Son Güncelleme: Cumartesi 17.12.2016
Altın kaset aldık kuyumcuya koştuk
Yılbaşı gecesi ilk kez aynı sahnede buluşacak olan efsane üçlü Ümit Besen, Cengiz Kurtoğlu ve Arif Susam, GÜNAYDIN’a konuştu. Uzun yıllardır hem dost, hem de sahnede rakip olan üçlü, “Öyle bir tempoda çalıştık ki, haftanın yedi günü sahnedeydik. Rezervasyonlar bir ay önceden dolardı. Birbirimizin sahnesini de çok merak ederdik” diyor
Taverna müziginin üç efsane ismi, Polat Yagcı'nın organizasyonuyla yılbası gecesi ilk kez birlikte Kuruçesme'deki Suada'da sahneye çıkacak.
Müzikte Tarabya kültürünün öncülerinden olan, kasetleri milyonlar satan ve yüz binlerce kisilik rekor konserler veren Besen, Kurtoglu ve Susam; yıllarca konusulacak gece öncesi GÜNAYDIN için bir araya geldi. Efsane üçlüyle geçmisten günümüze bir yolculuga çıktık...
ÜMİT BESEN: Sahnede ilk kez bir aradayız ama gönül olarak hep birlikteydik. Yıllardır bastıgımız tus aynı, insanlara verdigimiz sevgi aynı... Ilk kez birlikte aynı sahnede olmak heyecan verici. Bizi, Polat Yagcı'nın projesi bir araya getirdi. Suada'da dev bir yılbası gazinosu yapacagız. O gece Tarabya ruhu yeniden canlanacak.
Ü.B.: Yok, biz rekabet içinde degiliz. Hepimiz; sevgiyi, sevgiliyi ve hasreti kendi tarzımızla anlatıyoruz. Cengiz'in yorumladıgı sarkının aynısını ben yorumlayamam. Onun tadı baskadır. Insanlar, o sarkıları Cengiz'den dinlemeye alısmıstır. Dolayısıyla hepimiz birbirimizin farkındayız ve rekabet halinde degiliz. Bir araya gelmekte sakınca görmedik.
BİRBİRİMİZİ GELİŞTİRDİK
Ü.B.: Dinleyici, direkt olarak ismimize geliyor. Mesela bana gelip Cengiz'in veya bir baskasının sarkısını dinlemek istemez. Bana gelen, benim sarkımı ister.
ARİF SUSAM: Peçetelere 'Ben buraya seni dinlemeye geldim. Cengiz Kurtoglu dinlemek istesem, ona giderdim' yazıyorlardı.
Ü.B.: Benden eski olan isimlerin sarkılarını her zaman okurum, onları ayrı tutmak lazım. Fakat o zaman da 'Kendi sarkını okusana' diyorlar. Ne bileyim; Orhan Gencebay'dan, Ferdi Tayfur'dan sarkılar söyleyecegim zaman itiraz geliyor. Dinleyici, daha programın basında 'Nikah Masası'nı dinleyip gidecekmis gibi duruyor.
CENGİZ KURTOĞLU: Bazı sevenlerimiz, sarkılarımıza takıntılı olabiliyor. Bu repertuvarlar üzerimize yapısmıs.
A.S.: Eglendiren, düsündüren, maziyi yasatan müzikler var... Biz haftanın yedi günü çalısıyorduk. Bir cumartesi günü bizi izlemek için bir ay önceden rezervasyon yaptırırlardı. Su anda o performansa dayanabilir miyiz, bilemem.
A.S.: Sahne saatlerimiz aynı oldugu için birbirimizi dinleyemiyoruz.
C.K.: Bunu açıkça itiraf edelim: Biz birbirimizi çok merak ederdik. Istanbul'a ilk geldigim yıllarda, Ümit Besen'in nerede sahneye çıktıgını merak ederdim. Hiç unutmam; Emirgan'dan geçerken bir afiste Arif Susam yazıyordu. Tarabya'da Nejat Alp, Yıldızlar'da ise Ümit Besen yazıyordu. "Burada nasıl tutunacagım? Herhalde eve dönerim" dedim. 'Bunlar çok sosyete insanlar, bizi barındırmazlar' diye düsündüm. (Gülüyor) Bu bir akademik kariyerdir. Bizim birbirimizden haberdar olmamız, müzikal anlamda gelismemizi saglıyordu.
Ü.B.: Ben de baslarda korkuyordum. Tarabya'da hep Batı müzigi yapılıyordu. Benim tarzım, daha arabesk-pop müzigine yakın... Geldim; 'Dönülmez Aksamın Ufkundayız'ı, Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur sarkılarını okudum. Sonra dükkan dolup tasmaya basladı.
A.S.: Birbirimizle görüsmemiz, müzik ve bilgi paylasımı açısından önemliydi. Okul gibiydi o yıllar.
A.S.: Kesinlikle... Simdi kim kime gidip bilgi alır ki? Biz birbirimizden bilgilenirdik.
Ü.B.: Birbirimize yardımcı olmayı seviyorduk. Bir otelde programım vardı; baktım yan salonda Hayko prova yapıyor, bir türlü ses düzenini ayarlayamıyor.
Gittim, bizim müzik sistemini kurdum; ses plak gibiydi! Hayko, "Herkes birbirinin kuyusunu kazar, sen bizim ses sistemini kurdun" dedi.
PAPYONSUZ ÇIKMAZDIK
C.K.: O gelin sarkısından sonra altı tane torun oldu!
