Son Güncelleme: Cuma 12.06.2009
Akıllı kadınların Cinderella sendromu
YOKLAMAYA BAŞLARLAR
Kadınların yüz yüze gelmesi gereken bir gerçek var. 30 yaşını geçmiş ve henüz evlenmemiş bildiğim bütün kadınlar, ne kadar akıllı ve kariyer sahibi olurlarsa olsunlar, ne kadar maddi ve duygusal olarak kendilerine yeterlerse yetsinler; bu paniği yaşıyor. Potansiyel gördükleri bir erkekle beraber olmaya başladıktan daha birkaç hafta sonra evlilik konusunu yoklamaya başlıyorlar... Ama bir erkeğin 'evliliğe bu kadar direnmesine' hayıflanırken şunu da düşünmek lazım; erkekler kendilerini sanki sahne ve rolleri daha onlar oyuna başlamadan ayarlanmış birer oyuncu gibi hissediyorlar.
GÜVENCE ARIYORLAR
Onlardan istenilen; kadının hayatına girip, onun için yazılan rolü oynaması... Aşık olmak ve akabinde evlilik; sanki kadınların üzerinde uğraştıkları bir proje gibi. Evet, erkekler kendi özgürlüklerini kaybetmekten korkuyorlar. Onlar elde etmek isterken, kadınlar güvence arıyorlar. Medeniyetin başından beri durum böyle... Peki, içinde yaşadığımız yüzyılda kadınlar da erkekler gibi kendi özgürlüklerini koruyarak, 'evlilik beklentisini' saplantı haline getirmeden ilişkilerinden zevk alabilirler mi? Yoksa, erkeğin 'hazır değilim' demesi kadınların 'kalplerine ve egolarına' yöneltilmiş bir aşağılama mı? Erkek hazır değilse, saygınlığını korumak adına, beraberliğinden memnun bile olsan, ilişkiyi bitir! Şu 'Cinderella' tarzındaki masallar biz kadınların hayatını altüst etti zaten... Daha küçük bir kızken, çoğumuz büyüyünce ne olacaksın diye sorulduğunda, 'Gelin olacağım' derdik.
VARILACAK YER DEĞİL Kİ!
Akıllı, eğitimli, kendine güveni olan kadınlar bile 'Cinderella Sendromu' ile prensini bulup, ömür boyu mutlu yaşama hayalinde... Ben de bir kadın olarak bu ihtiyacı anlıyorum. Ama sorun şurada; bir insanı evliliğe manipüle edince ne olacak? Böyleleri şunu görmüyorlar; koca bulmayı başarmak varılacak yer değil ki! O insanla bir ömür geçireceksin... Ayrıca erkeği evliliğe ikna edene kadar verdiğiniz uğraş, girdiğiniz farklı kimlik, kadın ve erkek arasında kocaman bir duvar örer... Daha da kötüsü ilişkinizdeki parıltı söner. Etik olmadığınız için değil, bu çeşit baskı bıktırıcı ve can sıkıcı olduğu için... İlişkinin geleceğini daha en baştan planlamadan flört etmekten zevk alın. Zaten flört etmenin zevkini en çok dilinden düşürmeyenler, evli oldukları için uzun süredir flört edemeyenler değil mi?
BELKİ DİNAMİK DEĞİŞİR
Şimdi diyeceksiniz ki; "Aile olmayı istemenin kötü bir yanı var mı?" Evliliğe kesinlikle karşı değilim ama "Romantizmin ateşine kapılıp, beraber olduğunuz kişi ile göz göze bakabildiğiniz kadar, aynı yöne bakabiliyor musunuz bunu da görün" demek istiyorum. Yoksa evliliği aceleye getirerek ulaşacağınız tek yer, evlilikte yalnızlık olur. Bir de, kim bilir, belki erkek 'evlilik' baskısı hissetmediği, sizin evlilikten çok sevgiye önem verdiğinizi gördüğü zaman, size karşı anlayışı artar ve o dinamik değişebilir... Çünkü sonuçta kimse yalnız yaşlanmak istemiyor.
EN SON HABERLER
- 1 Yargı’nın Tuğçe’si Merve Ateş o sahneyi anlattı: Rüya olmasını istedim, çok ağladım!
- 2 Serenay Sarıkaya'nın babasına bakın! Annesi Ümran Seyhan yasak aşkla manşetlerden düşmezken o gözlerden uzak
- 3 31 yaşındaki Serenay Sarıkaya bu sefer şaşırttı! İşte Serenay Sarıkaya’nın boyu…
- 4 Sibel Can'ın küçük oğlu Emir şimdilerin yakışıklı çapkını! Emir Aksüt ablası Melisa Ural'ın paylaşımına damga vurdu!
- 5 Çağla Şıkel'in eski eşi Emre Altuğ kaslı vücuduyla ağızları açık bıraktı! Şarkıcı Emre Altuğ'un yaşına kimse inanamadı!
- 6 Kızılcık Şerbeti'nin fesat Nilay'ı Feyza Civelek'in annesi kendisinden ünlü çıktı! Meğer aynı dizideymiş...
- 7 Kardeşlerim'de Ömer Süsen’den vazgeçmiyor!
- 8 Onu Serpil Çakmaklı olarak tanıyoruz ama… Yeşilçam’ın en iddialı kadını Serpil Çakmaklı’nın gerçek adını biliyor musunuz?
- 9 Cem Yılmaz ve Necla Karahalil aşkı bitti! Birbirlerini takipten çıktılar...
- 10 Tokatçı'nın Emine'si 65 yaşında 20'lik genç kızlara taş çıkarıyor! Yeşilçam güzeli Nazan Saatçi fit hali ile "Maşallah" dedirtti!