Cumartesi 25.02.2012
Son Güncelleme: Pazar 26.02.2012

Alzheimer hastasından yemek daveti

'Sonbaharı Beklerken' isimli oyunda Alzheimer hastası Iris Murdoch'ı canlandıran Çolpan İlhan, "Hastaları izlemek için hastanelere gittim. Onlar yıllar öncesini net hatırlıyor ama yakın dönemi bilmiyorlar. Beni sesimden tanıyıp yemeğe davet edenler oldu" dedi

Dünyaca ünlü yazar Iris Murdoch'ın hayatını anlatan ve 'Iris' isimli filmden yola çıkılarak yazılan 'Sonbaharı Beklerken' adlı oyun; Alzheimer hastalığına dikkat çekiyor. Usta oyuncu Çolpan İlhan'ın 'Iris' rolüyle izleyenleri ağlattığı oyunda; Ahmet Uz da onun kocası 'John'u canlandırıyor. Yönetmenliğini Naşit Özcan'ın yaptığı oyunun başrollerindeki Ahmet Uz ve Çolpan İlhan; oyunu ve ölümü anlattı.
ÖLÜMDEN KAÇIŞ YOK!
'Sonbaharı Beklerken' isimli oyunda sizi en çok cezbeden şey neydi?
ÇOLPAN İLHAN:
Her şey yönetmenimiz Naşit Özcan'ın yeni bir proje yapmak istemesiyle başladı. Fakat bulduğumuz şeyler hep bilindik, oynanmış şeylerdi. Ben de değişik bir şeyler yakalayalım istiyordum. "Nasıl yaparız?" derken Naşit'in aklına 'Iris' filmi geldi. Bu filmi izlemiş, çok etkilenmiş. Ben de bu filmi izlemiş ve çok beğenmiştim. 'Iris' hayatı güzel yaşamış, kitapları yok satan marjinal bir kadın... Okuldayken aşık olduğu adamla evlendikten sonra unutkanlık hastalığına yakalanıyor. Tüm o şan, şöhret ve yaşanmışlıklar unutuluyor. Okuyorsun, bir yerlere geliyorsun, çok popüler oluyorsun ama sonra bir şey oluyor ve hayal kırıklığı yaşıyorsun. Bu bakımdan oyun beni çok çekti.
AHMET UZ: Ben Şehir Tiyatrosu'ndan yeni emekli oldum. Dinlenmeyi planlarken kendimi bu oyunda buldum. Zaten Çolpan İlhan hayranıyım. Onunla aynı sahnede buluşmak benim için çok heyecan vericiydi.
Sizin oyununuzda verilmek istenen esas mesaj nedir?
Ç.İ.:
Oyun, 'Yarın ne olacağımız belli değil' mesajını veriyor. Bu düşünce bile bana çok enteresan geldi. Yazar oluyorsun, üniversite hocası ve filozof oluyorsun; kitapların yok satıyor, keyfin yerindeyken birden piyango çıkıyor ve hepsi birden hayal oluyor. Ölümden kaçış yok, ama ne kadar geç olursa; o kadar iyi diye düşünüyor herkes. Arada böyle şeyler çıkınca işi bozuyor.
A.U.: Oyunda ufak tefek özgürlüklerin bizi memnun etmemesi gerektiğini söylemeye çalışıyoruz. Çok küçük şeylere sevinip mutlu oluyoruz ama bu sırada birçok şeyi gözden kaçırıyoruz. Doktorlar her zaman "Beyni ve zihni açık tutun" derler. Iris Murdoch kadar beyni ve zihni açık bir insan yoktur herhalde. "Nasıl oluyor da böyle oluyor?" diye düşünmeden edemiyor insan. Ya aşırı yüklenmeden ya da genlerden kaynaklanıyor.
Oyunda evlilere de verdiğiniz bir mesaj var, değil mi?
Ç.İ.:
