'Annelik kenarda dursun' diyene benim itirazım var
Hamilelik, kutsal ve çok özel bir dönem. Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu'nun anneliği erteleyen kadınlara itirazı var. Müezzinoğlu, annelik için en uygun zamanın 20-25 yaş aralığı olduğunu belirtiyor ve kadınların 30 yaşını geçirmeden anne olmalarını öneriyor
Bu sözlerimin yanlış anlaşılması için kamuoyu oluşturmak isteyenler oldu. Oysa son yıllarda dünyada ve ülkemizde karşılaştığımız bir sorun var. Annelik erteleniyor ve küçümseniyor. Bizim toplum olarak başka ülkelerin düştüğü yanlışa düşmemek için erken tedbirler almamız gerekir. Nasıl mı? Annelik; 'Hele bir okulumu bitireyim, hele bir yüksek lisansımı yapayım, hele bir kariyerim tamamlansın, hele bir işimi kurayım, sonra sırası gelirse anne olurum' diye erteleniyor. Anneler dünyada olmayan ve belki de dünyayı değiştirecek bir varlığı doğuran kişilerdir. O nedenle anneliğin küçümsenmemesi, ertelenmemesi, hafife alınmaması gerektiği için o cümleyi söyledim. Anne eğitimli olmalı, güçlü olmalı ama anneliği de ikinci-üçüncü plana atmamalı. Anneliğin ikinci-üçüncü plana atılarak küçümsenen duruma gelmesine karşı anneliğin hak ve hukukunu da birilerinin savunması lazım. Hele hele Sağlık Bakanlığı olarak; sağlıklı birey, sağlıklı toplum, sağlıklı aile için bunları konuşmamız lazım. Bir çocuğun ruhen sağlıklı olabilmesi için anne şefkati, anne merhameti, anne sütü şart... Bunun için anneliğin kutsallığını zedelememek, anne olmayı ertelememek lazım. Bir anne aynı zamanda doktor, mühendis, yönetici, gazeteci olabilir. Bütün bunlarda bir sorun yok. Ama 'Annelik hele bir kenarda dursun' derseniz buna itirazım var.
Biz Sağlık Bakanlığı olarak arzu eden annelerin rahat doğum yapabilmeleri, karşılaştıkları zorlukları aşabilmeleri için tıbbi açıdan her türlü desteği veriyoruz. O nedenle tüp bebek konusunda son 10 yılda attığımız adımlarla, bir kadının evlat sahibi olması için her türlü desteği sağladık. Her ailenin en çok arzu ettiği şey evlat sahibi olmaktır. Ama evlat sahibi olamayanları rencide etmek gibi bir kastımız asla olamaz. Onların da her zaman yanında oluruz.
YAŞ İLERLEDİKÇE RİSK ARTIYOR
Ben hiçbir bireyi bu anlamda sınırlayan noktada olmam. Ben Sağlık Bakanı olarak şunu söylüyorum: Bugün geldiğimiz noktada ortalama evlilik yaşı 27. Bu rakam her 5 yıllık zaman dilimlerinde daha da ileri yaşlara gidiyor. Halbuki dinamik toplumlar ve nüfus dinamiği açısından evliliğin normalde 20-25 yaş arasında en ideal olduğunu kastederek bu cümleyi söyledim. Kendi evlatlarıma da bunu ifade ettim. 'Eğitim önemli, asla vazgeçmeyin ama eğitimden vazgeçmeden de aile kurabilirsiniz, çocuk sahibi olabilirsiniz' diye söyledim. Matematiksel planlamalar yaparken aile kurmayı ertelemenin doğru olmadığını, bunun kendileri için ilk anda doğru gibi görünse bile toplum açısından da, kendileri için de 20-25 yaş diliminin en doğru yaş olduğuna inandığımı söylüyorum. Tıbben bir kadının en üretken, en sağlıklı, en verimli çocuk sahibi olma zamanı 20-30 yaş aralığıdır. Yaş ilerledikçe anne ve çocuğun sağlığı daha da riskli hale gelebilir.
