Atv dizisi 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ın son bölümlerinde 'Servet' karakterini canlandıran Tuna Orhan, performansıyla dikkat çekti. 'Çakırbeyli'nin kızının intikamını almak için istediği özel silahı üreten 'Servet', herkesin hedefi haline geldi. Geçtiğimiz bölümlerde aracına koyulan bomba nedeniyle 'Servet'in eşi gözlerinin önünde öldü. Onun yaşadıkları sosyal medyada en çok konuşulanlar arasına girdi. Ünlü oyuncuyla; gençlik yıllarında yaşadıkları, oyunculuk serüveni ve dizinin başarısı üzerine konuştuk...
HERKES KARISINDAN KORKAR
Üç sezondur aynı başarıyla devam eden 'Eşkıya'nın sırrını nasıl açıklarsınız?
Aslında 'Eşkıya'nın başarısı çok açık. İyi senaryo, başarılı kadro seçimi, iyi yapımcı ve iyi yönetmen... Başarılı olmasını en başından beri öngörüyorduk, öyle de oldu. İzleyicinin tepkisi yolda yürürken de kendisini belli ediyor. İnsanlar diziyi izlediklerini ve yeni bölümü merakla beklediklerini söylüyorlar. O kadar akıllıca bir senaryo ki kadınlara da hitap ediyor. Adam mafya babası, çatışmadan gelmiş, annesi evde kafasına yastık atıyor "Nerede kaldın?" diye. Anneden korkuluyor kardeşim. (Gülüyor) Ne iş yaparsan yap, eve biraz geç kalırsanız karınız sorar 'Neredesin?' diye. Ona hesap vermek zorundasın. 'Biz delikanlıyız, karımızdan korkmayız' gırgır olsun diye söylenir. Herkes karısından çekiniyor. Diziden kadınları çıkarsanız, sadece erkeklerin çatışması kalsa yine izlenir ama sadece erkekler izler. Ama gerçekten bu diziyi kadınlar da ilgiyle izliyor. Esas büyük başarı da burada yatıyor.
Diğer dizilerden farklı olarak 'Eşkıya'da yan roller de çok parlatılıyor...
Bu, senaryonun başarısıdır. Çok az lafı olan oyuncular da dikkat çekti. Herkesin kafasında farklı bir ana karakter var aslında. İzleyicinin diziyi izlerken kendi içlerine sindirdikleri karakterler var. Ufacık rolü olanlar da çok ilgi çekebiliyor. Bu, Raci Şaşmaz ve Bahadır Özdener'in hikayeyi doğru yazmasından kaynaklanıyor. Herkesin aktif bir rolü var. Bunu senaryo anlamında başarmak çok zor. Senaryo iyi değilse hiçbir şey olmaz. İstediğiniz oyuncuyu getirin; senaryo iyi değilse, o iş bitmeye mahkumdur. Bu dizinin üç yıldır reyting birincisi olmasının nedenlerinden biri de bu.
'SERVET'İ BOŞ BIRAKMIYORLAR
Yeni bölümde ne olacak diye siz de tahminlerde bulunuyor musunuz?
Oyuncu olarak biz de senaryoyu seyirci gibi okuyoruz. 'Böyle bitti, diğer bölümde bu olacak' diyoruz ama senaryo bizi de yanıltıyor. Hiç aklımıza gelmeyen olaylar olabiliyor. Zaten akla ilk gelen yapılmadığı için de bu dizi izleyiciyi şaşırtıyor.
Dönem dönem dizide farklı karakterler fenomen oluyor. Son zamanlarda da sizin rolünüz dikkat çekti...
Dizide eşim öldükten sonra öyle bir durum oldu. Hikayenin içinde doğru durabilmeyi başarmamız lazım. Yapımcımız ve senaristimizle ilk görüştüğümüzde, "Bu hikayenin içinde komik olaylar olacak ama siz komiklik yapamayacaksınız" demişlerdi. Bu hikayenin neresinde komiklik olacağını çözememiştim. Normal tepkiler verdiğinizde o mevzunun komedisini artırıyor. Benim hikayemde de bir dikkat çekme durumu oldu.
Aslında sizin de arabanın içinde eşinizle birlikte öleceğiniz sanılıyordu...
Aslında ben de arabanın içindeydim. Hatta senaryoyu okuduğumda "Herhalde öleceğim" dedim ama diğer bölümü farklı şekillendirdiler.
