık tecrübeli oyuncu olduğum için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Bu yüzden de elimden geldiğince zor sahnelerin hakkını vermeye çabalıyorum.
Anne ve babası 'Cemre'nin gözü önünde öldü. O sahnede ne hissettiniz?
Mekan, ortam, sesler, konuşmalar, her şey insanı etkiliyor. O duyguyu yakalayabilmek çok önemli. Oynarken hep elim göğsümdeydi. Bir ağrı hissettim. Alerjik astımım vardır. O sahneyi çekerken astım krizim tuttu. Bu da benim için ilk tecrübeydi. O anı yaşadım. Benim için çok gerçekçi oldu. Sonrasında ilacımı sıkıp rahatladım. Eve gittiğimde anneme sarılarak uyudum.
BENİ JAMES DEAN'E ÇOK BENZETİYORLAR
Müzisyen olmak isterken oyunculuğa başlamışsınız. Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?
18 yaşıma kadar Hatay'da yaşadım. Sonra devlet konservatuvarı sınavlarına hazırlandım ve İstanbul Devlet Konservatuvarı Opera ve Koro Şarkıcılığı Bölümü'nü kazandım. Okulda da sahne dersleri alıyordum. Daha sonra oyuncu koçumla tanıştık. Ardından oyunculuğa adım attım. Aslında öncelikle müzik yapmak istiyordum. Hayat beni bir şekilde buraya getirdi.
BOKS YAPMAYA BAŞLADIM
Konservatuvara devam ediyor musunuz?
Konservatuvar devam ediyor, ama çalışma saatlerimiz yoğun olduğu için gidemiyorum. Okuduğum dönemde dizi teklifleri geldi. Art arda üç iş gelince okulu dondurdum. Ama bir şekilde konservatuvarı bitireceğim. Müzikle oyunculuk birbirini besliyor. Bir oyuncunun bence donanımlı olması gerekiyor. Benim de enstrüman çalıyor olmam, opera okumam, çok büyük avantajım. Hem sesim, hem de görsel açıdan okuldaki hocalarım beni müzikale almak istiyorlardı. Sonrasında ben de bu alana yöneldim. Bir yıla yakın oyunculuk dersleri aldım. Lisanslı olarak basketbol ve futbol oynadım. Şimdi boks dersleri alıyorum.
Boks merakınız nereden çıktı?
Çok fazla film izliyorum. 'Kızgın Boğa' filmini de çok severim. Orada boksörü canlandıran Robert De Niro'nun karakterinden çok etkilenmiştim. Daha sonra boks yapmaya başladım.
Gençlerin son dönemde çok fazla şarkıcı ve oyuncu olma isteği var. Bunu neye bağlıyorsunuz?
İnsanlar beğenilmeyi sever. Ama benimki öyle bir istek değildi. Oyuncu olmakla müzisyen olmak arasında fark var. Benim doğduğumda sesim altın bileziğimdi. Onun üzerine gitmek benim için daha kolaydı. Ben ilkokulda besteler yapıyordum. Lisede müzik yarışmalarına kendi bestelerimle katıldım. En iyi solist, en iyi beste birinciliğim vardı. İstanbul'da olmam gerekiyordu. Çıkış noktam buydu.
Müzik devam edecek mi?
Kesinlikle devam edecek. Hâlâ bestelerim var. Şu an albüm çıkarma düşüncem yok. Oyunculuğa odaklandım. Eğer senaristlerimiz yazarlarsa, Özgür Ağabey (Çevik) ile şarkı söylemeyi çok isterim.
Oyunculuğunuzla ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Güzel tepkiler alıyorum. Sosyal medyadan çok güzel yorumlar yapıyorlar. Teyzeler yanaklarımı sıkıyorlar. Serkan karakterini çok sevmişler.
İnsanlar sokakta sizi görünce tanıyorlar mı?
Dizinin dördüncü bölümden sonra tanınırlığım arttı. 10-17 arası gençler, diziyi daha yakından takip ediyor. Tabii ki seyircinin ilgisi beni çok mutlu ediyor.
'Kırgın Çiçekler'in başarısının sırrı ne?
Çok enerjik bir ekibiz. Sette güzel bir uyum yakaladık. Sette eğleniyorsak dışarıda da eğleniyoruz. Herkesin istekli ve azimli olması bizi başarıya götürüyor. Yönetmenimiz çok iyi, oyuncuları çok rahatlatıyor.
Sizi benzettikleri bir oyuncu var mı?
Yapımcılar ve yönetmenler James Dean'e benzetirler. Ben de benzetiyorum. James Dean'e benzetilmek çok güzel.