Giriş Tarihi: 9.07.2018

Ahmet Ümit: Hepimiz aynı yerdeyiz Türkiye yoksa biz de yokuz!

Polisiye yazarı Ahmet Ümit, sadece iktidarı eleştirmekle muhalefet yapılmayacağını, doğru icraatların desteklenmesi gerektiğini söyleyerek ekledi: Bu ülke ne sadece iktidarın, ne de muhalefetin. Hepimiz aynı gemideyiz. Eğer sen geminin altını delmeye çalışırsan hepimiz batarız. Türkiye yoksa, biz yokuz

Ahmet Ümit: Hepimiz aynı yerdeyiz Türkiye yoksa biz de yokuz!

Türkiye'nin en çok okunan polisiye yazarlarından Ahmet Ümit, GÜNAYDIN'a çok özel açıklamalarda bulundu. Sadece iktidarı eleştirmekle muhalefet yapılamayacağına dikkat çeken Ümit, "Muhalefet nesnel bir bakış açısıyla yapılmalıdır" diye de ekledi...
'Bir Ses Böler Geceyi' adlı ilk romanınız çıkalı 24 yıl olmuş. İlk günkü heyecanı taşıyor musunuz?
O günden bu yana 25 kitabım oldu. Yazarlıktaki mesleki deformasyon, amatör ruhu kaybetmektir. Ne ün, ne kazandığı paradır bir yazarı mutlu eden. Mutlu eden en önemli şey, yazarken yaşadığı mutluluktur. Ben ilk günkü heyecanımı bu yüzden kaybetmedim. İyi bir yazar olmanın en önemli göstergesi, öldükten sonra eserlerinin okunuyor olabilmesidir.


YAZAR POLİTİK GÖRÜŞÜNÜ YANSITMAMALI
Sizce polisiyeyi diğer edebiyat türlerinden ayıran en önemli özellik nedir?
Gizemli suçu anlatmasıdır. İyi polisiye yazanlar akıllı insanlardır. Dostoyevski ve Shakespeare gibi dünyanın en iyi iki yazarı da suçu anlatır. Suçtan yola çıkarak insanı anlatırlar. Suç insan psikolojisini ortaya koyabilmek için en iyi yöntemdir. Aslında çok zordur çünkü iyi romanın tüm özelliklerini taşımak zorundadır. Güzel bir dil, sağlam karakterler, en iyi şekilde kurgulanmış güzel bir hikaye gerekir iyi bir roman için. İyi polisiyeler de iyi romanlardır bu yüzden.
Meslek yaşamınıza 25 kitabı sığdırmayı nasıl başardınız?
14 yaşından itibaren politikanın içindeydim. 25 yaşında Moskova'dayken politikanın hayata bakış açımı daralttığını fark ettim ve yazar olmaya karar verdim. Ve bir yazar eğer politik görüşlerinden, dini inançlarından, cinsiyetinden bağımsız olarak insanı anlatmıyorsa, başarılı olamaz. Dünya görüşümü insanların gözüne sokmadan, benim bakış açım doğrudur demeden yapıyorum bunu. İyi yazarlar politik görüşlerini eserlerine yansıtmaz; Dostoyevski, Charles Dickens ve Balzac gibi. Benim okur kitlemin en az üçte biri muhafazakar okuyucudur. Beni milliyetçi de okuyor, solcu da. Okurlarıma insanı anlatmak ve empati duygusunu oluşturmak için yazıyorum. Ülkemizin içinde bulunduğu sorunları, birbirimizi olduğumuz gibi kabul ederek ve 'Bu ülke bizim, ülkemizin gelişmesi ve büyümesi hepimizin yararına olur' duygusuyla hareket ederek aşabileceğimize inanıyorum. Birbirimizi ayrıştırarak hiçbir yere varamayız. Eğer birleşirsek ve birbirimize empati kurarak yaklaşırsak güçlü bir ülke oluruz ve kimse bizi bölemez.