Hükümetimiz bu anlamda uzun süredir hazırlık yapıyordu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'mızın ana sorumluluğu üstlendiği çalışmaları Başbakanımız açıkladı. Bunlardan bir tanesi; mevcut durumda doğum yapan annelerin, 16 haftalık ücretli doğum izinleri var. Şimdi bunun üzerine ilk doğumda iki ay, ikinci doğumda üç ay, üçüncü çocuktan sonra altı ay devam eden, yarı zamanlı çalışma hakkı tanınacak. Yarı zamanlı çalışma süresinde de tam maaş alınacak. Tam maaş alırken yarı zamanın maaşını çalıştığı yerden alırken, geri kalan yarı maaşını ve diğer haklarını devlet üstlenecek. Dolayısıyla anne ile bebeği daha yakın iletişimde olacak. Yine çocuk 5-5.5 yaşına, yani okul çağına gelene kadar ebeveynlere kısmi süreli çalışma hakkı getiriyoruz. Anne; 'Ben çocuğumla 5,5 yaşına kadar, kalmak istiyorum, eğitimiyle ilgilenmek istiyorum, onu eğitime hazırlamak istiyorum' diyorsa ebeveynlere 30 saate kadar kısmi çalışma hakkı getiriyoruz.
DEVLET PLANINI NÜFUSA GÖRE YAPAR
Doğum planlamasını aile kendi dinamiklerine göre yapabilir. Ama devletin, 'Doğum oranlarını ne kadar düşürürsek ekonomimiz o kadar güçlü olur' şeklinde bir planlama yapması yanlıştır. Türkiye bir dönem bu yanlışı yaptı, bunu Batılı ülkeler de yaptı. Ve bugün Batı bu yanlıştan kurtulamıyor. Türkiye'nin nüfusunu 75 milyon olarak sabit tutmayı planlıyoruz dersek bu ülkenin geleceğine en büyük yanlışı yapmış oluruz. Ülkenin nüfusu 2025'lerde 100 milyon olursa, biz bu 100 milyona göre planlama yapmalıyız. Bu 100 milyonun istihdamı, eğitimi, sağlığı vb. ülkemize ve dünyaya katacağı katma değerin ön hazırlıklarını, planlarını yapıyoruz dememiz gerekir. Biz Ak Parti olarak bunu yapıyoruz.
'BANA SEZARYEN YAPIN' DENİLEMEZ
Sezaryen tıbbi bir operasyondur. Doktora, 'Ben sancı çekmek istemiyorum, beni sezaryenle doğum yaptırın' demeye hastanın hakkı yok. Doktorun da mecburiyeti yok. Psikolog desteği verebiliriz, sancı için epidural anestezi yapabiliriz. Bizden Sağlık Bakanlığı olarak bunlar istenmeli. Hasta, 'Benim korkumu yenin, psikolojik destek verin' diyebilir ama 'Sezaryen yapın' demek ayrı bir şeydir. Bizler tüm hastalarımıza olduğu gibi doğum yapacak annelere de tıbbın doğrularını yapmak durumundayız. Sezaryen konusunda elimizde bilimsel veriler var. Örneğin Amerika'da sezaryen oranı yüzde 10, normal doğum oranı yüzde 90. Avrupa'da yüzde 15-16. Türkiye'ye baktığımızda yüzde 50'leri geçmişiz. Bilimsel çerçevenin iki-üç katına çıkmaya Sağlık Bakanı olarak rıza göstermem mümkün değil.
EN SON HABERLER
- 1 Oyuncu İpek Erdem anlattı: Barbie’yi silebilmek için elimden geleni yaptım!
- 2 Esra Erol’da 33 yıl sonra kavuştuğu annesine ateş püskürmüştü! Babası kızına kavuştu: Yargısız infaz yapmayın!
- 3 Real Madrid’in yıldızı Arda Güler’in pozu olay oldu! Arda Güler’den sevgilisi Duru Yayman’la mutluluk pozu!
- 4 Yasemin Özilhan tam bir estetik tutkunu! Doktorlar’ın Ela'sı Yasemin Özilhan’ın eski halini görenler tanıyamıyor!
- 5 Seda Erdim ile Ümit Erdim’le ilgili dedikodular doğru çıktı! Seda Erdim ve Ümit Erdim boşandı!
- 6 Mutfak Bahane final gününe eltiler damga vurdu!
- 7 16 yıldır el ele, göz göze! Kızılcık Şerbeti'nin Ömer'i Barış Kılıç güzel eşini yanından ayırmıyor!
- 8 Kızılcık Şerbeti'nin Pembe'si Sibel Taşçıoğlu'nun kocası bakın kim çıktı! Meğer yakışıklı oyuncu ile...
- 9 Yağ aldırdığını itiraf eden Demet Akalın şimdi de karın kaslarıyla olay oldu! "Ben hep böyleydim" dedi ama inandıramadı...
- 10 Güzel şarkıcı Mahmut Tuncer'in kızı çıktı! Mahmut Tuncer'in şarkıcı kızı Gizem sesi ve güzelliğiyle hayran bırakıyor...