Ü.B.: Gerçekten yasadıgım seyler, söz yazarları tarafından yazıldı; isin aslı bu. Bunu ne Cengiz, ne de Arif yasadı; yasayan benim! 'Nikah Masası'nın sözü ve müzigindeki o duygular gerçek... O sarkının sözlerini Ahmet Selçuk Ilkan yazdı, bestesini ben yaptım.
C.K.: Sahnede bel kusagı, papyon, fular takardık. Simdi yırtık kotla çıkıyorlar iste...
Ü.B.: Eskiden beri bazı seylerin denetlenmesi gerektigini söylerim. Çocuklar, büyürken sanatçıları örnek alır. Filmler, diziler, sarkılar fark etmez; her konunun denetlenmesi, Türk örf ve adetlerine uygun olması gerekir. Su an öyle sarkılar yapılıyor ki, sözlerinin mutlaka denetimden geçmesi gerekiyor.
A.S.: 25 sene önce Cengiz'e "Gel beraber 'Rüstem Batum Sov'a gidelim, ikimizi de davet ettiler" dedim.Bana, "Manyak mısın sen? Canlı yayın bu! Adam adımı soyadımı sorsa, o anda heyecandan ölürüm" dedi. Şimdi bülbül oldu bak...
C.K.: Oğlum 60 yasına geldik, bırak da konusalım! (Gülüyor)
ARİF ÇOK KONUŞUR, ÜMİT UTANGAÇTIR
REİSİMİZLE KALBİMİZ BİR ATIYOR
Ü.B.: Şu anda hükümetin ve Cumhurbaşkanımızın sunduğu önerilerin hepsine uyuyoruz ve destekliyoruz. Türkiye'de yaşıyoruz ve Türk Lirası'nı değerlendirmemiz gerektiğine inanıyoruz. Kira ödemeleri ve alışverişler; dolarla veya Euro'yla değil, TL ile olsun. Herkes dövizini bozdursun ve Türk Lirası'na yatırsın. Bunlar, Türkiye'yi içten içe bölme planlarının bir uzantısı. Dış mihraklar, sosyal medyada insanları korkutup onları yurt dışına yatırım yapmaya zorluyor. 'Türkiye bitecek, gidin yurt dışından ev alın. Kendinizi sağlama alın, paranızı dolara ve Euro'ya yatırın' mantığını yerleştirmeye çalışıyorlar. Bunların hepsi Türkiye aleyhine yapılan bölücü eylemler. Türkiye'yi yıpratmaya yönelik oyunlara gelmeyin.
C.K.: Reisimizin ülkemiz için verdiği mücadeleden büyük onur duyuyoruz ve kendisini her zaman destekliyoruz. Kalbimiz bir atıyor. Benim çok büyük bir sevdam ve bağlığım var kendilerine. Allah onu başımızdan eksik etmesin.
A.S.: Aynı duyguları paylaşıyorum, Allah hakkımızda hayırlısını nasip etsin.
ALTIN KASET TENEKE ÇIKTI!
C.K.: Şahin Özer, milyonlarca satan kasetimden dolayı Altın Kaset ödülü verdi. Altın Kaset'i aldım, eve gittim. Eşim Fadime'ye dedim ki, "Bunu çarşafa sar, yatağın altına koy. İleride lazım olursa bozdururuz." 10 sene sonra bir çıkarttık, simsiyah olmuş teneke! (Gülüyor)
A.S.: Şahin Özer, Gülhane'de bana da Altın Kaset verdi. Bir baktım 2.5 kilo ödül! Ertesi gün kuyumcuya götürdüm, "Benimle kafa mı buluyorsun?" dedi. "Altın değil mi bu?" diye sordum, kuyumcu "Ne altını ya!" dedi. Bir de "Yabancı biri olsan seni polise ihbar ederdim" diye fırça attı!
C.K.: Ümit Abi'nin birden fazla longplay'i var, benim bir tane...
Ü.B.: İki-üç Atın Plak ödülüm var benim de...
A.S.: Götürmedin mi kuyumcuya? (Gülüyor)
Ü.B.: Ben biliyordum ne olduğunu, götürmedim o yüzden.
EN SON HABERLER
- 1 4 çocuk babası Mahmut Tuncer de estetik yaptırdı! 10 yaş gençleşti son hali olay oldu! "Yaş kaç Mahmut abi..."
- 2 Kemal Sunal’ın minik rol arkadaşı...Yeşilçam'ın unutulmaz filmi Kapıcılar Kralı'nın İbram'ı Soner Yağız'ın son halini gören inanamadı!
- 3 Yumoş’tan Bambaşka Bi’ Ferahlık Deneyimi
- 4 Yerin hazır Fedon baba! Yazın sembol ismine esprili karşılama!
- 5 Kaçın yoldan! Yıldız geliyor! Yıldız Tilbe bu kez polis aracına çarptı
- 6 Akasya Durağı'nın Gülbin'i Aslı Altaylar cesur pozları ile mest etti! "Sinan görmesin"
- 7 Kardeşlerim'de Akif ile Süreyya köşeye sıkışıyor
- 8 BBC’yi kandıran esnaf!
- 9 Kızılcık Şerbeti'nin Ömer'i Barış Kılıç ile 16 yıllık eşi aşka geldi! İşte Kızılcık Şerbeti'nin yakışıklısının güzel eşi...
- 10 'Bu evlilik yürümez' Umut Evirgen ve Alina Boz çifti 'Boşanıyorlar' iddialarına isyan etti!