Arabesk üzerime yapıştı kaldı

Müzisyen bir babanın konservatuvar mezunu kızı Fatma İşcan, 'Saltanat' isimli şarkısıyla müzikseverlerle buluştu. İlk olarak 'O Ses Türkiye' yarışmasında söylediği arabesk şarkılarla dikkatleri çeken İşcan, GÜNAYDIN'ın sorularını yanıtladı...
'Saltanat' şarkınız çok enerjik. Parçanın enerjinizi istediğiniz şekilde yansıttığına inanıyor musunuz?
'Saltanat'ın sözünü yazan, bestesini yapan kişileri tanımıyorduk aslında. İlk duyduğumuz anda bir enerji hissettik. Yaklaşık 100 şarkının arasından seçtik çünkü parçanın yüksek bir enerjisi ve sıcak bir havası vardı. Her yönüyle içimize sindi.
Müzik sektörüne nasıl girdiniz?
Zaten yaşantım doğrultusunda hep bu sektörün içindeydim. 45 yıldır müzikle ilgilenen bir babanın kızıyım. Müziğin içine doğdum yani. Yaptığım işi, eğitim aldığım okul doğrultusunda insanlarla paylaşmak, ortaya mümkün olduğunca güzel bir iş sunmak istedim.
Kariyerinizle ilgili hayalleriniz var mı?
Konservatuvara başladığımda ilk hedefim okulda öğretim görevlisi olmaktı. Mezuniyetten sonra akademik çalışmalara başlamaya karar vermiştim, o sırada 'Saltanat' bize geldi ve bu şarkıyı kaçırmak istemedim. Çünkü bu da bir hayaldi benim için. Tercih hakkımı çocukluk hayalimden yana kullandım. Sesimi duyurmak ve okulda öğrendiklerimi sergilemek istedim.
Düet yapmak istediğiniz bir isim var mı?
Sıla'yla düet yapmak isterdim. Yorumculuğunu, karakterini ve müzik anlayışını takdir ediyorum.
Şarkınızda pop esintileri var ama yorumunuzda alaturka tınılar da duyuluyor. Müzik tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Türk müziği eğitimi aldım ama katıldığım 'O Ses Türkiye' yarışmasında arabesk şarkılar da söyledim. Aldığım eğitime ve sesime arabesk parçaları yakıştırdılar, ben de o tarz söyledim. O platformda arabesk adeta üzerime yapıştı. Yıllardır sahneye çıktığım için popta da, arabeskte de başarılı olduğuma inanıyorum. Ama hangi tarzda kendimi daha mutlu hissettiğimi söylemem gerekirse, slow-pop diyebilirim. Arabeske yatkınlığım ve babamdan gelen bir kulak dolgunluğum var. Kısacası benim tarzım; her şey... İleride aldığım eğitim doğrultusunda işler de yapmak istiyorum.
'O Ses Türkiye'de ikinci olmuştunuz. Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz?
Yarışmaya katılma sürecim çok ilginçti. İlk bölümü televizyonda izledim ve çok hoşuma gitti. Sonra İzmir elemelerinin yapılacağını duydum. Ertesi sabah ablam beni kolumdan çeke çeke elemelere götürdü ve macera başladı.
Şimdi kendi klibinizi izlemek, internette hakkınızda çıkan yorumları okumak size neler hissettiriyor?
Klip çekiminin yapılacağı yerde büyük bir deprem olmuştu. Çok korkmuştum ama şimdi gülümseyerek hatırlıyorum. Klibi izleyen herkesin kendisini orada hayal etmesini istiyordum ve bunu başardığımı düşünüyorum. Klibi izleyenler, bir-iki sahnede görünen ufaklığı çok sevmiş. Aslında o benim yeğenim. Klipte kedilere de yer verdik, hayvanseverlerden çok güzel yorumlar alıyoruz.
YILDIZ TİLBE'YE BENZİYORUM
Ünlü olmak nasıl bir duygu? Hayatınıza etkisi nasıl oldu?
Yarışma sürecinden bu yana beni takip eden dinleyicilerim oldu. Onlarla bağımız hâlâ devam ediyor. 'Saltanat'ı da çok beğendiklerini söylediklerinde çok mutlu oluyorum. Beni yeni tanıyan insanların ilgisinden de çok memnunum. Şimdiye kadar hiç olumsuz tepkiyle karşılaşmadım. Benimle fotoğraf çektirmek için titreyerek yanıma gelen insanlar beni çok duygulandırıyor. Öyle anlarda "Sakin olun, ben de sizin gibiyim, hiçbir farkımız yok" diyerek onları sakinleştirmeye çalışıyorum.
Kendinizde hangi sanatçının enerjisini görüyorsunuz?
Karakterimi Yıldız Tilbe'ye çok benzetiyorum. Kendimde ondan çok şey görüyorum.