Eşi bir anlamda 'Servet'in kendisi yüzünden ölüyor. Sizce böyle bir travma nasıl atlatılır?
'Servet' paraya düşkün bir adam. Eşi de öyleydi. Karısını çok seviyor ama 'Bu sevginin temelinde para mı var acaba?' diye de insan düşünüyordu. Sonuç olarak eşini çok seven bir adamın onu arabanın içinde patlarken görmesi başlı başına bir travma. Bıraksalar bütün dünyayı yakacak kadar dolmuş durumda. Karısı öldüğü zaman aklından para geçmiyordur sanırım. 'Servet'i boş bıraksalar önüne gelenden intikam alır ama onu durduruyorlar.
PARA İÇİN GÖZÜMÜ KARARTMAM
Sizin için para ne ifade ediyor?
Para gerekli bir şey. 'Ben paraya hiç önem vermem' diyenler genelde zenginler oluyor. Yoksul olup da paraya önem vermeyen yoktur. Para için gözünü karartıp her şeyi yapmak benim için doğru değil. Parası iyi diye bir şeyin peşinden gidecek olsam oyunculuk yapmazdım. Zaten ticaretten çok anlayan biri değilim. Para geliyor ama size bunun dışında ne getiriyor ve sizden ne götürüyor ona da bakmak lazım.
Oyunculuk aşkınız dayılarınız Ahmet ve Mustafa Uğurlu'ya imrenmeyle başlamış. Böyle bir başarı bekliyor muydunuz?
Tatillerde dayılarımın yanına gidip gelirdim. Bir oyunlarının provasını izledim ve sonrasında beni tiyatrodan çıkaramadılar. Çok hoşuma gitti. 15 yaşımda oyunculuk yapmaya karar verdim. Sonrasında eğitim almaya başladım. 15 sene Antalya Devlet Tiyatrosu'nda çalıştım. Her şeyden uzaklaştım. Sinemada oynamak, müzik yapmak istiyordum ama olmuyordu. 'Acaba ben sandığımdan daha mı yeteneksizim?' demeye başladım. Sonra diziler ve sinema filmleri başladı. Olduğum yerden mutluyum ama daha da iyi şeyler yapmak istiyorum.
'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'
KUTLAMALARDA BANA KUMPAS KURUYORLAR
Sizin aynı zamanda bir albümünüz de var. Sette şarkı söylüyor musunuz?
Durduk yere çok şarkı söylemiyorum. Öyle bir enstrümanla dizide buluşamadım. Bağlamayı çok iyi çalardım ama gitara döndükten sonra geriledim. Gitarda iyiyimdir. Sesim iyidir, opera bölümünü birincilikle kazanmıştım. Ailede sesi kötü olan pek kimse yok ama hiç birlikte şarkı söylemeyiz. Genelde sesi kötü olanlar çok şarkı söyler. Kutlamalarda bana kumpas kuruyorlar; sahneye çağırıyorlar, ben söylüyorum onlar dinliyor. ikinci albüm geliyor
Albümden istediğiniz başarıyı yakaladınız mı?
Albümle ilgili bir tanıtım yapmadım. Benim için eskimiş sayılmaz. Beklenen tanıtımları yapıp karşılığını bulamasaydım istediğim başarıyı yakalayamadım derdim. Haberi olup dinleyenlerden çok güzel yorumlar alıyorum. Önümüzdeki dönemlerde bir klip de çekeceğim. Ardından ikinci albümü de hazırlayacağım.
Şarkılar hazır mı?
Üç albümlük şarkı hazır. Hepsinin sözleri bana ait.
OKULA GİDECEK PARAM YOKTU
Gençlik yıllarınızda maddi ve manevi anlamda zorluk çektiğiniz oldu mu. O dönemleri anlatır mısınız?
Konservatuvarı, başladıktan
üç ay sonra bırakmaya
karar verdim. Çünkü evden
okula gidecek param yoktu.
Ailemin de durumu uygun
değildi. Rahmetli babam
iflas etmişti. Bir gün ağlayarak
arkadaşlarıma okulu bırakacağımı
söyledim ama bana
çok destek oldular. Rahmetli
Erdal-Gürdal Tosun'un evinde
kalmaya başladım. Cihangir'den
okula gidip gelmek
kolaydı. Tabii ki çok zorluk
çektik. Birçok öğrenci böyle
yaşıyor aslında. Bunu acındırmak
için söylemiyorum.
Bir kere yılgınlığa düştüm
ama bırakmadım.
