Anadolu zencisiyim

Sivri çıkışları var, evet. Saha kenarında sevinirken takla da atabiliyor, futbolcunun kaba etine voleyi de yapıştırabiliyor. Tüm bunlarda mutabıkız. Ama mutabık olduğumuz başka bir konu daha var; hepimiz onu çok seviyoruz. Galatasaraylı olabiliriz, Fenerbahçeli veya Beşiktaşlı. Hiçbir şeyde birleşemeyiz ama Yılmaz Vural sevgisi konusunda aynı düşünebiliriz. Çünkü sempatik ve içten. Bakmayın ikide bir magazinel konu başlıklarıyla gündeme getirildiğine; aldığı eğitimlerin memlekette yanına yaklaşabilen az. Ülkenin bir gerçeğini fena halde çözmüş; burada sesini yükseltmedikçe, ne kadar iyi olsan da unutulacağının farkında! Bağırıp çağırması o yüzden(di). Di'li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü Yılmaz Vural bu sayfalarda, hiç olmadığı kadar sakin. Kendisini yoganın kollarına bıraktığında yaklaşıyorum yanına ve bomba açıklamalı ama bir o kadar da sükunetli bir sohbete yelken açıyorum…
Hocam ben size 'Anadolu Zencisi' diyorum. Anadolu'nun her takımında çalıştınız, başarılı da oldunuz ama bir türlü büyüklere kabul ettiremediniz kendinizi. Eşitlik varmış gibi göründü ama hep halkanın dışında tutuldunuz...
Bu tabir güzelmiş ya! Sevdim bunu; Anadolu zencisi olmak... Evet, öyleyim galiba... Öncelikle durumu iyi analiz etmek gerekiyor. Bizim kulüpler yabancı antrenörle daha başarılı olacaklarını zannediyor. Oysa Fatih Terim, Mustafa Denizli, Aykut Kocaman gibi isimler; Türk antrenörlerinin de fevkalade başarılı olabileceğini ispatladı. Tam "Büyük takımlar yerliyle çalışmaya alıştı" dediğimiz zaman da; kendi camiaları dışında yerli antrenörlere şans vermemeye başladılar. Üç büyüklerin içinden değilseniz şansınız olmuyor. Peki, hiç mi fırsat gelmedi bana? Geldi. Ali Şen döneminde iki kez Fenerbahçe'nin başına geçmem için anlaşmaya vardık. Hagi döneminde aynı şekilde Ergun Gürsoy'la, Galatasaray için anlaşmaya varmıştık ama olmadı. Ben hep yüzüp yüzüp kuyruk kısmında kaybettim.
Beşiktaş'tan teklif geldi mi peki?
Resmi teklif almadım ama camianın ileri gelenleri, beni takımın başında görmek istediklerini defalarca söyledi. Hani konu büyüklerde çalışmaksa; bu ülkenin dördüncü büyüğü Trabzonspor'da ve bana göre beşinci büyüğü Bursaspor'da çalıştım. Ama o dönemlerde her iki takım da yokluk yıllarını yaşıyordu. Hem ekonomik anlamda, hem tesis ve imkan anlamında. Ama hâlâ üç büyükleri çalıştırma umudumu kaybetmiş değilim; antrenörlük hayatımın sonuna kadar da böyle devam edecek.

BENİ GÖRENE KADAR ONLARI YENECEĞİM