Evet. Zaten oyunun çıkış sorusu; "Bir gün karınız sizin kim olduğunuzu hatta kendi adını bile unutursa ne yapardınız?" Evlenirken 'hastalıkta sağlıkta' diye söz veriyoruz birbirimize. Biz, izleyiciye evliliklerde olması gereken dayanışmayı gösteriyoruz.
A.U.: Herkesin bir hastası var. Hastasına nasıl bakılacağı konusunda bir yol, yöntem göstermiyoruz. Zaten benim oynadığım 'John' karakteri karısı Iris'in hasta olduğunu kabullenemiyor. Çok satılan kitaplarını basan yayımcısı bir gün diyor ki: "Bu yazılarda bir tuhaflık var. Bunu 'Iris' yazmış olamaz. Ben bunu basamam." John da adamı ikna etmeye çalışıyor.
İLGİNÇ BİR DUYGUYDU!
Çolpan Hanım, oyuna hazırlık sürecinde Alzheimer hastalığını araştırıp bu hastalığa yakalanan hastaları gözlemlediniz mi?
Ç.İ.:
Evet, Alzheimer hastalarını yakından izlemek için hastanelere gittim. Bir grup hasta yemek yiyordu. Ben de uzaktan onları seyrediyordum. O arada garson bana bir şey getirdi; "Ben yemeyeceğim, mersi" dedim. Sesimi duyan iki kadın "Çolpan ilhan'ın sesi" diye yanıma geldi. Beni yemeğe davet ettiler. Doktor dedi ki, "Bunlar eski sesi hatırlıyorlar, az önce ne yediğini sorsak hatırlamaz." Yıllar öncesini net hatırlıyorlar ama yakın zamanı hatırlayamıyorlar. Orada yaşadığım duygular gerçekten çok ilginçti.
BÜYÜK AŞKLARIN BİR BEDELİ VARDIR
'Iris' ve 'John' birbirlerine tutkuyla bağlılar... Ancak 'Iris'in hastalığından sonra 'John' için işler daha da zorlaşıyor, hatta bu durumu kabullenmiyor. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ç.İ.:
'John', kadının yaşadıklarından çok etkileniyor. Ben, bunu kendi hayatımda da bilirim. Sadri'nin hastalığı döneminde ondan başka bir şey görmemeye başlamış; sadece ona yoğunlaşmıştım. Burada tam tersi bir durum var. Kadın bir hastalığa yakalanıyor; erkek ona destek olmaya çalışıyor. 'John'un sabrının tükendiği, ne yapacağını şaşırdığı anlar oluyor. Onun hikayesi çok önemli bu oyun içinde...
A.U.: Büyük aşkların bedeli var. 'John' da o bedeli ödüyor. Iris Murdoch aslında çok çirkin bir kadın. O yüzden aralarındaki ilişkiye fiziki açıdan bakamıyorum. 'John', kadının beynini sevmiş diye düşünüyorum. Paylaşımları çok fazla. Ancak kabul etmek istemese de 'Iris'in hastalığı adamı da etkiliyor. Bu da çok doğal.
Oyunda zorlandığınız yerler oldu mu?
Ç.İ.:
Tabii, kadının gelgitleri oluyor. Beni en çok o zorladı. Hastalığın verdiği boşluğa düşüp sonra tekrar hiçbir şey yokmuş gibi normal hayatına devam ediyor. Bu değişim dönemi çok zordu.
BEGÜM ÇOK YETENEKLİ VE BENİ İYİ OYNUYOR
Ölümden korkuyor musunuz?
Ç.İ.:
Korkunun ecele faydası yok! Neyin, ne zaman olacağını bilemeyiz; kader...
A.U.: Bence de ölümden korkmanın bir manası yok!
Çolpan Hanım, oyunda gençliğinizi Begüm Birgören oynuyor. Sizce nasıl?
Ç.İ.:
Begüm, çok yetenekli. Fiziği de gayet uygun; iyi oynuyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.