Artık güzel görünmekten vazgeçtim

Peş peşe vizyona girecek olan iki filmi 'Mississippi Grind' ve 'Burnt' ile gündemde olan Sienna Miller, Marie Claire dergisinin İngiliz edisyonunun Ekim sayısına konuştu. 33 yaşındaki İngiliz oyuncu, 30'lu yaşlarla birlikte hayatında yeni bir sayfa açtığını anlattı. İşte Miller'ın sözlerinden satır başları:
Fark ettim ki, güzel görünmekten vazgeçmeniz gerekiyor. Kibiri de bırakmak lazım. Şimdilerde göz alıcı görünmek zorunda olmamaya odaklandım.
Her zaman yeriniz dolabilir. 20'lerinizdeyken sizden belli bir kalıba uygun olmanız bekleniyor. Ama 30'larıma girdiğimde, kariyerimde büyük bir değişim yaşadım. 20'li yaşlarımda 'güzel kız arkadaş' rolleri oynuyordum, şimdi ise karakterlere odaklandım ve gerçek insanları oynuyorum.
'Burnt'te Bradley Cooper ile ikinci kez beraberiz. Çok iyi arkadaşız, sürekli gülüyoruz. Çok parlak bir yıldız olmasının yanı sıra kibar ve sadık bir insandır.
Paparazziler, sürekli Londra'daki evimin önünde oturuyorlardı. Nereye gidersem gideyim,12 araç beni takip ediyordu. Kardeşim Savannah'nın çocuklarını dışarıya çıkardığımda bile güvende değildim. Tüm hayatım belgesel gibi kaydediliyor ve yönlendiriliyordu. Bunun yasa dışı bir eylem olduğunu göstermek zorundaydım. Paparazzileri bir yıl boyunca gizlice kameraya aldım ve 2008'de elimde kanıtlarla mahkemeye başvurdum.
'DEĞİŞİM İÇİN FEDAKARLIK ŞART'
Ücretlerdeki dengesizlik nedeniyle bir oyundaki rolümü bıraktım. Yapımcı, erkek oyuncuya ödediğinin yanından bile geçmeyen bir rakam ödüyordu bana. Üstelik kadınlar, erkeklerden her zaman daha dikkat çekicidir. Buna karşı gelmeliyiz; değişim yaratmak için fedakarlıklar yapmalıyız. Saygıyı hak etmek için bu sisteme karşı çıktım.
'American Sniper'da Clint Eastwood ile çalıştım. Tüm filmi 40 günde, provasız olarak çekti. Kendimi küçük bir ailenin içindeymiş gibi hissettim. O ne istediğini çok iyi bilen birisi. Bu filmle, sete daha hazır gitmeyi ve bir sahneyi bir-iki denemede çekmeyi öğrendim. Bir keresinde bir sahneden önce Irak'ta o gün ölenlerin sayısını kulağıma fısıldadı. Bu, bana o andan sıyrılıp kafamın içine yönelmem gerektiğini gösterdi.
Anne olmak çok derin bir şey. Kızımı kucağıma alana kadar, onun için uygun bir birikimim olup olmadığını bilmiyordum. Her şey spontane gelişti. Hayatımız çok basit ve güzel. Parka gidiyoruz, onu okula götürüyorum. Bahçede poni'lerle oynuyor, çamura bulanıyor. Onunla, çocukluğumdan hatırladığım o sihri yeniden yaratmaya çalışıyorum.